Cüneyt ve Başar gazetecidir, gazeteciler meslekleri icabı savaş ortamlarında bulunabilirler, bu çok doğal bir şeydir. Eğer bir savaş barışla sonuçlanıyorsa, gazeteciler bunu sağlayan unsurlardan biridir" dedi. Gazetecilik mesleğini icra etmenin dünyanın hiçbir yerinde suç sayılmadığının ve sayılmaması gerektiğini belirten Beytekin, "Biz arkadaşlarımıza kefiliz. Arkadaşlarımız gazetecilik mesleğini icra etmektedirler. Yaklaşık 2,5 aydır maalesef tutsak haldedirler ve kendilerinden bir haber alamıyoruz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Görevini yapan bu arkadaşlarımızın gailelerine kavuşması adına muhalefet partisi olsun, hükümet partisi olsun, Dışişleri Bakanlığı olsun, tüm herkesi göreve davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti`nin arkadaşlarımıza sahip çıkmasını talep ediyoruz. Suriye hükümetinden de iyi niyetini göstermesini, gazetecilik yapan bu arkadaşlarımızı ailelerinden ve biz dostlarından daha fazla mahrum etmemelerini bekliyoruz" diye konuştu.
Eylemde konuşan Cüneyt Ünal`ın eşi Nuran Ünal, "Bugün tam 79 gün oldu, her hafta burada toplanıyoruz. Her hafta son olmasını istiyoruz ama yine burada toplanıyoruz. Artık Cüneyt ve Başar`ın iade edilmesini istiyoruz. Cüneyt ve Başar`ı tutmaları Suriye`ye hiçbir şekilde bir fayda vermeyecektir. Artık eşlerimizi, çocuklarımızın babalarını ailelerine kavuşturmalarını bekliyoruz. Gerek Dışişleri Bakanlığı, gerek diğer kurumlar olsun, yapılan bütün girişimler sonuçsuz kalıyor. Artık somut bir cevap bekliyoruz. Bir fotoğraf ya da bir video değil, biz eşlerimizi istiyoruz" şeklinde konuştu
"Ben 79 gündür eşimden haber alamadım, resmini görmedim, sesini duymadım" diyen Başar Kadumi`nin eşi Arzu Kadumi, "Öncelikle ben eşimden bir haber almak istiyorum. Başar Kadumi`nin Suriye`de sağ, hayatta olduğunu resmi makamlardan duymak istiyorum, açıklamalarını istiyorum. Şu ana kadar yapılan bütün girişimler eşim için hep sonuçsuz kaldı. Gerek Türkiye`den, gerek Ürdün`den, gerek Filistin`den yapılan bütün girişimlerden bir sonuç elde edemedik. Büyük bir dirençle karşılaşıyoruz. Israrla Başar Kadumi`nin ellerinde olmadığını söylüyorlar. Ben eşimin sağ olup olmadığını bilmiyorum. 79 gündür bunu çocuklarıma açıklayamıyorum. Ben her gün `babanız gelecek diyorum` ve onları ümitlendiriyorum. Artık ben çocuklarımın sorularına cevap vermek istiyorum. Başar Kadumi elimizde desinler, öncelikle bunu bekliyorum. Sağ olduğunu öğrenmek istiyorum. Daha sonra da bize kavuşmalarını istiyorum. Cüneyt ve Başar`dan 79 gündür haber alamıyoruz. Normalde bir iki gün sevdiklerimizden haber alamayınca endişeleniyoruz ama 79 gün çok uzun bir süre. Ben Dışişleri`nden, yetkili makamlardan, muhalefetten sürecin hızlandırılmasını istiyorum. Artık yeter, Başar ve Cüneyt`i bize kavuştursunlar. Aileleri onları bekliyor" ifadelerini kullandı.
Bir süre konsolosluk önünde oturma eylemi yapan gazeteciler, daha sonra dağıldı.
İHA