Eskiden, yani teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlarda, insanlar mayınlı bir araziyi geçmek istediklerinde, bir mayına basıp parçalanmaktan korunmak için eşekleri kullanırlarmış. Bu yöntemi en çok devamlı sınır bölgelerindeki mayınlı bölgelerde gidip gelmek zorunda olan kaçakçılar kullanırlarmış. Tabi bu eşekler öyle besili -kuvvetli- çalımlı olanlardan değil, daha çok artık işten güçten kesilmiş, yaşlı, hastalıklı eşeklerden seçilirlermiş.
Bu iş için seçilen eşekler geçilmek istenen mayınlı araziye salınır ve o araziyi geçmek isteyen kişi de onun peşinden onun izini takip ederek arkasından giderdi. Eğer eşek sağ salim orayı geçerse (eşekçinin istediği zaten budur), o da onun peşinden o araziyi geçip muradına ererdi. Bu ara eğer biraz insaflı biri ise sonradan eşeği ödüllendirmekten de geri durmazdı. Mesela, yem olarak verdiği samanın içine biraz arpa koymak gibi.
Günümüzde yeni teknolojiler bulunduğu için artık eşekler bu işte kullanılmaktan büyük ölçüde kurtuldular. Ama bu işe meraklı olan bazı eşek tabiatlı insanlar, kendilerini böyle işlerde kullandırmakta çok hevesli oldukları için hala da terör devletlerine, istihbarat örgütlerine ve çetelere mayın eşekliği yapmaya devam ediyorlar. Bu terör devletleri, derin örgütlenmeler ve çeteler herhangi bir yerde kaos ve kargaşa çıkarmak istediklerinde veya bir provokasyon yapmak istediklerinde, mayın eşeği niyetine bu eşek tabiatlı insanları önden gönderirler. Eğer bunlar herhangi bir zayiat vermeden ve de yakalanmadan kendilerinden istenen işi yaparlarsa, samanlarına biraz arpa karıştırıp önlerine koymakla onları ödüllendirirler. Yok eğer bu işi yapmadan başlarına bir şey gelirse ve ya yakalanırlarsa sadece ve sadece dünyadan bir eşek eksileceği için bu eşekçiler herhangi bir şey kaybetmiş sayılmazlar.
Siz arada bir münasebet kurar mısınız bilmem ama ben, geçmişte ve günümüzde dünyanın dört bir tarafında Müslümanların mukaddesatlarına yapılan sözlü ve fiili saldırıları gördüğümde, zihnime mayın eşekliğine meraklı bu tipler geldi. Aynı şekilde bir dönem bölgemizde mütedeyyin insanlara, kurum ve kuruluşlara yapılan saldırı ve provokasyonları gördüğümde de bu tipleri düşündüm. Bu tipler bazen bir terör devleti, bazen istihbarat örgütleri, bazen de çeteler için mayın eşekliği görevini yerine getiriyorlar. Tabi bunların yaptığı fitnelerin etkisi bazen mahalli çapta, bazen ulusal, bazen de küresel çapta olur. Bölgemizde geçmişte mütedeyyin insanlara, kurumlara karşı yapılan saldırı ve provokasyonlar hala herkesin zihninde canlılığını koruyor ve hatta hala da yer yer bu provokasyonların devam ettiğini duyuyoruz.
İşte bu mayın eşeklerinin küresel çaptaki en son versiyonu ‘Nikola’ adındaki kıptı Hıristiyan. Aslında herkes bu psikopat Kıpti’nin kendi hesabına ve kendiliğinden yapmadığını ve bu işin arkasında siyonist Yahudilerin olduğunu biliyor. Ama gördüğünüz ve duyduğunuz gibi nasıl ki eşek mayına basıp parçalandığında eşekçi; “Benim bu işte herhangi bir dahlim yok. Eşek kendiliğinden mayınlı araziye girip mayına basmıştır” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorsa bu siyonist Yahudiler ve diğer İslam düşmanları da, “Bu kişiler kendiliğinden kaos ve kargaşa çıkarmıştır. Kendiliğinden provokasyon yapmıştır. Onları zapt edemiyoruz” deyip bütün sorumluluğu bu eşek tabiatlı insanlara yükleyip, kendileri işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Hatta bu rezil filmde rol alan diğerleri bile Müslümanların şiddetli tepkisini gördüklerinde, “Valla, billa bizim haberimiz yoktu” vs. deyip bu işin sorumluluğundan kurtulmaya çalıştılar.
Esasında bu provokasyon ve kışkırtmalar, bu mihrakların ve onların eşek niyetine kullandıkları kişilerin neredeyse doğal halleri. Tarihin her döneminde değişik amaçlarla bu fitneleri yapıp durmuşlar ve yapmaya devam edecekler. Ama Müslüman halklara yönetici konumunda olup veya ‘Kanaat önderi’ olarak takdim edilip de bu İslam düşmanlarına göstermeleri gereken öfkelerini inançlarına, mukaddesatlarına sahip çıkan, tepkilerini dile getiren mağdur Müslümanlara gösterenlere ne demeli?
Peki, acaba bu terör devletleri ve onların kullandığı psikopat ruhlu insanlar eğer Müslümanlardan böyle küresel çapta şiddetli bir tepki görmeselerdi böyle geri adım atıp suçu birbirlerine atarlar mıydı? Herkes bunun olmayacağını ve tepki görmedikleri zaman bu fitneleri daha da ileriye götüreceklerini biliyor. O yüzden Müslümanlar mukaddesatlarına yapılan saldırı ve hakaretlere en yüksek dozda tepki göstermelidirler. Çünkü Müslümanların akidelerine göre, “Fitne katl’den daha büyüktür.” Ve İslam peygamberine(s.a.v) hakaretten daha büyük bir fitne yoktur.
Bu rezilliği yapan mihrakların amacına yönelik birçok şey söylenebilir ama bence önemli sebeplerden biri de şudur: yapılan bütün araştırmalar İslam’ın, başta Avrupa olmak üzere, dünyadaki bütün gayri müslimler arasında büyük bir hızla yayıldığını ve alınan bütün önlemlere rağmen bunun önüne geçilmediğini gösteriyor. İşte bu rezilliği yapanların amacı dünyada sürekli yükselen İslam’ı, kendisine yönelen insanların gözünde şiddet dini olarak gösterip insanların ona yönelmesini engellemek. Yani önce bu tahrik ve fitneleri yapmak suretiyle Müslümanları tahrik ediyorlar, Müslümanlar bu hakaretlere tepki gösterdiğinde de “Bakın işte, İslam’ın nasıl şiddet dini olduğunu görüyorsunuz” diye İslam’a yönelen insanları ürkütmeye çalışıyorlar.
Son olarak; bu mayın eşeklerini önden göndermek suretiyle mayınlı bölgeleri geçmeye çalışan derin örgütlenmeler ve terör devletlerinin unuttuğu bir şey var: Evet doğrudur. Asırlar da geçse eşek eşektir. Kim değişse de o değişmez. Ama her zaman bu eşeklerin peşine takılmak suretiyle mayınlı araziyi geçmek mümkün olmuyor ve bir mayına basıp parçalanmak riski her zaman mevcuttur.
Selam ve dua ile...
Mehmet Garip Özer (Yaş: 45)
H Tipi Kapalı Ceza Evi / Erzurum