Vicdan Hareketi tarafından Suriye hapishanelerinde bulunan kadın ve çocukların acilen özgürlüklerine kavuşmaları için Türkiye’nin birçok ilinde eşzamanlı düzenlenen basın açıklaması, Gaziantep’te de yoğun bir katılımla yapıldı.

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Gaziantep Şubesi öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasına, kentteki birçok sivil toplum kuruluşu da destek verdi.

Ulu Camii'nde kılınan cuma namazının ardından düzenlenen basın açıklamasını, İHH Gaziantep Şube Başkanı Tuncay Mengilli okudu. Mengilli, masum bir insana özgürlüğünü vermenin yeryüzündeki en kıymetli insani yardım olduğunu vurguladı.

Bugün dünyanın dört bir yanında Suriyeli mahpus kadınlar için meydanlarda olduklarını anımsatan Mengilli, “Buradan Suriye hapishanelerinde acı içinde özgürlük bekleyenleri ve meydanları doldurarak onlar için vicdanları ayağa kaldıranları selamlıyoruz. Biliyoruz ki mazlumlar ve ezilenler için vicdanın haykırışından daha güçlü bir imkân yok.” dedi.

“Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz”

Vicdan Hareketi'nin tüm çocuklar yaşasın diye dili, inancı, ırkı fark etmeksizin tüm kadınlar korunsun diye oluşmuş uluslararası bir inisiyatif olduğu bilgisini veren Mengilli, “Vicdan Hareketi insan hayatını korumayı hedefleyen ve herkes için onurlu bir yaşam isteyen bir merhamet hareketidir. Geçtiğimiz yıl bugün, dünyanın dört bir yanından kadınların bir araya geldiği Vicdan Konvoyu ile 10 binin üzerinde kadın Suriye sınırında buluşmuştu. Bu yıl ise dünyanın tüm meydanlarında kadın erkek bir aradayız. Bizler, dünyanın birçok ülkesinden gelen insanlar olarak, hukuksuzca tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz. Kadınlar olarak isyan ediyoruz. Tecavüzün, savaşlarda kadınlara yönelik işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz. Bu kirli savaşlara isyan ediyoruz. Çocukların çırpınarak ölmesine isyan ediyoruz. Hapislerde tutulan mazlum her kadın insanlığın geleceğine dair umudumuzu biraz daha kaybettiriyor. İnsanlığımızdan utanıyoruz. İnsanlığımızı kaybediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bunca acıya, bu kadar ölüm ve zulme ‘artık yeter!’ diyoruz”

Suriye savaşı sırasında sayısız savaş suçunun işlendiğinin altını çizen Mengilli, şöyle devam etti:

“Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumludur. Kadınlar ve çocuklar korunmalı, hiçbir şekilde esir tutulmamalı, taraflarca herhangi bir şekilde pazarlık konusu ve unsuru yapılmamalıdır. İnsan hayatının ve onurunun korunması temel prensiptir. Bu prensibin ve sorumlulukların yerine getirilmesi ancak insanlık vicdanının harekete geçmesiyle mümkün olabilecektir. Bu nedenle, bunca acıya, bu kadar ölüm ve zulme ‘artık yeter!’ diyoruz. Dünyanın her yerinden vicdanların sesi olarak, şehirlerin meydanlarından Suriye’ye sesleniyoruz. Suriye rejimine ve ortaklarına sesleniyoruz;  hemen, şimdi tecavüzü savaş silahı olarak kullanmayı bırakın. Hemen şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceyi durdurun. Hemen şimdi tüm Suriyeli kız kardeşlerimizi serbest bırakın. Bırakın evlerine dönsünler, bırakın ailelerine kavuşsunlar. Yeryüzünün dört bir yanındaki insanlık ailesinin her bir ferdini merhamete çağırıyoruz.”

“Masum bir insana özgürlüğünü vermek en kıymetli insani yardımdır”

Mengilli, “Suriye Rejiminin hapishanelerindeki cesur ve onurlu kadınlara sesleniyoruz, ‘Yeryüzünde vicdanlı bir insan kalmadı mı bize yardım edecek?’ diyen kadınlara sesleniyoruz. Sesimizin size ulaştığını biliyoruz. Buradayız ve özgürlüğünüz için bütün gücümüzle kadın-erkek hep beraber çalışıyoruz. Pes etmeyeceğiz. Sizden asla vazgeçmeyeceğiz. Biz şahitleriz ve şahitlik ediyoruz. Mazlumun mazlumiyetine, zalimin zulmüne ve sessiz seyredenlerin mesuliyetine şahitlik ediyoruz. Sadece ve sadece adaletten ve mazlumdan yana tavır alıyoruz. Biliyoruz ki bu aynı zamanda insanoğlunun geleceğine ve bugün zulmeden zalimlerin masum çocuklarına dahi insani sorumluluğumuzdur. Görevini yapmayanlara, eksik yapanlara da şahitlik ediyoruz. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve benzeri tüm uluslararası organizasyonlara, bu savaşın bir parçası olan tüm devletlere, uluslararası insan hakları örgütlerine, yasaları gereğince savaş bölgelerindeki sivillere karşı sorumluluk taşıyan uluslararası Kızılhaçlar ve Kızılaylara ve uluslararası insani yardım teşkilatlarına sesleniyoruz.  Haydi, tüm imkânlarınızı seferber ediniz. Masum bir insana özgürlüğünü vermek yeryüzündeki en kıymetli insani yardımdır. Haydi, şimdi ve daha fazla gecikmeden ve sesimizi duyan herkesi bu hareketi desteklemeye, karar alıcı kişi ve kurumlara mektuplar göndermeye, web sitemizdeki imza kampanyasına katılmaya ve yaymaya, her türlü çabaya ve duaya davet ediyoruz. İnsanoğlunun merhameti ve vicdanının ortak sesi kitle imha silahlarını susturacak, hapishane kapılarını kıracak en büyük güçtür. Çünkü insanız ve herkes İçin insanca yaşam istiyoruz. Suriye zindanlarındaki son kadın ve çocuk özgür oluncaya dek ayaktayız.” diye konuştu.

Suriyeli sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği basın açıklaması için toplanan kalabalık sessiz bir şekilde dağıldı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)