Doğruhaber
Cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine destek olma bahanesiyle harekete geçen Pkk yandaşları bölgeyi yine savaş alanına çevirdi. Daha önce bayramları “Kara Bayram” olarak ilan eden ancak nevrozlarda kızlı erkekli eğlence programları düzenleyen Pkk yandaşları bu yıl taktik değiştirdi. Bayramda ev ev dolaşan Pkk’lılar cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerini bahane ederek halkı eylem yapmaya zorladı. 30 – 31 Ekim ve 1 Kasım tarihlerinde kepenk ve kontak kapatma eylemi yapacaklarını ilan eden Pkk yandaşları, kendilerine destek vermeyecek olanları da tehdit etti.
Ayrıca ailelere de çocuklarını okula göndermemeleri konusunda baskı yaptılar. Başta İstanbul, Diyarbakır, Batman, Van olmak üzere birçok il ve ilçede işyeri ve arabasına zarar geleceğinden endişe eden birçok kişi kepenk kapattı ve araçlarını çalıştırmadı. Yüzlerce hasta hastaneye gidemedi, işyeri sahipleri mağduriyetler yaşadı. Yapılan eylemler sonrası polis ve göstericiler karşı karşıya geldi. Eylemlerde her zaman olduğu gibi çocuklar ellerinde taş ve Molotoflarla ön sıradaydı. Eylemcileri dağıtmak isteyen polisin, biber gazı ve tazyikli su sıkması ortalığı yine savaş alanına çevirdi. Polise molotof ve taşlarla karşılık veren eylemciler ile polis arasında çıkan kargaşada yüzlerce işyeri ve arabanın camları kırıldı. Olan yine halka oldu ve iki ateş arasında kalan halk büyük maddi hasarlar yaşadı. Özellikle Van’da deprem yaralarını sarmaya çalışan esnaf, yaşanan zorbalık karşısında büyük mağduriyetler yaşadı.
VEKİLLER NEDEN EYLEMLERDE YOK
Yaşanan tüm eylemlerde olduğu gibi Kürt Halkının haklarını savunduğunu iddia eden BDP vekilleri ise yine eylemlerde yoktu. Açlık grevlerine tok karınla destek veren BDP milletvekilleri ile ilgili basına sızan bazı fotoğraf ve video görüntüleri ortalığı karıştırdı. Hatırlanacağı üzere yine Pkk yandaşları tarafından gerçekleştirilen “Sivil Cuma” eylemlerinde halk camilerin dışında inşaatlarda, açık alanlarda cuma namazı kıldırırken BDP milletvekilleri namaz dahi kılmayarak oturdukları sandalyelerde sivil cuma eylemlerini izlemişlerdi.
300 KİŞİ GREVİ BIRAKTI İDDİASI
AyrıcaAdalet Bakanlığı, açlık eylemindeki 900’ü aşkın mahkûmdan yaklaşık 300’ünün kendi isteğiyle eylemi bıraktığını açıkladı.
ZORLA KEPENK KAPATTIRMAK VİCDANA UYGUN DEĞİL
Batman’da da kepenklerin zorla kapattırılması ve öğrencilerin okullara gitmesinin engellenmesi nedeniyle Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Batman Şubesi yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Yapılan eylem, miting v.b. etkinlikler demokratik toplumların olmazsa olmazıdır. Fakat bunların kişilerin hak ve özgürlüklerine zarar vermeden gerçekleştirilmesi gerekir. Bu anlamda yapılan eylem kapsamında kişileri kepenk kapatmaya, iş bırakmaya hatta okula gitmemeye zorlamak, ne eylemin içeriğine, ne hak ve özgürlüklere riayet prensibine ne de vicdana uygun bir davranış değildir. Bu tür üzücü olayların bir daha yaşanmaması için herkesin sağduyulu davranmasını temenni ediyor, yaşanan olayları tasvip etmiyor ve duyduğumuz derin üzüntüyü dile getirmek istiyoruz” denildi.
HAK ARAMA ZULÜMLE OLMAZ
Doğu ve Güneydoğu’nun birçok ilinde olduğu gibi önceki gün Batman’da da kepenklerin tehditle kapattırılması ve yaşanan olaylarla ilgili olarak MÜSİAD Batman Şubesi’nden açıklama geldi. Yapılan açıklamada, “Yapılacak tüm eylemlerin, diğer insanların yaşam ve özgürlük haklarına müdahale etmeksizin demokratik ve meşru çerçevede yapılması gerekmektedir” denildi. Açıklamanın devamında, aksi haldeki dayatmacı, zorlayıcı tutum ve fiillerle hak arayışında bulunma çabaları acıyı paylaşmaktan öte mazlum ve mağdur halkımızın acısını daha da derinleştirdiği belirtilerek, “Bu nedenle hak arama ve talepleri dile getirme adına yapılacak tüm eylemlerin esası ne kadar önemli ise dile getirilişleri esnasında sergilenecek tutum ve davranışların da diğer birey ve toplumların yaşam ve özgürlük haklarına müdahale etmeksizin dile getirilmesi de o kadar önemlidir” ifadeleri kullanıldı.
