Geçen Salı günü PKK /BDP, bölgede `Yaşamı Durdurma Eylemi kapsamında, öğrenci ve öğretmenlerin okullara gitmesi engellendi, esnafın kepenk açması engellendi ve belediyelere ait toplu taşıma araçlarının yanı sıra özel halk otobüslerinin de çalıştırılması engellediğinden dolayı halkın yollarda beklemesine ve toplu taşıma araç duraklarında uzun kuyruklar oluşmasına neden oldu.
 
Esnaf Kepenklerin Kapatılmasına Bir Anlam Vermiyor
Bölge esnafı, zorla kepenk kapatılmasına bir anlam veremediklerini, kepenklerinin zorla kapatılmasından dolayı binlerce lira zarara uğradıklarını, olanın yine Kürt esnafına olduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi.
 
Rızıkları Peşinde Olan Sürücüler Göstericiler Tarafından Taşlandı
Diyarbakır şehir merkezinde toplu taşıma yapan hat minibüslerinin ve açık olan iş yerlerinin göstericiler tarafından taşlandıkları ve ateşe verildiği gözlemlenirken, toplu taşıma araç duraklarında yüzlerce kişi bekleyerek mağdur oldu. 13 kişilik kapasitesi olan hat minibüslerine 30 kişi istiflendi.
 
Hastalar Mağdur Edildi
Bu arada hastaneye gitmek için araç bulamadıklarından dolayı mağdur olduklarını belirten Diyarbakır`da ki hasta ve hasta yakınları bu tür anlamsız ve Kürt halkının menfaatlerine hizmet etmeyen eylem ve grevlerden vazgeçme çağrısında bulundular.
 
Diyarbakır` şehir merkezinde kapalı olan bir alış veriş merkezinin kepenklerini parçalayarak molotof kokteyl atılırken cadde ve bulvarlarda araçların gidiş ve gelişleri engellendi. Kadın Destek Merkezi saldırıya uğradı.
 
Ergani ilçesinde ise İsmetpaşa Mahallesi, İstasyon Caddesi üzerinde bulunan SODES Okuma Salonu kimliği belirsiz kişiler tarafından ateşe verildi.
 
Kürt Halkına Zulüm Yapanlar, Lüks ve Konfor Bir Hayata Sahip
Silvanlı G.Y adında esnaf, "Bu halka zulüm yapanlar kendileri lüks ve konforlu bir hayat yaşamakta, çocukları özel okullarda okumakta ;halk ise fakir ve perişan durumdadır" diyerek tepkisini gösterdi.
 
Esnaf ve Halk Eylemlere Destek Vermiyor
Diyarbakır genelinde bir çok kişi eylemlere destek vermediğini ifade ederek, bu yapılan zulme ortak olmadıklarını; ama işyerlerinin yakılmasından ya da taşlanmasından çekindikleri için iş yerlerini açamadıklarını ve çocuklarını okula gönderemediklerini söylediler.
 
Kepenklerin Kapattırılmasını İstemiyoruz
Esnaf İY, ayda bin 500 lira kira verdiğini söyleyerek, "Diğer komşularım ise, daha fazla kira veriyorlar. Sadece bir günde kapatılan dükkânımın zararı en az bin TL oluyor. Bu kepenk kapatmalar zarardan başka bir şey değildir ve hiç kimseye bir faydası yoktur. Ancak kepenk kapattırmalar nefret kazandırmaktan başka bir şey değildir. Kepenklerin kapattırılmasını istemiyoruz. Yasal çerçeveler içerisinde herkes hakkını savunsun ama kepenk kapattırarak bir hak savunulmaz" dedi.
 
Basit Bir Esnaf Bir Günde 3 Bin Lira Zarar Etti
Kepenklerin kapatılması bölgeye ve bölge halkına hizmet etmeyen, getirisi olmayan bir eylem olduğunu söyleyen Market sahibi Ö K. "Kepenklerin kapatılması, bölgeye ve bölge halkına hizmet etmeyen, getirisi olmayan bir eylemdir. Marketimizde 11 işçi çalışıyor ve günlük giderimiz en az bin TL`dir. Marketimizin bir gün kapalı olması 3 Bin TL zarar etmiş oluyoruz. Mağduriyetimiz ortadadır. Kepenklerin kapatılması bölge halkını mağdur etmektedir. Bölge halkının zararına olan bir eyle4min zorla ve tehditle yapılmasını kınıyoruz" dedi
 
Halk Adına Halka Baskı ve Zulümler Yüzyıldan Bu Yana Vardır
Bölgede halka yapılan zulüm ile ilgili olarak gazetemize değerlendirmelerde bulunan İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Genel Başkanı Av. Şaban Dalgın, halk adına halka baskı ve zulümlerin yüzyıldan bu yana ülkemizde var olduğunun altını çizerek, adı ister cumhuriyet ister demokrasi olsun, ya da adı halkın özgürlüğü olsun bütün bu adlarla halk adına şimdiye kadar bu adlar ile baskı altında tutulduğunu ifade etti.
 
