Midyat İlçe Müftülüğü ile STK Platformu tarafından "Üç Aylar ve Manevi Hazırlık" konulu konferans düzenlendi. Midyat Fen Lisesinde düzenlenen konferans Kur’an-ı Kerim tilaveti başladı.

Sunuculuğunu Nurullah Nur'un yaptığı programda açılış konuşmasını yapan Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek, mübarek gün ve gecelerin Kur’an-ı Kerim ile anlam kazandığını söyledi.   

Daha sonra programa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, üç ayların bereket ve mağfiret ayları olduğunu belirterek, Müslümanların ümmet olma bilinci ve hesabı verilebilir bir hayat yaşamak gibi iki güzel hasleti edinmeleri gerektiğini ifade etti.

"Midyat’ta uhuvvetin örneğini görüyoruz"

Sivil Toplum Kuruluşları Platformunun yaptığı çalışmaları takdir eden İşliyen, Midyat’ta bir uhuvvet örneğinin sergilendiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

"Midyat'ta Müftülük ve sivil toplum kuruluşları aralıklarla bir araya geliyorlar. İstişarelerde ve ziyaretlerde bulunuyorlar. Uhuvveti ve ümmet olma bilincini kuvvetlendirmeye çalışıyorlar ortak hizmet yapıyorlar. Bu davranışlardan Cenab-ı Hakk'ın razı olacağını umut ediyoruz ve tebrik ediyoruz. Allah muhabbetlerini arttırsın. Allah'ım uhuvvetinizi kabul eylesin. Allah-û Teâlâ’nın ayeti kerimede buyurduğu gibi, 'Bünyanün mersus', yani kurşun gibi birbirine kenetlenmiş tuğlalar gibi bir bina olabilmeyi hepimize nasip eylesin."

"Üç aylardan hakkıyla istifade etmeliyiz"

Ramazan ayının müjdecisi Receb ve Şaban aylarının bereketinden istifade etmek gerektiğini belirten İşliyen, "Bugün Recep ayının ikisi, mübarek mevsime girdik. Yeni bir bereketli; Efendimiz aleyhisselatu Vesselam'ın bize mübarektir dediği, bereketinden bereketlendir, hakkıyla istifade edebilmeyi nasip et dediği bir yeni döneme girdik. Büyük misafirin gelişine hazırlanıyoruz. Neye hazırlanıyoruz. Ramazan’ı Şerife hazırlanıyoruz. Rağbetimizin neye olduğu konusunda kendimizi gözden geçirme ihtiyacımız var. Şimdi durumumuz bir taraftan iyi bir taraftan da endişelendiren taraflarımız var. 15 Temmuz 2016'ya kadar genellikle olumsuz konuştuğumu fark ettim. Olumsuzluklardan bahsedermişim. 15 Temmuz gecesinin yaşadıktan sonra eskiden olduğu kadar olumsuz konuşmuyorum. Niye konuşmuyorum biliyor musunuz? Şimdi her şeyi olumsuz getiriyorduk. Bu gençlerin hali ne olacak. Bunlar hiç had ve usulü bilmiyorlar. Kur’an’dan, sünnetten haberleri yok diye konuşurduk. Ama baktım ki 15 Temmuz'da 22 yaşında delikanlı tankın önüne yatmış ölümü bekliyor." dedi.

"Kıyılara cesetleri vuranlar hep Müslümanlar"

İslam ümmetinin tefrikalarla ve izzeti başka yerde aramakla kötü bir durumda olduğuna işaret eden İşliyen, hemen her gün kıyılara vuran cesetlerin Müslümanlara ait olduğunu söyledi.

İşliyen, "Ümmet olarak nasıl bir durumdayız ona bir bakalım. Denizin kıyılarında cesetleri toplananlar hangi dine mensup. Çocuk olduğu zaman yüreğimiz burkuluyor, büyük olduğu zaman sadece sayısına bakıyoruz. Bugün Avrupa ve Yunanistan’a giden 10 kişilik tekneye 50 kişi binmiş ve yolda batmış. Cesetleri deniz kenarlarından toplanıyor, bir kısmı da kaybolmuş ve belki balıklara yem olmuş. Aylan bebekler kıyıya vurdukları zaman resimlerle beraber hüzünleniyoruz ama sürekli bu ümmetin büyüklerinin de çocuklarının da cesetleri kıyılara vuruyor her gün buna benzer haberler alıyoruz maalesef." ifadelerini kullandı.

