Doğruhaber
 
Bilindiği gibi, Yüce Allah’ın varlığı ezelîdir, ebedîdir. O’nun kudreti de sonsuzdur. Her işinde de nice hikmetler vardır. O’nun, yaratıcılık sıfatı her zaman varlığını gösterecektir. O’nun yarattığı ve yaratacağı varlıkların bir kısmı devam edecektir. Kim bilir içinde yaşadığımız bu âlemi ne kadar asırlar önce yaratmıştır! Sonra da bu âlemde birtakım ibadet ve görevlerle yükümlü olmak üzere insanları seçkin bir sınıf olarak meydana getirmiştir.

Bütün bu insanlar ve diğer nice yaratılmış varlıklar boşuna mı yaratılmıştır? Geçici bir zaman için yaşayıp da sonra tamamen yok olsunlar diye mi, bu kadar mükemmel surette meydana getirilmişlerdir?

Hayır, böyle bir iddiaya insanın vicdanı isyan eder. Her zerrede görülen hikmet buna karşı çıkar.

Şüphe yok ki, insanlar bu dünyaya bir imtihan için getirilmiştir. Bu âlemde yapmış oldukları iyi ve kötü amellerinin sonuçlarına ve karşılıklarına başka bir âlemde ebedî olarak kavuşmak için yaratılmışlardır. Bu dünyada herkes yaptığının karşılığını yeter derecede görmemektedir. Nice saygı değer iyi insanlar sefil bir halde yaşarlar. Nice sapık ve azgın kimseler de, rahatlık içinde yaşayarak kötü yürüyüşlerinin cezasını dünyada görmezler.

Bu bakımdan Yüce Allah’ın adaletinin tam manasıyla gerçekleşeceği bir âlem lâzımdır ki, herkes yaptığı işlerin karşılığını orada bulsun. Böylece Yüce Allah’ın yaratıcılık sıfatı kendisini daima göstersin.

Şunu da düşünmelidir: Bu dünyada insanlar ve diğer sorumlu yaratıklar iki kısma ayrılmıştır: Bir kısmı üzerine düşen görevleri yerine getirmekte ve Allah’ın varlığına değişmez bir inançla sarılmış bulunmaktadır. Bu değişmez ve devamlı inanç sahiplerinin mükâfatları da ahiret hayatında ebedî olacaktır.

Diğer bir kısmı ise, görevlerini kötüye kullandıklarından Yaratıcısını unutmuşlar ve nefislerine uyarak gittikleri sapık yolun doğruluğuna devamlı bir inançla bağlanmışlardır. Milyarlarca sene yaşayacak olsalar dahi, kendi inanç ve inkârlarını terketmemek kararında bulunurlar. Onun için bunların cezası da, kendi inançları gibi ebedî olacaktır. Ahirette sonu gelmeyen bir azaba düşeceklerdir.

Şunu da ilâve edelim ki, Yüce Allah katında güzel iman o kadar makbul ve büyük bir şeydir ki, onun karşılığı, Allah’ın bir ihsanı olarak sonsuz bir mükâfattır. Allah’ı inkâr edip batıla tapınmak da, o kadar büyük bir cinayettir ki, bunun karşılığı da, sonsuz bir azaptan başka bir şey değildir.

“İyi insanlar Naîm’de (Nimet Veren’de), günahkâr kimseler de Cehennemdedirler.”, (İnfitar:13-14)