İSTANBUL- Merkezi istanbul`da olan Marmara İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu (MİNHAP) Hicri Yılbaşı vesilesiyle bir mesaj yayımladı.

Hicret Önce Gönülden Başlar
Mesaj`da tüm ibadetlerde olduğu gibi hicrete de, önce gönülden başlanıldığı ifade edilerek  "Eğer siz iç âleminizde bir yenilik ve kötülüklerden bir göç oluşturamamışsanız cüsse olarak yer değiştirmek size bir üstün haslet bağışlamaz. Kişinin ruhen ve kalben yükselişe geçmesi, kişinin kendi eksik ve noksanlıklarının farkına varıp bunu deklare etmesi ile mümkündür. Babamız Âdem`in kendi eksikliklerini bilip itiraf etmesi ile beşeriyetten nübüvvete onu yükseltirken, şeytan ise kendini keşfetmeyip kâmil görmesi ile azazillikten rezazilliğe düştü." denildi.
  
İlk hicretin kişinin "ben" egosundan iyice uzaklaşıp mülkün sahibine, özü olan kulluğa bir hareket olduğunun belirtildiği mesajda şu ifadelere yer verildi: "Yani kendi sübjektif ve objektifinin birleştirilmesidir hicret. İşte insanoğlu, iç âlemini temizleyebildiği oranda günahlardan uzaklaşıp ibadete koşuşturabilir. Hicretin ön koşulu imanın yaşama azminin iyi depolanmasıdır. Bir hadis bu konuyu şöyle tarif etmektedir; "gerçek muhacir, Allah`ın nehiy ettiklerinden uzak kalan, haramları terk edendir" bu hadis Darimi, Nesei, Ebu Davud ve Ahmet b. Hanbel`in müsnedin`de mukayyettir. Buna binaen olacak ki, hadiste; hicret önceki günahları yok eder demiştir. Ayeti Kerimede de; "…Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda işkenceye, hakarete, ziyana uğrayanların, savaşanların ve öldürülenlerin andolsun ki, suçlarını örteceğim ve Allah katında bir mükâfat olarak altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğim…" (3/ 195) buyurulmaktadır.Kur`an`nın 26 yerinde hicretten bahsedilir.
 
Hicret, "fi`let" vezninde bir kavram olup, luğattaki yer değiştirmekten çok özel bir hareketlilik olduğunu görüyoruz. Çünkü fi`let vezin olarak özel haller için kullanılır. Bu yönü ile hicret yer değiştirmeden de öte bir şeydir. Bilindiği gibi Bilali Habeşi, Efendimiz` in vefatından sonra Medine`yi bırakıp Şam`a gitmiştir. Onun bu gidişi Resulüllah`a olan gönül bağının neticesinde, efendimizin bulunmadığı bir topluluk ona ağır geldiğinden Şam`a gitmiştir. Yani Şam`a gidişi efendimizden ayrılmak orda dursun, kalbinin ona bağlılığı onu Şam`a götürmüştü."
 
Hicret Tevhidi Davanın Bir Kolonudur

MİNHAP tarafından yayımlanan mesajın devamın şu ifadeler kullanıldı "Hicret, asıl itibarı ile tevhidi davanın kolonlarından bir kolondur. Bi`seti Nebeviyenin hayatının ciddi merhalelerinden olup, adeta hareketi ikiye ayıran nebevi yaşamın parametresidir. Mekke dönemi ve Medine dönemi olarak ikiye ayırıp bir terazi gibi yer aldığını görmekteyiz. Hicretin İslam tarihinde ve dolayısı ile İslam dininde müstesna bir yeri vardır. Hicret anlayışı ve tefekkürünün teşekkülü toplumda bu mananın yakalanması ile ancak mümkün olur.
 
Bundan dolayıdır ki, İslam`ı hicret ile tanımış olan dünyadaki insanlık, şimdi onu yeniden düşünmek, anlamak ve hicrete zihni olarak hicret etmek ihtiyacındadır. Hicret hadisesi en az neticesi kadar önemlidir. Kısaca hicret; tüm Nebilerin nübüvvet şartı, amellerinin tekâmülü, dünya ve içindekilerin terkidir. Hz. Âdemin cennetten dünyaya göçü, Hz. Yusuf`un Kenan illerinden Mısır`a götürülüşü, Hz. Musa`nın Medyen yolculuğu… Ve Hz. Muhammed` ın Mekke`den Medine`ye hicreti… Hicret bu manada öze bir dönüştür. Evet, hicret hakkında çok şey söylenebilir.

"…Medinelerimize Gidiş Hicretimiz Olsun!
Hicret; ibadetlerde artışı, hizmette aktifliği, acımada zirveyi, kardeşlikte pekişip perçinleşmeyi, fedakârlıkta paylaşımcılığı ve ben değil biz olabilmeyi becermek demektir.
Ya Rab! Ümmetin bu asırda çalışan şahısların sayısını artır. Taassupluk eden öncülere insaf ver! İhlaslı olan Ümmetin evlatlarının gözlerini aç ki, samimilerin buluşmasına mani olanları tanıya bilsinler! Mani olanlardan Kur`an namına hesap sormayı öğret! İlmimizi artır! İlmini artırdıkça kibirlenip ibadete lakayt hale gelenlerden eyleme! İlmi artıkça ibadetteki zevklerimizi de o oranda artır! Kısaca ümmetin ünündeki bariyerlerin tamamını kaldırıp, önce ruhen sonra ümmetçe hakiki muhacir olmayı bize topluca nasip eyle! Sathı cihanda ümmet Mekkelerin acısını yaşıyor, Mekke hayatının şuurunu yaşat! Yaşat ki Medinelerimize gidiş hicretimiz oluşsun!" (İLKHA)