Kudüs'te yaşayan Müslümanlar, İsrail'i ‘Kudüs' konusunda uyardı. İsrail'in bu günlerde El Aksa Camii'in en önemli giriş yerlerinden biri olan ve Yahudilerin ‘Merhamet Kapısı' olarak adlandırdığı 'Rahmet Kapısı'nı, israilli aşırılık yanlısı yerleşimcilerin ibadet etmesi için Sinagoga dönüştürme çalışmaları tepki topluyor. Kudüs'te yaşayan Müslümanlar ise, ‘Kudüs'ün saatli bir bomba olduğunu, Kudüs'ün statüsü ile oynamak, bombanın fitilini çekmektir” diyerek İsrail'i uyardı.

Geçen pazartesi akşamı, işgal çetesinin mahkemesi, Savcı'nın, El Aksa Camii'nin doğu duvarındaki Bab El-Hazine kilisesini yeniden açma isteğine yanıt vermesi için Kudüs'te Vakıf ve İslam İşleri Konseyi'ne 10 Mart'a kadar izin verdi.

SİNAGOGA DÖNÜŞTÜRME ÇABALADI

Mahkemenin, Vakfın Konseyi tarafından cevap vermemesi halinde, kilisenin İsrail yasalarına göre yasaklanan İslam Miras Komitesi için bir büro olarak kullanıldığı gerekçesiyle son teslim tarihinden sonra kapıyı zorla kapatmaya karar vermesi bekleniyor.
İki haftadan fazla bir süredir işgal çetesinin, Kudüs'te 130 Filistinliyi tutukladığı bildirilirken, yaklaşık 60 kişinin de Aksa Camii'ne girişine yasak getirildi. 
22 Şubat Cuma günü, Filistinli Müslümanlar 2003'te İsrail işgal kuvvetleri tarafından ilk defa kapatıldığından beri El Aksa Camii'ndeki, “Rahmet/Merhamet Kapısı"nı açtı.
Rahmet/Merhamet Kapı'sının açılmasından kısa bir süre sonra İsrail Eski Eserleri İdaresi ‘Merhamet Kapısı'nı kontrol etmek için harekete geçti. Merhamet Kapısı'nın tüm duvar, tavan ve zemininde ölcüm yapmak için İsrail'lilere izin verdi. Yapılan çalışmaların Rahmet/Merhamet Kapısı'nın Yahudi sinangona dönüştürme çabaları olduğu öğrenildi.
İsrail Eskileri İdaresi'nin attığı adımlar Kudüs'te Müslümanlar arasında endişe ile izlenirken; Sendika sözcüsü Assaf Farid, Müslümanlara Merhamet Kapısı'nın sinagoga çevirilmemesi için hareket etmeye ve kitlesel gösterilere çağırdı.

‘KUDÜS HALKI, MERHAMET KAPISI'NIN ÇALINMASINA İZİN VERMEYECEK'

Kudüs Vakıf Meclisi üyesi Hatem Abdülkader de, “İşgal devleti İsrail, Rahmet/Merhamet Kapısı'nı çalmak ve aşırılık yanlısı yerleşimciler için Yahudi sinagoguna dönüştürmek için çok tehlikeli bir program hazırlıyor. Kudüs halkı ise, İsrail mahkemesini tanımıyor ve El Aksa'daki İslami işaretlere karşı alınan kararlar, bunun sahada uygulanmasına izin vermeyecek” diyerek, Kudüs halkının, İsrail'in Rahmet/Merhamet Kapısı'nın statüsünü çalma planlarına şiddetle karşı çıkacağını vurguladı.

İsrail'in Rahmet/Merhamet Kapısı'nı sinagoga dönüştürme çalışmalarını doğrulayan Kudüs Müftüsü ve Aksa Camii baş İmamı Şeyh İkrime Sabri de; sabahın erken saatlerinde, İsrail Eski Eserleri Kurumu'nun düzinelerce çalışanın, Bab al-Rahma kilisesini İsrail polisinin koruması ile basıp, kilisenin resimlerini içten çektiğe ve kilisenin iç ve dış duvarlarında ölçümlerini aldığını söyledi.

