Son dönemlerde birileri çıkmış; ‘`İslam nizamı kocasının iki dudağı arasından çıkacak olan ‘`Boş ol!`` sözüyle kadını tehtid ediyor`` demektedirler…
Amaçları İslam nizamı`nı kötüleyip, kadını da kompleks duygusuna sokmaktır… Şu bir gerçek ki; Allah evrendeki bütün sebep sonuç ilişkilerini düzenleyen derin bilgi ve hikmetiyle, erkeği kadına, kadını da erkeğe muhtaç olarak yaratmıştır.
Bunu idrak edemeyen bazı beyinsizler ortaya şöyle bir iddia atarlar; ‘` Zamanımızda kadın çalışabilir. O halde erkeksiz de yaşayabilir.`` Bu iddia Allah`ın yaratmış olduğu insana en büyük iftiradır. Hakikatlere karşı ileri sürülmüş en büyük saçmalıktır. Çünkü kadının erkeğe olan ihtiyacı sadece fizyolojik ihtiyaç değildir. Aşağı yukarı her kadının yaratılışında, bir erkeğe psikolojik açıdan bağlanma ihtiyacı vardır…

Bu gerçeğe rağmen, bazı maddiyatçı ekollerin ‘`Kadın nafakasını temin için erkeğe muhtaçtır, bu nedenle kadını evliliğe iten sebep maddi sıkıntılardır`` şeklindeki sözlerinin hiç bir değeri yoktur! Toplumumuzda boşanma konusu çok farklı boyutlara taşınmıştır…

Hatta o kadar ileri gidildi ki, olası bir ihtilafta, kadının fikri hiçe sayılıp, erkeğin ağzından çıkacak olan,‘`boş ol`` sözüne bağlı bırakılmaktadır kadın… Kocası kendisinin kadınlık izzetiyle oynadığı halde, kadın onunla boşanmayıp, aynı çatı altında yaşamayı ister mi?
Bu durumda evlilik bağının devam etmemesi, elbette ki etmesinden daha hayırlıdır. Böylesi bir durumda her iki taraf içinde yeni bir hayat yolu çizmek daha uygundur.
Ancak buna rağmen boşanma Allah`ın en çok nefret ettiği bir helaldir. Fakat zaruret onu helal kılmıştır… Her çareye başvurulduğu halde, yuva kaybolan huzuru bulamıyorsa, en son başvurulacak yol boşanmadır… Bu ailede eşleri evliliğin devamına zorlamak, sonuç itibariyle insanları hayra ve iyiliğe götürmez… İslam dini basit bir anlaşmazlıkta, önemsiz bir ihtilafta, mukaddes evlilik bağının feshi cihetine gitmediği gibi, evliliğin devam gayreti gösterdikten sonra, nikah bağının devam imkanı bulunmazsa eğer, bu taktirde boşanmaya izin verir…
Çünkü aksi bir durumda bu evliliği sürdürmek her iki tarafa da zulüm olur…
Allah teala erkeklere şöyle hitap eder;
‘`Ey iman edenler! (…) Kadınlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız bilin ki sizin hoşlanmadığınız bir şeyi, Allah hayır olarak taktir etmiş olabilir.``
İstekli olmadıkları halde, onlardan sabırdan ayrılmamalarını ister. ‘Sizin hoşlanmadığınız bir şeyi, Allah hayır olarak taktir etmiş olabilir.` Ayeti gereğince, o meçhul pencereyi açar.
Böyle bir emre bağlı olan erkek, sevmediği bir kadında hayır olmadığını nasıl anlayacaktır. İşte bu nedenle erkek sevmediği bir kadının belki hayırlı olabileceği ihtimaliyle onu elden kaçırmamaya gayret eder.
Vicdani sevgiyi celbetmek, şer ve nefreti gidermek için bunlardan daha güzel bir ölçü buluna bilirmi?
İslam ilk hamlede boşanmaya başvurmaz.
Diğer Müslümanların aracılığıyla yuvanın idamesi için çalışılır; hayırlı bir sonuç almak için elden gelen her türlü imkan seferber edilir…

Ve eğer ikisinin (karı-kocanın) arasının açılmasından korkarsanız, o taktirde erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. İkisi de (karı-koca) arayı düzeltmeyi isterlerse, Allah onların aralarının düzelmesinde onları başarılı kılar (muvaffak eder). Muhakkak ki Allah Alîm`dir, Habîr`dir . (Nisa/35)

Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah`tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa 128)

Bu vasat bulunmadığı zaman iş ciddileşir. Beraberce yaşamayı zorlaştırır. Bu durumda eşleri evlilik kurumunu sürdürmeye zorlamak sonuç vermeyecek, boşuna bir gayret olmuş olacaktır…
Artık bu anormal duruma bir son vermek için evlilik bağını koparmak kaçınılmaz bir hal alır…
Tüm bunlara rağmen İslam`da boşanma ve ayrılmayı çirkin olarak görür; zira Allah indinde en çirkin boşanmadır.
Belki eşler yaptıklarından pişman olurlar da bir arada yaşamalarına imkan doğar diye, İslam bu ayrılığa izin vermiş bulunuyor.
Çünkü çoğu zaman bizler, bir şeyi kaybettikten sonra onun değerini anlarız ve onu şiddetle ararız.
Fırsat ise henüz geçmiş değildir; zira ‘Boşanma iki defadır, (ondan sonra) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktır.`` Bakara/229

