Milletvekili arkadaşlarım Cumartesi ve Pazar günleri 10 bakan arkadaşım ve 350 iş adamıyla Kahire`ye ziyaret gerçekleştirdim. Yaşananlar anlamlıydı. Halk devrimi sonasında hızlıca toparlanan MIsır`da Mursi ve Kandil`le görüşmelerimiz oldu. İşbirliği konseyinin toplantısına da Cumhurbaşkanı eşliğinde katıldım. Bu toplantılar neticesinde 27 farklıanlaşma imzaladık. bu anlaşmalar Türkiye ve MIsır arasında her alanda işbirlğini arttırmayı hedefliyor. Orada 53 bin kadar Mısırlıyı işadamlarımız istihdam ediyor. Bu süreç içinde Mısırı yanlız bırakmamamız gerekiyor. Onun için yeni girişimcilerle Mısır`da bulunmamız gerekiyor. Gerekirse Mısırlı yatırımcıları da ülkemize çekelim. Temennimiz odur ki Mısır`da kardeşlerimiz hep bahar yaşasınlar.
Buradan Mursi`ye Şam Kandil`e Mısır halkına ve gençlerine bize gösterdikleri ilgi ve muhabbet dolayısıyla teşekkür ediyorum. Geçen yılki ziyaretimiz gibi bu yıl da Kahire sokakları iki halkın kardeşliğini sergileyen heycan verici bir atmosfere sahipti. Türkiye ve Mısır devrim sürecindeki dayanışmayı İnşallah daha ileri taşıyacaktır.
İsrail`in Gazze`ye yönelik saldırılarını sürdürdüğü bir dönemde Mısır ziyaretimiz daha da önem kazandı. Bir kere tüm dünyanın anlaması görmesi dünya halklarının liderlerin ellerini vicdanlarının üzerine koyarak düşünmesi gerekir. İsrail barışı hiçe sayarak insan haklarını hiçe sayarak bir millete bir halka karşı etnik temizlik uyguluyor. Filistin topraklarını adım adım işgal ediytor. Özgürlüğü bağımsızlığı elinden alınan Filistin`liler ise haklı bir şekilde bu işgale karşı meşru savunma hakkını kullanıyor. Buradan tüm Batı`ya sesleniyorum. Kimse İsrail savunma hakkını kullanıyor diyemez. israil şuanda bir terör estiriyor. BM BMGK bunca kararlar almıştır İsrail hakkında ama hiç biriyle ilgili bir yaptırım uygulayamamıştır. Onun için diyorum ben BM`nin adaletine inanmıyorum.
İşte 5 tane daimi üye, 2 üye olumsuz düşünüyor ve sonuç ortada. Nerede sizin adaletiniz? Al birini vur ötekine. Bu sabah Gazze`deki son durum 115 ölü var. Çocuk kadın yaşlı 115 ölü var. Yaralılar 900`ü aşmış ölü var. 2005`te 1500 ölü vardı. Hala herkes avucunu ovuşturup duruyor. Egemen güçler, nerde sizin adaletiniz.
Ülkemizde de bazı yazarlar çıkmış Başbakan dış politikaya ağalık yapıyor Türkyie`Nin başına kötü şeyler getirr mi? Biz hakka ve halkımıza güveniyoruz. Biz bir şey yaparken diğerini ihmal etmiyoruz. Biz hakkın yardımının da yakın olduğuna inanıyoruz. Bununla birlikte bu süreci sürdürüyoruz. Bu noktada hala birileri bunu böyle yapıyor diye tribünden izleyecek miyiz? Burada bizim için 3 yol var. Ya elimizle müdahale edeceğiz. Ya dilimizle müdahale edeceğiz. ya da kalbimizden buğz edeceğiz. Bunu yapmak mecburiyetindeyiz. Hiç birini yapma yan gel yat. Bizim değerler silsilemizde böyle bir şey yok.
Başta ABD olmak üzere tüm batıya söylüyorum iki devletli çözüm. Tamamiyle Filistin`i boşaltıp İsrail`e teslim etmenin gayreti içindmeler. Onun için Türkiye Mısır körfez üğlkeleri içinde Katar olmak üzere elele vermemiz gerekiyor. Biz BMGK`daki üyelerin ağzına bakarsak halimiz perişan. Bugün onlara yarın bize. Öleceksek adam gibi ölelim. Bunu başaralım.
Böyle adalet olmaz. Bir yandan bölgesel barış hak hukuk diyeceksiniz öbür yandan insanlık vicdanını yaralayan bu insanlık dışı saldırılara destek vereceksiniz. Ben buradan bu örgütlere sesleniyorum. İnsan hakları diyenlere sesleniyoruım. Sizin insan hakları dediğiniz zaman aklınıza ateistler mi geliyor? Gazze`de İsmail Haniye kardeşimin kucağındaki 9 aylık çocuk niçin aklınıza gelmiyor. 115 ölü 900 yaralı var. hani sesiniz nerde? Türkiye`de PKK`yı takip ediyorsunuz, Gazze`de niye yoksunuz? Bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Böyle insaf olmaz.