Sabri, “bu saldırıları Rahmet/Merhamet Kapısı'nı kapatmaya ve iç özelliklerini değiştirerek onu gün ve saat boyunca aşırılıkçı yerleşimcilere tahsis edip yeni bir Yahudi sinagoguna dönüştürmek için bir ön hazırlık olarak değerlendirdi ve bu onlarla kalıcı bir yüzleşmeye yol açacak” dedi.

Kudüs'te araştırmacı ve uzman olan Jamal Amr ise, Kudüs şehri içindeki tüm durumların önümüzdeki günlerde patlamaya yol açacağını, işgal adımları ve merhamet kapısını zorla kapatma tehdidiyle sonuçlanacağını belirterek şöyle dedi:
“Merhamet Kapısı, dramatik olarak bir sinagoga dönüştürülmek üzeredir. Rahmet/Merhamet Kapısı sinagogu olarak adlandırılacak ve Fas Kapısı'nda olduğu gibi işgalci İsrail tarafından tam kontrol altında olacak ve bu adımlar Kudüs'te çok fazla endişe ve ihtiyat uyandıracak. Bu gelişmeler kritik saatler ve fırtına öncesi sessizlik!.”

Rahmet/ Merhamet Kapısı, El Aksa Camii'nin doğu duvarındaki Asbat Kapısı'nın 200 metre güneyinde yer alır ve caminin en eski bölümlerinden biri olan Eski Şehir'in doğu duvarının bir parçasıdır. Merhamet Kapısı'nın yapısı, hali hazırda Emevi dönemindedir, Fatimi döneminde kapatılmış, ayrıca İmam Ebu Hamid el-Gazali ve "Din Bilimlerinin Canlanışı" kitabının devrilmiş olduğu bir kubbe ile örtülmüş büyük salonlar içermektedir.

TARİHLERİYLE KUDÜS'ÜN KAPILARI ŞUNLAR:

Kudüs eski şehri çevreleyen surların, 7 kapısı bulunmaktadır. Bunlardan 6'sı Kanuni döneminde yeniden inşa edilmiş olup, Kanuni'nin yaptırdığına dair kitabeleri yer almaktadır. Sadece “Yeni Kapı” Sultan İkinci Abdulhamid döneminde açılmıştır, ancak kitabesi yoktur. Diğer kapılardaki kitabeler de zamanla silinmekte, İsrail bu kitabelerin bakım-onarımını yapmadığı gibi, başkalarının yapmasına da müsaade etmemektedir.
Günümüzde Müslümanlar, eski şehrin Şam, Sâhira ve Esbât kapılarını; Hıristiyanlar Esbât, Cedîd ve El Halîl kapılarını; Yahudiler ise Meğâribe, Nebî Davud ve El Halîl kapılarını yoğun olarak kullanmaktadır. Turistler ise daha çok, kapıların en ihtişamlısı olan Şam Kapısı ile şehre batı yönünden girişi sağlayan El Halîl Kapısı'nı tercih etmektedir.

Müslümanların yoğun olarak kullandığı Şam ve Sâhira kapılarının girişinde polis kontrol noktaları vardır. Mescid-i Aksâ'nın tüm kapılarında ise İsrail polisi nöbet tutmakta, kapıların içinde de İslâm Vakfı'na bağlı Aksâ'nın güvenlik görevlileri beklemektedir. Mescid-i Aksâ'nın anahtarları, -maalesef- İsrail'in elinde bulunmaktadır. İslâm Vakfı her ne kadar “Anahtarlar bizde” dese de, İsrail polisi kapılardaki nöbet yerlerine gelmeden, kapılar açılmamaktadır. Nitekim İsrail, 14 Temmuz 2017'de patlak veren Aksâ olayları sırasında, Mescid-i Aksâ'nın bütün kapılarını iki gün boyunca kapalı tutmuş, içeriye de görevli hiçbir Filistinliyi sokmamıştı. O günlerde, Aksâ'da ezan dahi okunamamıştı. Geçen aylarda da, yaşanan iki çatışmanın ardından Aksâ'nın kapıları İsrail tarafından kapatılmıştı. Daha önceki yıllarda yaşanan daha büyük krizlerde bile Aksâ'nın kapılarını kapatmayan işgal çetesi yönetimi, bugün en ufak bir gerginlikte kapılara kilit vurmaktadır.