HAK, MAĞDURİYETLER YAŞATARAK ELDE EDİLMEZ
Eğitim Bir-Sen Batman Şubesi Yönetim Kurulu adına açıklama yapan M. Şafi Özperk, cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amaçlı yapılan eylemlerle eğitim-öğretim hakkının engellenmesine sert tepki gösterdi. Okulların ve öğretmenlerin özellikle hedef alındığını ifade eden Özperk, “Bu eylemleri asla tasvip etmiyoruz. Eğitim öğretim faaliyetini engelleyerek elde edilebilecek hiçbir hakkın olmadığını da ayrıca belirtmek isteriz. Okullar ve okullarda görev yapan öğretmenler, idareciler ve diğer çalışanları tedirgin etmek, öğrencilerimizi eğitim hakkından mahrum etmekle elde edilebilecek hiçbir demokratik hakkın olamayacağını, bu eylemleri organize edenlerin eğitim ve çalışma hakkının evrensel bir insan hakkı olduğunu bilmeleri gerek. Tarafları bir daha aklıselime davet ederken, huzurun ve barışın insanımızın da hakkı olduğunu belirtmek isteriz” dedi.
EKONOMİ KONSEYİNDEN KINAMA
Van’da 9 ticaret kuruluşu dernek ve odadan oluşan Van Ekonomi Konseyi yaptığı açıklama ile yaşananları sert bir dille kınayarak, Doğu ve Güneydoğu’daki birçok ilde kepenklerin kapattırılmasının doğru bir eylem olmadığını belirtti. Söz konusu hak arayış şeklinin bölgenin ekonomisine, sosyal yaşamına ve imajına fevkalade zarar vermekte olduğu ifade edilen basın açıklamasında, zaten ekonomik açıdan zor durumda olan esnafın bu tür olaylarla daha büyük sıkıntılar yaşadığını, siyasi platformlarda yapılması gereken bu tür hak arayışlarının kepenk kapattırma gibi halkı mağdur eden yöntemlerle değil, siyasi arenada çözülmesi gerektiği vurgulandı.
Hak arayışları bahanesiyle yapılan farklı etkinliklerle esnafın ve halkın yaşam şartlarını zorlaştıracak uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “Bu ve benzeri sorunların çözüm adresi parlamentodur. Halkın temsilcileri olan milletvekillerinden beklentimiz halkın yaşadığı mağduriyeti de göz önünde bulundurarak parlamentoyu ve siyasi organları daha etkin kullanarak faaliyet göstermeleridir” denildi.
EĞİTİMİN AKSAMASI KİMSEYE FAYDA VERMEZ
Van’da meydana gelen olaylar sonrası eğitimde de yaşanan sıkıntıları dile getiren Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Süleyman Şakar ise Van’ın eğitim yönünden 2 darbeyi üst üste yediğini ifade ederek yaşanan bu sıkıntıların eğitimi çok kötü vurduğunu ifade etti.
Özellikle son zamanlarda yaşanan okulları yakma ve öğrencilerin okullara gitmemesi için yapılan baskılara değinen Şakar, eğitimin aksamasına sebebiyet vermenin kimseye bir getirisinin olmayacağını ifade ederek “Evet, bu bölgede sıkıntılar vardır. Ancak bu sıkıntıların aşılması eğitime engel olmak ile aileleleri tedirgin etmekle çözülmez. Taraflara çağrımız şudur. Varsa kavganız gidin kavganızı başka yerlerde verin, ancak eğitimin üzerinden bu bölgenin çocuklarının geleceğini karartmaktan vaz geçin. Bu bölgenin eğitiminin geri kalmasına sebep olmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.
BÖLGE HALKI BASKI ALTINDA
İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Genel Başkanı Av. Şaban Dalgın, halk adına halka baskı ve zulümlerin yüzyıldan bu yana ülkemizde var olduğunun altını çizerek, “Adı ister Cumhuriyet ister demokrasi olsun, ya da adı halkın özgürlüğü olsun bütün bu adlarla halk şimdiye kadar sürekli baskı altında tutuldu. Kepenk kapattırma, toplu taşıma araçlarını taşlama, okulları içindeki öğrenci, öğretmen ve diğer personel ile birlikte yakma, halkımıza hiçbir faydası olmayan, sadece zararı olan ve halkımız adına, halkımızı baskı altına alan insanların yaptığı uygulamalardır. Halkımıza karşı yüzyıldan beridir, ister kurulu sistem tarafından ister kurulmak istenen sistem tarafından yapılan zulümleri biz kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
BU EYLEM DE DİĞER EYLEMLER GİBİ KÜRT HALKINA ZARAR VERİYOR
Yaşanan olaylara tepki gösteren Mustazaflar Hareketi Kurucu Üyelerinden Said Şahin, “Mücadelede eylemden amaç karşı tarafa zarar vermek, karşı tarafı zora sokmak suretiyle amaca ulaşmaktır. Ancak gariptir ki, kepenk kapatma eylemi de bu kesimin diğer eylemlerinin çoğunluğu gibi zararı Kürt halkına olan bir eylemdir. Bölgede gerçekleştirilip de mağduru halk olan bütün eylemlere karşı olduğumuz gibi bu eyleme de karşıyız. Bu eylemin de devletin geçmişte uyguladığı ve zaman zaman da dillendirip gayri resmi uygulama yoluna gittiği olağan üstü hal durumundan bir farkı yoktur.