Bu sabah ard arda sortiler yaparak ufacık Gazze`ye yüzlerce sorti yaptı. Başbakanlık füzesini bir füzeyle yerle bir etti. İki katlı bir binayı yerle bir etti. Binanın altında 4 yaşında bir çocuk ve 81 yaşında bir nine vardı. 4 yaşındaki çocuğu katletmek savunma hakkını kullanmak mıdır? Fransa Çin İngiltere bu meşru savunma hakkını kullanmak mıdır? En büyük ölüm makineleriyle bir şehre çocuk kadın demeden saldırmak nasıl meşru savunma hakkıdır? Neredesiniz? Onun için BM`nin GK`yı yeniden bir reforma ihtiyacı var. Biz ne Almanya nede Japonya gibi kendimize tam yer istemiyoruız. Biz sadece BMGK`nın reforme edilmesini istiyoruz.
Ambulansları hedef almak nasıl meşru savunma hakkı oluyor? İsrail Gazze`yi 2008`de hedef haline aldı. Bir çok kardeşimize ülkemizde baktık. 2008`den itibaren Gazze`ye her türlü yardım engellendi. Açıkhava hapishanesi haline getirildi. Bir Tel-Aviv ziyaretimde Başbakanlığımın ilk zamanlarıydı. Filistin`e geçecektim. Geçerken arabada yarım saat bekledik. Güvenlikmiş. Bunu daha sonra uluslararası toplantılarda anlattım. Siz busunuz dedim. Siz bir ülkenin başbakanını sınır kapısında yarım saatte beklettiğinize göre o Fİlistinlilere neler çektiriyorsunuz kim bilir. 35 tane en üst düzey lider kadrolarını İsrail hücrelerine tıktılar. Sonra üstünü örttüler unutturdular. Bir çok ülkeden yardım getiren bebeklere mama götüren Mavi Marmara tam bir korsan ülkeye yakışır şekilde saldırıya uğramadı mı?
19 Yaşındaki Furkan`ın adli tıp raporunu okuduğumda kan beynime sıçradı. Bedenine yakın mesafeden 5 kurşun. Biri de iki kaşının ortasına. Bunu Obama`ya gösteridğimde görmezden geldi.
Bu tamamen keyfi tamamen gayri meşru saldırıları meşru savunma olarak nitelendirmek İsrail`i güçlendirmekten başka bir şeye yaramaz. Batılı uluslararası kuruluşlar ne yazıkki 1948`den beri tam da bunu yapıyor. 64 yıl. İsrail`İn her türlü hulkuk tanımazlığı görmezden geliniyor. İsrail`in Filistinlilere uyguladığı göç ettirme politikası teröele mücadele gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Her seferinde daha sert saldırılara başlşıyor.
Şimdi bir köşe yazısında Ariel şaron`un oğlu yazmış. Filistin Gazze`nin aynen Hiroşima`ya çevrilmesi gerekiyormuş. Yahu babanda bana aynı şeyi söylemişti. Ben buradan insanlığa sesleniyorum. O İsrail ziyaretimde o zaman Şaron başbakandı. Dedi ki "En çok zevk aldığım an Filistin`de tanklarımın Gazze`li müslümanların üstünde olduğu andır" dedi. Utanmıyor musun dedim? Şİmdi kaç yıldır makineye bağlı yaşıyor. Bu köşe yazısını yazan oğlu ülkemize geldiğinde sordum hiç Şarın`u ziyaret ediyor musun diye? İzin vermiyorlar dedi.
Hiroşime Kazagaki gibi olsun diyor. nerede uluslararası hukuk? ben buradan suç duyurusu yapıyorum. Ülkemdeki hukukçulara sesleniyorum nereye başvurulacaksa siz bilirsiniz. Bunu şikayet edin. Bu bir savaş suçudur. Bölge halkı bu bencilliği asla unutmaz. İnsan hakları diyenler insan hakları örgütleri Gazze`dekiler insan değil mi? İsrail`in var olma hakkını savunanlar Filistinlilerin insan olduğunu ne zaman savunacak? israil de onların çevresindekiler de bu uygulamaların ilelebet devam edemeyeceğini anlamalıdır. Mızrak artık çuvala sığmıyor. İsrail`İn kanlı politikaları sorumsuz tavırları savunmayı bırakın tevdil edilecek hali geçmiştir.
MIsır halkının Ürdün halkının Lübnan Türkiyte Libya Irak İran Katar S.Arabistan halkının isyanını dikkate almayanlar beyhude uğraşıyor. Ortada duran gerçeği değiştirmeye uluslararası sermayenin gücü yetmez. Bugün bölge ülkelerde halkın sesine kulak verenler nasıl iş başına geliyorsa uluslararası toplumunda ses çıkarması gerekir.