Mescid-i Aksâ'nın 15 kapısı bulunmaktadır. Bu kapılardan 5'i kullanıma kapalıdır. Hıtta, Esbât, Nâzır ve Silsile Kapıları, tüm namaz vakitlerinde açıktır. Bu 4 ana kapı dışındakiler, sabah ve yatsı namazlarında kapalıdır. Batı yönündeki Meğâribe Kapısı ise Yahudi ve Hıristiyanlara açıkken, Müslümanlara kapalıdır.

SURLARDAKİ KAPILAR

1) Şam Kapısı

Kudüs eski şehrin kuzey tarafında yer almaktadır. Roma döneminde, mevcut kapının alt kısmında İmparator Hadrian'ın heykelinin yer aldığı dev bir sütun bulunduğu için, bu kapının diğer ismi “Âmûd (Sütun) Kapısı”dır.
Kapıdan içeri girildiğinde, merdivenlerin bitiminde yol ikiye ayrılarak sur içinin en büyük iki caddesine açılır: Vadi (el Vâd) ve Hân el-Zeyt Çarşısı. Kapıdan çıkıldığında ise, Sultan Süleyman ve Nablus caddeleri karşımızdadır. 1527'den itibaren Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle surların yenilenmesi sırasında inşa edilen kapı, Kudüs surlarındaki kapıların en ihtişamlısı ve en güzelidir. Günümüze kadar ayakta kalan kapı iki kısımdan oluşmaktadır. Osmanlı'nın inşa ettiği üst bölümün altında, şu anda yer hizasının da aşağısında kalan kısımda, Roma döneminden kalıntılar vardır.Yakın dönemde çok sayıda Filistinli, İsrail askerleri tarafından bu kapı civarında şehit edildiğinden, Kudüs halkının dilinde kapının ismi “Şehitler Kapısı” olarak yerleşmiştir. Çok değil, 3-4 sene öncesine kadar Şam Kapısı'nın önü seyyar satıcılar ve yerli halkın bulunduğu canlı bir mekân iken, İsrail yönetimi artık burada uzun süre kalmaya ve durmaya izin vermiyor. Kapının önüne ve çevresine güvenlik gerekçesiyle 3 yeni seyyar karakol ve gözetleme kulesi diken İsrail, sadece baskıyı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Şam Kapısı'nın siluetini de değiştiriyor.Konumu nedeniyle stratejik bir öneme sahip olan Şam Kapısı'nın genellikle Vadi Caddesi üzerinden Aksâ'ya giden Müslümanlar, Hân el Zeyt Çarşısı'ndan Kıyâme Kilisesi'ne giden Hıristiyanlar, Kudüs'ü ziyarete gelen turistler ve Şam Kapısı yakınlarındaki ikamet eden Filistinliler kullanmaktadır. Son dönemde, Ağlama Duvarı'na giden Yahudiler de bu kapıdan geçmektedir. Yerleşimci Yahudiler de, özellikle İsrail'in dini ve milli bayramlarını bahane ederek bu kapıyı kullanmakta, yüzlercesi burada toplanarak Filistinlileri provoke etmeye çalışmaktadır. Normalde her zaman kullandıkları Meğâribe veya el Halîl kapılarını kullanabilecekken burayı tercih etmeleri, hiç şüphesiz ki maksatlıdır. Filistinliler de eylemlerini burada düzenlemektedir.

Şam Kapısı, temizlik için sur içine giriş-çıkış yapan küçük araçlar dışında, trafiğe kapalıdır.

2) Sâhira Kapısı

Kudüs surlarının kuzeydoğu kısmında yer almaktadır. Batılıların “Herod Kapısı” ismiyle andıkları kapı, Sultan Süleyman ve Salahaddin caddelerine bakmaktadır. Rivayete göre, Salahaddîn Eyyûbî 1187'de Kudüs'ü yeniden fethederken, şehre tam bu noktadan girmiştir. Salahaddîn'in askerlerinin kapının girişinde sabahlayıp burada savaştıkları için, kapıda “Sâhira” yani “Uyanık kalanlar” ismi verilmiştir. Kapının dışarı açıldığı noktaya çıkan cadde de, Salahaddîn ismini almıştır.

Sâhira Kapısı, araç trafiğine kapalıdır.