Birinci boşanmadan sonra –eğer temas olmuşsa- üç aya yakın bir iddet bekleme süresi vardır.
Eğer kadın hamileyse doğuruncaya kadar bekler. Bu müddet içinde nafakayı kocası verir ve bunu ihmal etmeye hakkı yoktur. Bu süre içerisinde eğer koca pişman olmuşsa karısını geri alabilir.
Hiçbir yeni muameleye müracaat etmeden karı koca hayatını sürdürebilirler.
Buna ric`i talak (dönülebilir talak) denir.
Bundan sonra iddet içerisinde bir müracaat vaki olmamışsa, boşanma kesinleşir ve eşler tam manasıyla ayrılmış olurlar. Bundan sonra ancak aralarında yeni bir nikah kıymaları suretiyle evlenebilirler ve bu durumda bile fırsat hala ellerindedir.

Bu birinci tecrübedir. Bu tecrübe eşlere, karşılıklı sevgilerinin hakikatini ve ayrılık nedenlerinin ne denli ciddi olduğunu açıklar. Bu nedenler bir defa daha tekerrür ederse, hatta bunla kalmayıp, birde ilaveten erkek yine hanımını boşarsa o zaman yine bir fırsatları kalır ki bu üçüncü talaktır. Bu seferki boşanmada korku bulunduğundan, yeniden birlikte yaşamak kanaatine varılırsa –birbirlerine birazcık olsun sevgi bağları var ise- daha dikkatli davranıp, daha hoş görülü, anlayışlı davranıp evliliklerini yenilerler…
Bütün bunlar Allah`ın evliliği koruma adına olan hükümleridir…
Buna rağmen boşanma vuku bulunca, o zaman anlaşılır ki sorunlar daha derindedir.
Artık hiçbir gayretin yararı yoktur, her ikisi içinde başka bir yolu denemek daha hayırlıdır…

‘`Ey Peygamber! kadınları boşadığınız zaman iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah`tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah`ın sınırlarıdır.`` (Talak/1)

Unutmayın ki, evlenirken kadın da erkek gibi boşanma hakkı isteyebilir, boşanma hakkını şart olarak ortaya koyabilir. Hatta kadının düşüncelerini hiçe sayan zihniyete tokat olacak bir diğer konuda, hakkında sure nazil olan, Mücadele suresine damgasını vuran kadındır ki,
&`;Gerçekten Allah, kocası hakkında Seninle tartışan ve Allah`a şikâyette bulunan kadının sözünü işitti. Allah ikiniz arasında geçen konuşmaları işitiyordu. Kuşkusuz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Mücadele Suresi: 1)

Bir kadının nasıl yüceler yücesine çıktığını göstermek isteyen bu ayet üzerinde iyi düşünmeliyiz.
Mekke toplumunun bağrından çıkan ``İslam Dini``, bir kadına bu kadar değer veriyor ve onun sorununa bizzat Allah (c.c) çözüm sunuyor. Oysa o Mekke toplumu ki, kadını bir utanç vesilesi olarak görüyordu… Kocasının haksızlığına maruz kalmış bir Müslüman kadının mücadelesinden ve şikâyetinden söz etmektedir bu ayet… Haksızlığa boyun eğmiyor, mücadele edip, sorununun çözümünü doğru yerde arıyor. Direk Allah`ın Resulüne götürüyor.
Haklı olduğuna inandığı bir konuda mücadele etmeyi, o dininden öğrenmişti…

İslam`da boşanma budur. Ancak boşanma ayrılma; sakınma, uzlaşma ve pişman olma gibi üst üste edinilen tecrübelerden sonra başvurulacak bir çaredir…
Tüm bu fırsatlar çiftlere acele davranmamayı öğretir ve akıllarını başlarına toplamayı temin eder. Soruyorum şimdi! Bu denli nazik, titiz müeyyideler vaz`ettiği halde kendini bilmez bazı kişilerin İslam Nizamı`nı kötülemeye çalışması karşısında ne buyrulur? Nasıl ‘`İslam nizamı kocasının iki dudağı arasından çıkacak olan ‘`Boş ol!`` sözüyle kadını tehtid ediyor`` diyebilmektedirler?

Ey insanlar! Bırakın sadece İslam hükmetsin! Nefisleri terbiye etsin, kalpleri uyarsın! Utanmaz ahlaksızların eline kelepçe vursun!Bütün insanların hayatını kendi yasalarıyla ihya etsin!

‘`Eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa Allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir (diğerine muhtaç olmaktan kurtarır); Allah`ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür.`` (Nisa/130)

İşte, Boşanma bu demektir!

Meryem Koca - Doğruhaber