BM ve BMGK gibi bağlantısızlar gibi bütün kuruluşlar bu sürecin bu şekilde sürüp gitmeyeceğini anlamalı ve harekete geçmeli. Bu bölgede ve dünyada kan ve gözyaşı eksik olmayacaktır:
İsrail`inde bölge ülkelerinin de Filistin meselesinde hakkın haklının yanında durması ertelenemez bir gerçektir. Herkes sırtını dönse de biz Filistin`e sırtımızı dönmeyeceğiz. Herkes yüzünü çevirsede biz Filistin`li kardeşlerimize yüzümüzü çevirmeyeceğiz. Biz onları kendi kaderine terketmeyeceğiz. Bölgenin güçlü ülkelerinden biri olan Mısır`da bu iradeyi gördük. Katar`da da aynı iradeyi gördük. İnşallah bu eylemlere en güçlü şekilde dur diyeceğiz. Fİlistin`İn haklarını savunmya devam edeceğiz.
Bugün Arap Ligi dışişleri bakanlarının bir kısmı Gazze`ye gidiyor. Gazze`yi inceleyecekler ve rapor hazırlyacaklar. DavutoğlU`da bu heyetin içinde. Bir grup gazeteciyle birlikte Gazze`deolacaklar. BElki de şuanda oradalar.
O 9 aylık çocuğun ninelerin hesabını İsrail bir gün muhakkak verecektir.
Bİz MIsır`da temaslarda bulunurken Gazze ve Filistin konusunda istişare yaparken Suriye kanlı rejimi kaleme alan bir gazetecinin 3 aylık süre içindeki çile dolu dönemleri Cüneyt Ünal kardeşimiz için sona erdi. Bunu öğrendik. Fakat diğer kardeşimiz hala orada. Akibeti belli değil. Buradan Cüney Ünal`a ailesine ve arkadaşlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Telefonla ulaşamadığım için konuşamadım. Henüz serbest bırakılmayan gazetecimizin de serbest bırakılmasını diliyor ve bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
CHP heyetinin girişimi değerlendirilebilir. Biz insani her girişimi katkıyı katşılarız. Ancak esir gazeteci daha Türkiye`ye ulaşmadan CHP heyetinin Şam`da Beşar Esad`la çekilmiş fotoğrafının Türkiye`ye ulaşması manidardır. Bir kez daha Esed`i göklere çıkaran yayınların yapılması da aynı derecede manidardır. Bu olayın Esed`in kanlı rejimini siyasi bir şov haline getirmesi üzücüdür.
Aziz milletim biliyor ama CHP tarihi boyunca eli kanlı zalim diktatörler nezdinde bir itibarı olmuştur. CHP Hitler`e övgülerde bulunmuş. CHP Musalimi`yi öven İnönü eliyle TÜrkiye`den Faşist İtalya`ya selam götüren bir partidir. Yönünü Stalin`e çeviren Stalin`den kaçan 150 Azeri`yi Stalin`in askerlerine kurşuna dizileceklerini bile bile teslim eden bir partidir. CHP İsrail Gazze`yi bombalarken İsrail`e selam gönderen bir partidir. Aynı CHP bugün BEşar Esed`le fotoğraf çekilmekten kaçınmamıştır.
Aylar önce Kılıçdaroğlu`na Gazze`ye saldıran İsrail`e gitmesini orada hatıra fotoğrafı çektirmesini tavsiye ettim. Yollarını şaşırıp Suriye`ye gidip Esed`le fotoğraf çekilmiştir. Esed`in elinden kurtulan gazeteci üç ay boyunca mahsur kaldığı eziyetleri anlatıor. Patates ve ekmekle beslendiğini anlatıyor. Bunları Esed`den gören gazeteciye rağmen CHP gidip onlarla fotoğraf çektiriyor.
Daha bir kaç hafta önce CHP`li bir grup vekil kürsüde aslanlar gibi kükreyerek Esed`in canı cehenneme dediler. Bir kaç hafta sonra gidip fotoğraf çektirdiler. Buradan CHP`ye hatırlatmak istiyorum.
Türkiye ile SUriye`nin gayriresmi rejimi arasındaki sorun kişisel değildir. Mesele Tayyip Erdoğan ile Esed arasındaki mesele değildir. Türkiye ile Suriye`deki gayrı resmi rejim iledir. Uçağımızı düşüren gazetecilerimizi kaçıran Esed`e Türkiye ne kadar karşıysa CHP de o kadar karşı olmalıdır. Ama CHP bu kadar yaşananlara rağmen onlara kol kanat germeye devam etmiştir.
Tarih boyunca görülmemiş bir mücadele verdik. Asi nehri bunun son adımıdır. Tarih boyunca bu çözülmemişti. Bunu da çözdük. Ancak Esed Rejimi`Nin kendi halkının taleplerini yerine getirmesini istememize rağmen böyle bir sahnenin ortaya çıkmaması için mücadele verdik. Bunlara rağmen biz hep haklının yanında olduk. Biz dün neredeysek bugünde oradayız. Buradan CHP`yi de bir kez daha Mİlli bir duruş sergilemeye çağırıyorum.