Kürt Halkına Yönelik Baskı Sadece Yön Değiştirmiştir
Halkın özgür iradesinin düzgün bir şekilde ortaya çıkmasının birileri tarafından engellendiğine dikkat çeken Dalgın, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Kürt halkının yüzyıldır çektiği çileler bitmemiştir. Kürt halkının kendini özgür bir şekilde ifade edebildiği bir ortam bir türlü ortaya çıkmamıştır. Kürt halkına yönelik baskı sadece yön değiştirmiştir. Daha önceleri, Kürt halkının anadili olan Kürtçe konuşması, engellenirken, medreselerde çocuklarını eğitmesi,kendi kılık kıyafetini giymesi kısacası kendisini ifade etmesi engellenirken günümüzde Kürt halkının yine özgür iradesinin ortaya çıkmasını engelleyen, okumasını ve ticaretini yapmasını engelleyen baskıları görmekteyiz."
 
Yapılan bütün bu baskıları kınadığını söyleyen Dalgın, bu tür baskıların kimde gelirse gelsin Kürt halkına bir faydasının olmadığını ve halka sadece bir zarar olduğunu belirtti.
 
Bütün Bunlar Karanlık Senaryoların Bir Parçasıdır
Bütün bunların halkın geleceği ile ilgili karanlık senaryoların birer parçası olduğuna vurguda bulunan Dalgın son olarak, bölgede Kürt halkına yapılan zulümleri şu ifadeler ile değerlendirdi. "Kepenk kapattırma, toplu taşıma araçlarını taşlama, okulları içindeki öğrenci, öğretmen ve diğer personel ile birlikte yakma, halkımıza hiçbir faydası olmayan, sadece zarar olan ve halkımız adına, halkımızı baskı altına alan insanların yaptığı uygulamalardır. Halkımıza karşı yüzyıldan beridir, ister kurulu sistem tarafından ister kurulmak istenen sistem tarafından yapılan zulümleri biz kınıyoruz."
 
 
Cezaevlerindeki açlık grevlerine ve kepenk kapattırmalar ile ilgili konuşan Avukat Serkan Ramanlı ise siyasal taleplerin yanlış yöntemlerle çözülemeyeceğini vurguladı.
 
İnsanların hayatları üzerinden siyasal taleplerin dile getirilmesinin sorunun çözümüne bir katkı sunmayacağına inandığını belirten Ramanlı, ölüm gösterilerek hayatın devşirilemeyeceğini söyledi.
 
Kepenk Kapattırılması Siyasi Bir Talep Değildir
Ramanlı, iktidar tarafından yerine getirilmesi gereken, anadilde savunma ve anadilde eğitim konusunda hiçbir talebe bağlı olmaksızın bile hükümetin bu talepleri yerine getirme konusunda ciddi adımlar atması gerektiğini düşündüğünü belirterek şöyle devam etti: "Kepenk kapattırılması siyasi bir talep değildir. Bölgemizde yıllardır yoğun bir şekilde yaşanan ve bir takım siyasal taleplerin yerine getirmesine matuf düzenlendiği iddiasıyla birçok vatandaşımızın rızası dışında kepenklerin kapatıldığı ticari hayatın neredeyse durma noktasına getirildiğini müşahade ediyoruz. Bizler kepenk kapatmanın ve halka zarar verici nitelikteki eylemlerin siyasal taleplere ulaşmak için bir etkinlik olmadığını düşüyoruz. Bunlar sadece halka zarar verir. Halkın faydasına olan taleplerin halkın zararına olacak şekilde dile getirmesini ve halkın zararına sebebiyet verecek şekilde tepkilerle dile getirilmesi doğru değildir ve doğru bir yaklaşım değildir. Farklı biçimlerde, farklı şekillerde ve insanımıza zarar vermeyecek şekilde tepkimizi dile getirebilir ve sesimizi istediğimiz yere ulaştırabiliriz" (Osman İçli-M.Fatih Akgül/İLKHA)