"Bunun sebebi nedir peki?" diye soran İşliyen, daha sonra şöyle konuştu: "Kimi yerde mezhebimizi öne çıkararak, tarikatımızı ırkımızı, mensubiyetimizi, ön plana çıkararak. İşte bu nedenle Hazreti Selman-ı konuşmanın vaktidir. İzzettin nerede aramamız gerektiğini kaybettiğimizden dolayı lime lime olduk. Peygamber Efendimizin hadisi ile bu bizim sayı azlığımız ile değil ayrılığımız nedeniyledir. Bizi bu ayrılığa düşüren ise dünyaya meyletmek ve ölüm korkusudur. Siz çok olacaksınız ama suyun üzerindeki saman çöpleri gibi kıymetsiz olacaksınız. Allah, düşmanınızın kalbinden sizin korkunuzu çıkarır sizin kalbinize ise vehm koyar. Bizim tek gayemiz; biriktirmek, yığmak, bir makama gelmek, tek hedefimiz ve beklentimiz dünyalıkları çoğaltmak olursa darmadağın oluruz perişan oluruz. İslam dünyasının hali bu işte, izzeti iman da değil izzeti başka yerlerde aramak olmuş halimiz."

"Kursağından haram geçen beden iflah olmaz"

Hesabı verilebilir bir hayat yaşamanın gereklerini vurgulayan İşliyen, Müslüman’ın haram lokma ve kazançtan uzak durması gerektiğini söyledi.

"Bu nedenle kale gibi sapasağlam kalmayı/durmayı başaracağız. Peygamber Efendimiz etrafında halka olan sahabe nasıl başardı ise bizde başaracağız. Hep buradan yıkılıyoruz ve dökülüyoruz. Biz birbirimizi Allah için sevmeliyiz. Bakın hiçbir dinde ve kitapta böyle bir şey yok.  Birbirini Allah için seven kişileri arşının gölgesinde gölgelendireceğini söyleyen bir Rabbimiz var. Bu nedenle bizim hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşamamız gerekir. Bakın! İzah edilemez, altından kalkamaz, içinden çıkılamaz işlerin içinde, yanında, arkasında ve önünde olmayacağız. İşimiz ne olursa olsun hesabı verilebilir bir hayat yaşamalıyız. Yarın mahşerde ne harcadın? Nereye harcadın? Hesabı sorulacak. Mal-mülk, makam-mevki, bindiğimiz arabalar ve giydiğimiz kıyafetler Allah katında hiçbir anlam ifade etmiyor. Her gün akşam olunca bugün Allah'ın takdiri tecelli edip de huzuruna çıkarsam hesabını verebilecek bir hayatım var mı sorusuyla yatacağız." şeklinde konuştu.

İşleyen son olarak şunları kaydetti: "Yapmamız gereken iki şey; birincisi ümmet olmak, ikincisi de hesabı verilebilir bir hayat yaşamak. Mümin denildiği zaman, en doğru adam denildiği zaman, en çalışkan denildiği zaman, asla ağzından yalan söz çıkmaz, asla elinden ve dilinden kimse zarar görmez dendiği zaman akla biz gelmeliyiz. Çünkü Müslüman burada belli olur. Ama hesabı verilebilir bir hayat yaşamak bizim hedefimiz olacak. Allah her şeyden hesap sorar, her halimizden sorar. Allah’ın denetim ve gözetiminden uzak gizli bir dakikamız olamaz. İnsanın ağzından çıkan her sözü yazan melekler vardır. Allah'a vereceğimiz hesabı birinci sıraya koyarak hayatımızı idame ettirmenin yollarını arayacağız. Bunun için önümüzde üç aylar olarak mükemmel bir fırsat geldi. Her gelen günümüz geçen günümüzden daha güzel olsun. Her gelen günümüz bizi Rabbimizin rahmetine Cennetine ve Cemaline daha çok yaklaştırsın inşallah çocuklarımızla birlikte. Güzelliklerimize güzellikler katalım ki Allah'ın rahmetine layık olalım. Sağanak yağmur gibi rahmet yağdırsın ve bereket yağdırsın üzerimize." diye konuştu.

İlçe Müftüsü Mehmet Şafi Bilik ise katılımcılara platform adına teşekkür etti. (Süleyman Tunç-İLKHA)