Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde camiye yapılan ve 49 Müslümanın şehid edildiği, 48'inin de yaralandığı silahlı saldırıya tepkiler gelmeye devam ediyor. Yaşanan Hristiyan terörü bir kez daha batının çirkin ve iki yüzlüğünü ortaya koydu.
Her fırsatta Müslümanlara ve İslami değerlere saldıran batı, bu kez çirkin yüzünü Yeni Zelanda'da gösterdi. Cuma namazını kılmak için camide bulunan Müslümanlara saldıran Hristiyan terörünün gerçekleştirdiği vahşetle bir kez Müslümanlarının birliğinin ne kadar elzem olduğunu ortaya koydu.
Yapılan katliama tepki gösteren Eğitim-Bir-Sen Bitlis Şube Başkanı Cabir Durak, "Dünyanın barışa en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kimi ülkeler, dinler çatışmasını körükleyecek tarzda İslam karşıtlığını adeta siyasi tutuma dönüştürmüştür." dedi.
İslamofobya'nın geldiği tehlikeli aşamaya dikkat çeken Durak, "Adının Breton Tarrant olduğu iddia edilen saldırganın, saldırı için seçtiği yer ve zamandan, silahların üzerine kimi İslam karşıtı teröristlerin ve Müslümanlara karşı mücadele etmiş tarihi kişilerin isimlerinin yazılı olmasına, katliamın yapılma biçimine, saldırı anının Facebook'ta yayınlanmasına kadar birçok sembol İslamofobya'nın ne ölçüde tehlikeli bir aşamaya geldiğini göstermektedir. Bu insanlıktan, nasibini almamış zihniyetin ve ruh halinin sonucu olan terör saldırısını şiddetle kınıyor, faillerini, demeçleri, yazıları, tavırları ile bu nefret ortamına zemin hazırlayanları lanetliyoruz. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz." ifadelerini kullandı.
Saldırganın, saldırıdan önce yayınladığı 87 sayfalık manifestoda, Türklerin Avrupa'dan tamamen söküleceğinin ve İstanbul'daki bütün camilerin yıkılarak, Ayasofya'nın kiliseye çevrileceği bilgisine dikkat çeken Durak, şeytanca niyetleri olan odakların, vahim, korkunç bir kurgu ve komplo kurduklarını gösterdiğini belirtti.
Daha önceden benzer versiyonlarını Avrupa ve ABD'nin birçok şehrinde görüldüğünü hatırlatan Durak, "Bu saldırılar, dini inançların, siyasal güç mücadeleleri ve sömürü hesapları için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. İslamofobi ile ortak insanlık medeniyetimizin, insan hakları, bir arada barış içinde yaşama, özgürlük gibi temel ilkeleri fütursuzca, sorumsuzca çiğnenmekte; Müslümanlara, İslâm kültür, uygarlık ve yaşama biçimine nefret köpürtülmektedir. Kimi batılı ülkelerin, sokaklara, caddelere, mabetlere korku salan, hayatın ritmini, düzenini, huzurunu bozan bu çarpık, sahte ve ikiyüzlü yaklaşımı, kendi ülkeleri ve insanlık için felaketten başka bir şey getirmedi, getirmez."
Saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Durak, "Özellikle batılı aydın ve siyasetçiler, fazla vakit geçirmeden yuvarlanmakta oldukları uçurumun kıyısından dönmeli, insanlığın huzuru, mutlu geleceği için kayıtsız koşulsuz barışı ve insan haklarını desteklemelidir." diye konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)