Mardin merkez Artuklu ilçesinde yaşayan79 yaşındaki çömlek ustası Şehmus Kaynaka, çocukken başladığı mesleğini 65 yıldır sürdürerek yaşatmaya çalışıyor.
Diyarbakır ve Mardin'in ilçelerinden getirdiği kırmızı killi toprağı elleriyle yoğurup şekil vererek hayatını idame eden Kaynaka, 4 kız ve 4 erkek olmak üzere 8 çocuğunu çanak çömlek yaparak okuttuğunu söyledi.
Kaynaka, 100 metrekarelik imalathanesinde ilerlemiş yaşına rağmen killi topraktan, vazo, biblo, su testisi, küp, ekmek tandırı ve çömlek yapıyor.
Allah'ın insanları topraktan yarattığını hatırlatan Kaynaka, içindeki 33 element ile toprağın çok sağlıklı olduğunu söyledi. Çömlekçiliğin Anadolu'nun en eski meslekleri arasında yer aldığını aktaran Kaynaka, mesleğini unutulmaması için yetkililerden yardım beklediğini ifade etti.
"Çanak, çömlek, su testisi, küp, saksı ve ekmek tandırı yapıyorum"
Kaynaka, 14 yaşında başladığı mesleği ressam İsmet Yedikardeş'in babası Mahmut Yedikardeş'ten öğrendiğini, ustası Mahmut Yedikardeş'in de Ermeni bir ustadan öğrendiğini söyledi.
Eskiden su küpleri yaptıklarını ve işlerinin gayet iyi olduğunu anlatan Kaynaka, su küplerinden çok güzel para kazandığını belirtti.
Kaynaka, "Çanak, çömlek, su testisi, küp, saksı ve ekmek tandırı yapıyorum. En çok gelinlerin evlerin önünde kırdıkları su testisi talep görüyor. Kurban Bayramı için yaptığım su testileri var. Arife günü içerisine su doldurulup çocuklara veriliyor. Bunlar en çok sattıklarımız. Ayrıca yöresel yemeklerin yapıldığı çömlek çok satılıyor." dedi.
"Benden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse yok"
Yaklaşık 65 yıldır çanak çömlek işiyle uğraştığını belirten Kaynaka, "Ustam Mahmut Yedikardeş Müslümandı, oda bu mesleği Ermeni ustalarından öğrenmişti. Sonradan ustam vefat etti. Ben bu mesleği devam ettim. 1977 yılında memur oldum, 2000 yılında emekli oldum. Bu mesleğin yaşatılması için devlet bize yer verdi. Ben memur olduğum zaman sda bu mesleğin ölmemesi için çalışıyordum. Bana valilikten izin alıyorlardı, müdür idare ediyordu. Genelde cumartesi pazar çalışıyordum. Hem maaşımı alıyordum hem de çalışıyordum. Allah'u Teâlâ (Celle Celaluhu) ömür verdiği sürece bu mesleğin ölmemesi için çalışmaya devam edeceğim. Çünkü benden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse yok! Çırak alıyorum, çamuru gördüklerinde korkuyorlar, ilgilenmiyorlar. 6 çocuğum birisinde bu meslek merak olmadı. Birisi geldi birkaç yıl çalıştı oda memur oldu gitti." ifadelerini kullandı.
"Eskiden su küplerini çok satardık"
Mardin'deki kil toprak ile Diyarbakır'dan getirdiği kırmızı toprağı karıştırıp çamur haline getirdiğini anlatan Kaynaka, "Çünkü kil toprak su için çok sağlıklıdır. 33 madde içeriyor ve hatta bazı doktorlar hastalarına su testisini kullanmaları gerektiğini öneriyor. Eskiden insanlar yaptığımız büyük küplerden su içiyorlardı. Herkes su için büyük küpleri kullanıyordu. O küplerin satışı da fazla oluyordu. Küpler kullanışlı olduğu için insanlar her şeylerini onlara koyup saklıyorlardı ama şimdi kimse kullanmıyor. Bazı yaşlı kişiler gelip soruyorlar. Eskiden satışlarımız çok fazla oluyordu Kızıltepe'ye haftada 15 kamyon götürüyorduk. Her evde 10 testi bulunuyordu ama şimdi kalktı. Şimdi ise çiçek için saksı ve kurban bayramlarında testi yapıyoruz. Ayrıca tandır, testiler, kül tabağı, çanak çömlek, sarma taşı, kuşlar için yuva, vazo yapıyoruz. Yani bir ev için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz." diye konuştu.
"Kil toprak insan vücudu için çok önemli"
Çocuklarını çanak çömlek yaparak okutturduğunu belirten Kaynaka, şunları kaydetti:
"Benim toprak ile olan aşkım uzun zamandan beri var. Kullandığımız toprak iki çeşittir; biri kırmızı toprak diğeri ise kil topraktır. Kil toprak, insan vücudu için çok önemli bir rol oynamaktadır, hatta eskiden birisi yaralanırsa ve eğer o çamurdan sürerse o yara iyileşirdi.79 yaşındayım ve sağlığımı toprağa borçluyum çünkü insanoğlu topraktan yaratılmıştır. 8 tane çocuğum var ve hepsini bu meslek sayesinde okutturdum. Bildiğim sanatlar var ve zararlıdır ama toprak böyle değildir. Çünkü insanoğlu topraktan yaratıldığı ve bizde toprakla iştigal olduğumuz için zararlı değil, faydalıdır. Şimdi insanlar fabrikalarda, madenlerde çalışıyor. Duman, koku hepsi hastalıktır, yani kaç kişi o dumandan dolayı ölüyor görüyoruz. Şimdi hepsi fabrika olmuş, plastik şeyler olmuş, dolayısıyla hastalıklar ortaya çıkmış. Çünkü plastik ve demir eşyalar sağlığa zararlıdır ama çamurdan eşyaları kullanan kişiler ise sağlıklıdır." (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)