3) Esbât Kapısı

Eriha yönüne baktığı için “Eriha Kapısı”, Hz. Meryem'in dünyaya geldiğine inanılan mağaranın hemen yanında bulunduğu için de “Sitti Meryem Kapısı” adlarıyla da anılmıştır. Memlûk Sultanı Zâhir Baybars döneminde yapılan iki aslan figürünü, kapının üzerinde bugün de görmek mümkündür. Bu aslan motiflerinden dolayı, Batılılar buraya “Aslanlı Kapı” demektedir. Kapıdan dışarı çıkıldığında sağda Rahmet Mezarlığı, solda ise Yûsufiyye Mezarlığı yer alır.
1967'de Kudüs'ü işgal eden İsrailli komutanlar, bu kapıdan şehre giriş yapmıştır. Dönemin İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan, Genelkurmay Başkanı Yitzhak Rabin ve Kudüs Komutanı Uzi Narkiss, kapıdan birlikte girmişlerdir.

4) Meğaribe Kapısı

Eski şehrin güneydoğu tarafında yer almaktadır. İsminin anlamı “Mağribliler” demek olan kapı, Salahaddîn Eyyûbî döneminde Fas ve civarından getirilip Kudüs'e iskan edilen Müslümanların yaşadığı mahalleye açılmasından dolayı, bu şekilde adlandırılmıştır. 1967'de Kudüs'ün İsrail tarafından işgal edilmesinden hemen sonra, Mağriblilerin yaşadığı mahalle buldozerlerle yıkılmış, çok sayıda ev ve tarihî eserin yok edilmesiyle Ağlama Duvarı'na alan açılmış, mahallenin diğer kısımlarına da Yahudiler yerleştirilmiştir.
Eski dönemlerde şehrin çöplüğü olarak kullanılan alana açıldığı için “Çöp Kapısı” adıyla da anılan kapıdan, bugün daha çok Yahudiler ve Batılı turistler giriş-çıkış yapmaktadır. Normalde, Kudüs'ün güneyindeki Silvan Mahallesi'nde oturan Müslümanların Aksâ'ya ulaşmalarının en pratik yolu, bu kapıyı kullanmalarıdır. Ancak yol üzerine İsrail tarafından konulan kontrol noktalarındaki bıktırıcı muamele nedeniyle, burası Müslümanlar tarafından eskisi kadar kullanılmamaktadır.
Meğâribe Kapısı, araç trafiğine açıktır. Ağlama Duvarı'na gelen yabancı misafirlerin makam araçları, burayı kullanmaktadır.

5) Nebî Davud Kapısı

Eski şehrin güneybatı kısmında yer almaktadır. Yahudilerin “Siyon Kapısı” olarak adlandırdığı kapının dış cephesinde, 1967'de şehrin işgali sırasında yaşanan çatışmaların kurşun izlerini bugün de görmek mümkündür. Nebî Davud Kapısı'nın hemen dışında, Hz. Davud'a nispet edilen bir kabir bulunur. Kapıya “Nebî Davud / Davud Peygamber” denmesinin sebebi de budur.

6) El Halîl Kapısı

Eski şehrin batı tarafında, surların batı yönündeki tek çıkışıdır. Araplar burayı “El Halîl” ismiyle anarken, Yahudiler ve Batılılar “Yafa Kapısı” ismini kullanır. Kapının hemen iç kısmında, Kudüs içkalesi yer alır. 1967'deki işgalden sonra İsrail tarafından müzeye çevrilen kalede bulunan mescidin mihrabının Hz. Davud döneminden kalma olduğuna inanılır.Kapı, araçların geçemeyeceği kadar dar ve küçüktür. Ancak hemen yanı başındaki surlar, 1898'de Alman İmparatoru İkinci Wilhelm'in Kudüs'ü ziyareti sırasında arabaların geçmesi için yıkılarak şehre araç ve otomobil giriş-çıkışı sağlanmıştır.

7) Cedîd (Yeni) Kapı

Eski şehir surlarının kuzeybatı kısmında yer alır. Hıristiyan hacıların ve o muhitte yaşayan halkın şehre ulaşımını kolaylaştırmak için, Sultan İkinci Abdulhamid'in emriyle açılmıştır. İsminin “Cedîd” (Yeni) olmasının nedeni budur. Halk arasında “Abdulhamid Kapısı” adıyla da anılmıştır.

