Bir dizi inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyarbakır' tarihi Ulu Camii'nde cuma namazını kıldırarak, hutbe verdi.
Bu toprakların, Allah Resulü'nün vefatından kısa bir zaman sonra İslam ile şereflendiğini ve gönüllerin İslam'ın nuru ile fethedildiğini belirten Erbaş, o günden bugüne kadar minarelerinden ezanların susmadığını söyledi.
Erbaş, "Camilerinde secdeler ve rükular devam etmiş. Müslümanlar bu şerefle bugüne kadar gelmişler ve bundan sonra devam edeceklerdir inşallah. 500'e kadar sahabe bu topraklara gelerek, gönülleri fethederek insanların İslam'la şereflenmesine vesile olmuşlar. Bugün de aynı manevi rehberliğinde, bizim gönüllerimizde devam ettirmektedirler. Müminler sadece kendileri değil, bütün insanlığı karanlıklardan aydınlıklara çıkarmak için İslam'a davet etmişlerdir. Yesrib'i, nurlu Medine haline getirmişler ve sadece Medine ile yetinmemişler, kısa bir zaman sonra Medine'nin sınırları dışına çıkarak diğer beldelerin İslam ile şereflenmesine gayret etmişler. Bunun için mücadele etmişlerdir. Müslümanlığımızı onlara borçluyuz. İslam bizim için en büyük nimettir." dedi.
"Bizim medeniyetimizin mayasında hoşgörü ve kardeşlik vardır"
"İslam barış, kurtuluş, emniyet, güven, insanların birbirine güvenmesi demektir." diyen Erbaş, "Her birimiz diğerinin elinden ve dilinden emin olmak zorundayız. Dilimizi gıybetten, gözümüzü haramdan, elimizi kötülüklerden, bütün azalarımızı diğer insanlara ve Müslümanlara zarar vermekten muhafaza etmemiz gerekiyor. Bir yerde Müslüman varsa orada kötülük olmamalı, bir yerde Müslüman bir topluluk varsa orada gıybet, hasat, fesat olmamalı; orada kardeşlik, sevgi, saygı olmalı. Bizim medeniyetimizin mayasında sevgi, saygı, karşılıklı hoşgörü, kardeşlik vardır." ifadelerini kullandı.
"Kur'an yaşanmak için gönderilen bir kitaptır"
Erbaş, son olarak şunları kaydetti:
"Çocuklarımıza ve gençlerimize Kur'an'ın bu ilkelerini aktarmamız, onlara anlatmamız gerekiyor. Çünkü onlar, bizim kendilerine geleceğimizi emanet edeceğimiz en değerli varlıklarımız, en hayırlı miraslarımızdır. Geriye bırakacağımız, bizden sonra dünyayı kendilerine emanet edeceğimiz en önemli varlıklarımızdır. Onları Allah aşkı, Peygamber sevgisi, anne babaya hürmet anlayışı ile yetiştirelim. 'Küçüklerini sevmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir.' Hadisi Şerifini gençlerimize, çocuklarımıza öğretelim. Onları Kur'an ile tanıştıralım. Çünkü Kur'an-ı Kerim, Allah Resulü efendimizin insanlığa kazandırdığı, getirdiği en büyük mucizedir. Kur'an-ı Kerim'i öğrenmesini bilmeyen öğrensin, öğrenen okusun, okuyan anlamaya çalışsın, anlayan yaşasın. Çünkü Kuran yaşanmak için gönderilen bir kitaptır. Hiçbir Müslümanın hayatından uzak olmaması gereken bir kitaptır. Kur'an-ı Kerim, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen bir kitaptır." (Ramazan Zeren – İLKHA)