Her iki güç de Müslüman Kürt halkını mağdur etmeye devam ediyor. Baskı, tehdit ve halk üzerindeki korku ile gerçekleştirilen bu eylemin yeri – bu eylemi gerçekleştirenlerin sözde amaçları doğrultusunda söylüyorum- doğu değil, batı olmalıydı. Kaldı ki eylemler, gönüllülük esasına dayanmakla birlikte ölçülü olmalıdır” şeklinde konuştu.
ESNAF VE HALK EYLEMLERE DESTEK VERMİYOR
Bölge esnafı, zorla kepenk kapatılmasına bir anlam veremediklerini, kepenklerinin zorla kapatılmasından dolayı binlerce lira zarara uğradıklarını belirterek tepkilerini dile getirdi. Birçok kişi eylemlere destek vermediğini ifade ederek, bu yapılan zulme ortak olmadıklarını; ama işyerlerinin yakılmasından ya da taşlanmasından çekindikleri için iş yerlerini açamadıklarını ve çocuklarını okula gönderemediklerini söylediler.
Bölge halkı, Kürt halkının menfaatlerine hizmet etmeyen eylem ve grevlerden vazgeçme çağrısında bulundular.
Diyarbakırlı esnaf G.Y: Bu halka zulüm yapanlar kendileri lüks ve konforlu bir hayat yaşamakta, çocukları özel okullarda okumakta. Halk ise fakir ve perişan durumdadır.
Esnaf İ.Y: Kepenk kapattırmalar nefret kazandırmaktan başka bir şey değildir. Kepenklerin kapattırılmasını istemiyoruz. Yasal çerçeveler içerisinde herkes hakkını savunsun ama kepenk kapattırarak bir hak savunulmaz” dedi.
KORKTUĞUMUZ İÇİN DEĞİL GERGİNLİĞİN TIRMANMAMASI İÇİN…
Batman esnafı da yaşanan zorbalığa büyük tepki gösterdi, Çarşı Esnafı adına konuşan İlhan Y.: “Bu kepenk kapatmalar zarardan başka bir şey değildir ve hiç kimseye bir faydası yoktur, nefret kazandırmaktan başka bir şey değildir. Kepenklerin kapattırılmasını istemiyoruz. Tamam herkes hakkını savunsun ama kepenk kapattırarak bir hak savunulmaz”
Lokanta işleten Emin U.: “Bir gün kapalı olmam bana büyük zarar veriyor. İş yerimde 8-10 işçi çalışıyor. Kapalı da olsam onlara maaşlarını vermek zorundayım. Bu yüzden sadece halkın zararına sebep olan kepenk kapatmaya karşıyız.
Kepenklerini kapatan çoğu esnaf kendi isteğiyle değil tehdit zoruyla kapatıyor. Bize yapılan tehditlerden korktuğumuzdan değil gerginliğin çıkmamasından dolayı kepenk kapatıyoruz. Bu kepenk kapatmadan dolayı mağdur oluyoruz. Bu gibi yanlış uygulamalara bir an önce son verilmesini istiyoruz”
Market sahibi Ömer K.: Kepenklerin kapatılması, bölgeye ve bölge halkına hizmet etmeyen, getirisi olmayan bir eylemdir. Marketimizde 11 işçi çalışıyor ve günlük giderimiz en az bin TL’dir. Marketimizin bir gün kapalı olması 3 Bin TL zarar etmemiz demektir. Mağduriyetimiz ortadadır. Kepenklerin kapatılması bölge halkını mağdur etmektedir. Bölge halkının zararına olan bir eylemin zorla ve tehditle yapılmasını kınıyoruz.
İKİ ATEŞ ORTASINDAYIZ
Vanlı Esnaf Ahmet Özkan: Kepenk kapatmadan ziyade ortada bir sorun varsa ki vardır bu sorun mecliste tartışılmalı, gündeme getirilmeli ve çözüm üretilmelidir. İnsanların dükkânını kapatmakla, dükkânları taşlayıp camlarını kırmakla bu işlerin hal olmayacağını onlar da çok iyi biliyorlar.”
Esnaf Mustafa İnce: İki ateş ortasındayız. Bir taraftan kapatmazsanız hedef haline geliyorsunuz. Diğer taraftan bir borç batağının içindeyiz. Yüksekova’da kalan esnaf kan ağlıyor. Benim esnaflık yapan onlarca arkadaşım var ve hepsi oradan ayrılmak zorunda kaldı. Adamların birçoğu iflas ile karşı karşıya kalmış. Eğer Van’da da bu şekilde devam ederse Van esnafının da bunlardan farkı kalmayacak. Yazık oluyor memleketimize yazık.