MESCİD-İ AKSA'NIN KAPILARI

1) Hıtta Kapısı (Eyyûbî)

Mescid-i Aksâ'nın kuzey revaklarının bulunduğu taraftadır. Mücahidîn Sokağı'na açılmaktadır. Sâdiyye Mahallesi'nde ikamet edenlerin ve Sâhira Kapısı'ndan Aksâ'ya gelen Müslümanların kullandığı kapıdır.
Tüm vakit namazlarında açıktır.

2) Esbât Kapısı (Eyyûbî)

Mescid-i Aksâ'nın kuzeydoğu köşesindedir. Aynı isimle anılan sur kapısına açıldığı için, bu ismi almıştır. Cenazeler bu kapıdan çıkarılmakta ve sur dışındaki mezarlıklara defnedilmektedir. Aksâ'ya ambulans ve polis araçlarının girdiği durumlarda, ulaşım buradan sağlanmaktadır. 14 Temmuz 2017'de başlayan “Aksâ Olayları”, bu kapıya İsrail tarafından X-Ray cihazlarının yerleştirilme girişimi sonucu patlak vermiştir.
Tüm vakit namazlarında açıktır.

3) Melik Faysal Kapısı (Eyyûbî)

Mescid-i Aksa'nın kuzeyindedir. “Şerefu'l-Enbiyâ” ve “Îtım” isimleriyle de anılan kapı, Irak Kralı Faysal bin Hüseyin'in 8 Haziran 1933'te Kudüs'ü ziyaretinden sonra, onun ismini almıştır. Sâdiyye Mahallesi'nde ikamet edenlerin ve Sâhira Kapısı'ndan Aksâ'ya gelen Müslümanların kullandığı kapı, Mücahidîn Sokağı'na açılır.
Sabah ve yatsı namazlarında kapalıdır.

4) Gavânime Kapısı (Memlûk)

Mescid-i Aksâ'nın kuzeybatı tarafındadır. Hıristiyanların Hz. İsa'nın sırtında çarmıhı taşıyarak yürüdüğüne inandıkları Çile Yolu'na açılmaktadır. Sâdiyye Mahallesi'nde ikamet edenlerin ve Sâhira Kapısı'ndan Aksâ'ya gelen Müslümanların kullandığı kapıdır. Salahaddîn Eyyûbî döneminde şehre yerleşen, Memlûklar döneminde ise Kudüs'ün en önemli yerel odaklarından biri haline gelen Gavânime ailesinin oturduğu mahalleye giriş-çıkış buradan sağlandığından, ismini de onlardan almıştır.
Sabah ve yatsı namazlarında kapalıdır.

5) Nâzır Kapısı (Eyyûbî)

Mescid-i Aksâ'nın batı revakları yönündedir. “Meclis Kapısı” adıyla da anılan kapı, Vadi Caddesi'ne açılır. Şam Kapısı'ndan ve çarşılardan gelen Müslümanların kullandığı kapıdır. Hemen yakındaki Alâaddîn Sokağı'nda Osmanlı döneminde hapishane olarak kullanılan bir mekânın bulunması sebebiyle, “Hapishane Kapısı” ismi de verilmiştir. 14 Temmuz 2017'deki olaylarda, İsrail yönetimi bu kapıya da X-Ray cihazı yerleştirme girişiminde bulunmuştur.
Tüm vakit namazlarında açıktır.

6) Hadîd Kapısı (Memlûk)

Mescid-i Aksâ'nın batı revaklarında, Meclis ve Kattânîn kapıları arasında bulunmaktadır. Yapımında demirle bakır karıştırıldığı için hadîd “demir” ismini almıştır. Memlûkler döneminde, Sultan Kalâvûn adına şehri idare eden Emir Argun'un kurmuş olduğu medresenin yanında yer aldığı için, bazı kaynaklarda ismi “Argun Kapısı” olarak da geçer. Sabah ve yatsı namazlarında kapalıdır.

7) Kattânîn Kapısı (Memlûk)

Mescid-i Aksâ'nın en ihtişamlı ve en güzel kapısıdır. Batı yönünde, Pamukçular Çarşısı'na ve Vadi Caddesi'ne açılır. “Kattânîn” (Pamukçular) ismini, bağlandığı bu tarihî çarşıdan alır. El Halîl Kapısı'ndan Aksâ'ya gelen Müslümanlar, daha çok bu kapıyı kullanırlar. 1336'da Memlûk Sultanı Kalâvûn tarafından inşa ettirilmiştir.
Sabah ve yatsı namazlarında kapalıdır.

