Buna karşı çıkan tabi ki kendini cumhuriyet bekçisi olarak gören kurulduğu gönden beri de Müslümanlara kan kusturup sayısız insanı darağacında sallandıran yurt dışından özel öğrenci (!) getirip danslar ettiren hükümet konakların bile bunlarla donatan… Zindan köşelerinde Müslümanları ölüme terk edip sürgün, psikolojik baskı, tecrit ettiren zihniyetin çocukları hemen ortalığı velveleye verip manşetler atmaya başlayarak:

“Bu adamı susturacak yok mu?” deme cüretini göstermeye başladılar.

28 Şubat ve öncesi özellikle Doğu ve Güneydoğu da bu zihniyetin Müslümanlara ne çektirdiğini bilmeyen yok sanırım. İşin en ilginç yanı 28 Şubat mağduriyeti üzerinde siyaset yaparak on yıldır iktidarda olan Ak partiden bu konu hakkında her hangi bir tepkinin dile getirmeyişi oldu.

Aslında biz buna çoktandır alıştık bile. Ubeydullah Durna kardeşimizi ölüm makinesiyle mürtet örgüt şehit ederken de aynı siyasi hareket tek bir kelime bile etmeyip CMK 102. Maddesinde yararlanan bir avuç Müslümanın dışarı çıkışıyla malum medya ile kendini İslami medya olarak görenler ağız birliği yapıp hükümete ağır baskı yapınca kimisi toplum vicdanı yaralayan… Derken kimisi de hemen savcılara tavsiyede(!) bulunup jet hızı ile tarihte emsali pek az görünen davanın sonuç lamasını sağlamıştı. Fikret Bayram’ı da vücudun yüzde doksan ikisi, işlem görmemesine rağmen Onu içerde tutma başarısını da göstermişlerdi…

Bunlar hafızamızda yer edinirken malum medyanın asıl rahatsızlığı Mustafa Günlüoğlu’yu yalnız bırakmayan Mustazaflar Cemiyeti, Kur’an nesli Platformu, Peygamber Sevdalıları platformu, İrfan-der, Dost-der gibi halkın bağrından çıkmış olan. Oynanan bütün sinsi planlara rağmen kimseye boyun eğmeyip Onların anladığı dille zamana göre cevap veren milyonları peygamber sevdası ile meydana toplayan: “Artık bunlardan iki kişi bile bir araya gelemez” ezberini bozan sivil toplum kuruluşların Lütfü Güllüoğlunu ziyaret etmesi oldu.

Gündemde bu olay sıcaklığını korurken Allah’ı açıkça inkâr ettiğini söyleyen tiyatrocu Serra Yılmaz hasta hanede gördüğü çarşaflı bir bacıyı görünce çok korktuğunu O’nu “ÖCÜYE” benzettiğini söylemesi oldu. Sanırım bir zamanlar Bekir Coşkunun kapalı bacıları deniz anasına benzetmesi bu ateist kadının ilham kaynağı olmuş olmalı.

Bu ateist kadın şunu iyice bilsin ki bu sözün onun başına çok iş açacağı apaçık ortada. Bu günden sonra bilinçli hiçbir Müslüman Ona iyi gözle bakmayacak bu Dünyada karşılaşmasa da Ahirette iki elleri yakalarında olacaktır.

Beni Kaynuka Yahudilerin Kuyumcu dükkânına giren sahabe hanımın yüzünü açması için baskı yaparken diğer bir Yahudi sinsi bir planla bacının eteğini indirmeye çalışmış bunu gören bir sahabe hemen olaya müdahale edip orada şehit düşmüş. Olayı duyan efendimiz Hz Muhamed(s.a.v) hemen harekete geçip on altı günlük kuşatmadan sonra Onları yenilgiye uğratıp Medine’den sürmüştü.

Serra Yılmaz bunları bilmiyor olmalı ki boş meydanda at koşturup duruyor…

Cuma Karakoç / Yaş: 28