Hindu bir baba ve Hıristiyan bir anneden Avustralya`da dünyaya gelen Kevin, küçük yaşından itibaren aile içi şiddete maruz kal­mış. Henüz 11 yaşında sokaklarla tanışmaya başlayan ve o yaşlarda eroin ve kokain gibi uyuşturucu maddeler kullanarak büyümüş. Amcasının desteğiyle 15 yaşında Amerika Or­dusu`na katılan Kevin Maurisli, 21 yaşına ka­dar Afganistan-Pakistan sınırında, Irak`ta ve Somali`de savaştı. Daha sonra Ordu`dan ayrı­larak, İstanbul`a gelen Kevin Maurisli, tanıştı­ğı insanların İslam`ı anlatmasıyla Müslüman oldu ve Hamza ismini aldı. Müslüman olduk­tan sonra bütün kötü alışkanlıklarından kolay­lıkla kurtulduğunu söyleyen Hamza ile hayatı­nı, Müslüman oluşunu ve neler yaptığını ko­nuştuk...

Öncelikle bize hayatınızdan bahseder misi­niz?

Avustralya`da doğdum. Babam Hindu, annem Hıristiyan ben ise ateisttim. Ailemin tek çocuğuydum. Ailemde sürekli aile içi şiddet vardı. Babamın sürekli annemi dövdüğüne şahit oldum. Babam beni de döverdi ve odaya kilitlerdi. 2 gün odada kaldığım da oldu. Bu süre içerisinde sadece yemek verirdi. Ba­bamın bir problemi vardı. Hep benim sınıfımda birinci olmamı isterdi. Üçüncü veya dördüncü oldu­ğumda beni döverdi. Bu sıralarda depresyondaydım. Okuldan kaçıyordum. Babam sürekli beni evden kovuyordu, bir keresinde bıçak çekti ve evden gitmem gerektiğini yoksa beni öldüreceğini söyledi. 11 yaşımda sokaklarla tanıştım. Sokaklarda bütün pislik adamlarla tanıştım. İlk mariauhanayı içtiğimde 11 yaşımdaydım. Eroini ise 14 yaşımda kullanmaya başladım. Bunların devamında kokain de geldi.

AMCAM BENİ AMERİKAN ORDUSUNA YAZDIRDI

Peki sonra ne oldu?
Herkes beni kötü kullanmaya başladı. Uyuşturucu satıyordum. Amcam beni sokakta gördü ve beni evi­ne götürdü. Yengem ise beni gördüğünde hakaretler etti. 1 haftadan fazla o evde duramadım. Sonunda amcam bana 500 dolar verdi ve bundan başka yapacak birşeyi olmadığını söyledi. Daha sonra amcam Amerika Ordusu`nun ilanını gördü ve benim Ordu`ya girmemi yönlendirdi.
Ordu`ya girdiniz...

Amcamın yönlendirmesiyle Ordu`ya girdim. Amerikalılar bizi bir gemiye bindirdi ve bir adaya gönder­di. O Adanın nerede olduğunu bilmiyoruz. Burada 17 yaşıma kadar eğitim gördüm. Keskin nişancı ola­rak eğitilmiştim. İlk savaşa ise 17 yaşındayken Afganistan-Pakistan sınırında girdim. Bu arada Afri­ka`da da farklı kilolarda 3 sefer boks şampiyonu olmuştum.

ÇOCUK, KADIN, YAŞLI HERKESİ ÖLDÜRÜYORLARDI

Afganistan-Pakistan sınırında neler yaşadınız?

Hayatımın en büyük deneyimiydi. Oyunlardaki gibi bir ölüm gördüm. Ölüm çok basitti. İnsanların gö­zümün önünde öldüğünü, arkadaşlarımın gözümün önünde havaya uçtuğunu gördüm. Bir keresinde iki arkadaşımla beraber başka askerlerin helikopterle gelmesini beklerken, bir anda helikopterin gelen uçaksavarla havada patladığına şahit oldum.