8) Mathara Kapısı (Eyyûbî)

Mescid-i Aksâ'nın batı revaklarında, Kattânîn Kapısı'nın hemen yanındadır. İç kısmında abdesthane ve lavabolar bulunduğundan bu ismi almıştır. Kattânî Çarşısı'nın içinde ve Mathara Kapısı'nın arka tarafından tarihî bir hamam mevcuttur. Kattânîn Çarşısı'na bir çıkışı bulunsa da, bu çıkış şu anda kapalıdır.
Mescid-i Aksâ'nın batı yönünde yer almaktadır. Bitişiğindeki Sekine Kapısı'yla birlikte çifte kapı olarak inşa edilmiştir. Günümüzde ise sadece Silsile Kapısı açık bulunmaktadır. Şeref Mahallesi'nde ikamet eden Müslümanlarla El Halîl Kapısı yönünden eski şehre gelenlerin kullandığı kapıdır. Hemen yanında bulunan tarihî medreseler, İsrail polisi tarafından karakol olarak kullanılmaktadır. 14 Temmuz 2017 olaylarında İsrail'in X-Ray cihazı yerleştirdiği kapılardan biridir. Tüm namaz vakitlerinde açıktır.

10) Meğâribe Kapısı (Memlûk)

Mescid-i Aksâ'nın güneybatı köşesine yakın bir noktada bulunmaktadır. İsrail işgalinden önce, Mağribli Müslümanların yaşadığı mahallelere açıldığı için bu ismi almıştır. Hz. Peygamber'in Mirac sırasında bineği Burak'ı buraya bağladığına inanıldığı için, bazı kaynaklarda “Burak Kapısı” olarak da anılır.
1967'de Kudüs'ün İsrail tarafından işgal edilmesinin ardından, Mağribliler Mahallesi yıkılmış, kapı da Müslümanların giriş-çıkışına kapatılmıştır. İsrail askerleri, Aksâ'ya düzenledikleri baskınlar sırasında bu kapıyı kullanmaktadır. Bu nedenle, Filistinlilerle İsrail askerleri arasındaki çatışmaların çoğu da bu noktadan başlamaktadır.

11) Müzdevec Kapısı

Mescid-i Aksâ'nın güney cephesinde, mihrabın altında yer almaktadır. “Nebî Kapısı” olarak da adlandırılan kapı, Salahaddîn Eyyûbî döneminde taşla örülerek kapatılmıştır. Günümüzde de kapalı durumdadır.

12) Sülâsî / Müselles Kapı

Mescid-i Aksâ'nın güney cephesinde, duvarda yan yana üç bitişik kapı şeklindedir. Salahaddîn Eyyûbî döneminde taşla örülerek kapatılmıştır. Günümüzde de kapalı durumdadır.

13) Munferid Kapısı

Mescid-i Aksâ'nın güney cephesinde yer almaktadır. Silvan Mahallesi'ndeki su pınarına baktığı için “Ayn Kapısı” olarak da adlandırılmıştır. Bu kapının, Haçlılar döneminde ahır olarak kullanılan Mervan Mescidi'ne atların giriş-çıkışı için yapıldığı rivayet edilmektedir.

14) Rahmet (Merhamet) / Tevbe Kapısı

Esbât Kapısı'yla birlikte, Mescid-i Aksâ'nın doğu surlarında bulunan iki kapıdan biridir. Yahudiler ise ‘Rahmet Kapısı' olarak adlandırmıştır. Batılıların dilinde ise “Golden Gate” (Altın Kapı) olan kapının, İslâm fetihlerinden önce inşa edildiği düşünülmektedir. Salahaddîn Eyyûbî, Kudüs'ü fethettikten sonra, güvenlik gerekçesiyle kapıyı taşla ördürerek kapattırmıştır.
İsmini hemen dışındaki mezarlıktan alan Rahmet Kapısı'nın iç kısmında bulunan küçük medrese, İmam Gazâlî'nin İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn adlı ünlü eserini kaleme aldığı yerdir.

15) Cenaze Kapısı

Esbât Kapısı'nın hemen yanında yer almaktadır. Cenazelerin bu kapıdan Rahmet Mezarlığı'na götürülmesinden dolayı bu isim verilmiştir. Cenazeler günümüzden Esbât Kapısı'ndan çıkarılmaktadır.

Kaynak: Timeturk