“Oturduğum daireden çıkmıştım; baktım ortaya bir füze düştü. Kendimi yola atarak şehadet getirdim, sonra ertesi günü bana, “oğlun Mehmet şehid oldu, Allah rahmet etsin” dediler. “kardeşin Hüseyin de” Küçük kardeşim Fethi’yi sordum, dediler ki “şehid oldu” Salah’ı sordum, dediler “şehid oldu” Ala’yı sordum, dediler “şehid oldu”
 
 
(Muhabir çocukları göstererek soruyor: “Bunlar torunların mı?”)
“Bu Salah’ın kızı. Benim torunum, bu da küçük kızım Melek.” (Diğerini göstererek) Bu bana “baba” diye seslenir, çünkü babasını göremedi.
 
(Muhabir konuşuyor: “Hocam sen ölüme çok yakınsın”)
Doğru, bu vatan çok değerli. Bu dava çok değerli. Burası cennet.
 
(Mubabir soruyor: “Ailen bu duruma ne diyor?”)
Onlar bu uğurda sevaba ortak olduklarını düşünüyorlar. Dolayısıyla buna tahammül ve sabır gösteriyorlar.
 
(Muhabir soruyor: “Evde bulunur musun?”)
Bazen… Şartlara bağlı. Ortama bağlı. Eğer şartlar güvenli ise, güvenlik açısından sorun yoksa…”
 
KUDÜS HABER