Afganistan-Pakistan sınırında, bir gece benimle beraber olan iki arkadaşım ölmüştü ve ben tek kalmış­tım. Gece olduğu içinde bana destek gelemiyordu ve ben de tekrar merkeze dönemiyordum. O sırada boş, küçük bir ev gördüm ve geceyi orada geçirip, sabah ise merkeze gidebileceğimi düşündüm. Sabah uyandığımda ise evin etrafının Taliban mensupları tarafından çevrildiğini gördüm. İşte o an herşeyin bittiğini düşündüm. Taliban mensupları benim Amerika asıllı olmadığımı anladılar ve bana, “senin ne işin var burada. Evine dön” dediler. Ben o sırada çok yorgundum ve yorgunluktan bayılmıştım. Uyan­dığımda ise Amerika`ya ait küçük bir hastanede gözümü açtım. Taliban mensupları benim eşyalarımı fa­lan almıştı ama öldürmemişlerdi.

ÖLDÜRMEK İÇİN UYUŞTURUCU KULLANIYORLARDI

Amerikan askerleri nasıldı?

Amerikan askerlerinden bazıları uyuşturucu kullanıyorlardı. İnsanları öldürmek için uyuşturucu kul­lanmaları gerekiyordu. Yoksa bu imkansızdır. Talibana mensup olan kişilerin aileleri umursanmıyor­du. Öldürmeleri gerektiğine inanılıyordu. Bir evin Taliban mensubu bir kişiye ait olduğunu düşündükle­rinde, kapıyı kırdıkları anda beş dakika boyunca durmadan tarıyorlardı. Evde, çocuk, kadın, yaşlı her­kesi öldürüyorlardı. Hiç ayrım yoktu hatta köpekleri bile öldürüyorlardı. Taramanın ardından evin du­varları bile yıkılıyordu. Amerikan askerlerinin hepsi iyi değildi. Yaşlı olan askerler çok sert ve kötü in­sanlardı.

GUANTANAMO HAYVANLARIN KALACAĞI BİR YERDİR

Amerika cezaevlerinde insanlara nasıl muamele ediliyor?
Ben 2 ay Guantanamo`da çalıştım. Guantanamo insan için bir hapishane değil hayvanlar için bir yer­di...
Afganistan, Irak ve Somali`deki hapishaneler nasıl?
Somali`de hapishane diye bir şey yoktu. Yakalanan kişi ölüyordu. Afganistan`daki hapishaneler ise bi­zim kontrolümüzdeydi. Ama oradaki hapishaneler normaldi. Taliban mensubu birisini yakaladığımız­da Afganistan`daki hapishanelere değil, direk Guantanamo`ya gönderiyorlardı. Taliban mensuplarını yakalamak ise o kadar kolay değildi. Yılda iki kişiyi ancak yakalayabiliyorduk.
Pakistan ve Afganistan`dan sonra Irak`ta bir sene bulundum. Sonra beni Özel Deniz Komandosu yaptı­lar. 6 ay Somali`deki korsanlarla mücadele ettim. Burada bir korsan tarafından ayağımdan bıçaklanmış­tım. Daha sonra ise beni Avustralya`ya gönderdiler ve burada Ordu ile bağlantısı olan politik kişilerin badigartlığını yaptım.

İstanbul`a gelmeniz nasıl oldu?

Avustralya`da badigartlık yaparken, İstanbul`dan bir kız arkadaşla internet üzerinden tanıştım. Zaten Amerika Ordusu`ndan ayrılmayı düşünüyordum. Bu sebeple ayrılıp, İstanbul`a geldim. Tabi bu kız ar­kadaşım bana İslam`dan ve Kur`an`dan bahsediyordu. Böylelikle İslam ile ilgilenmeye başladım.

İstanbul`da kız arkadaşınızla görüştünüz mü?

Görüştüm ama ailesi beni beğenmedi. Arkadaşıma sadece badigart olduğumu söylemiştim, Amerikan askeri olduğumu söyledikten sonra benimle konuşmaktan vazgeçti. Bende o zaman düşündüm. Afganis­tan-Pakistan sınırında Taliban mensupları tarafından öldürülmedim, Somali`de çok kötü bir şekilde ayağımdan bıçaklandım. Ve bütün bunların ardından İstanbul`a geldim. Bunları düşünürken, benimle oturduğum ilçeden bazı Müslüman arkadaşlar ilgilenmeye başladı. Benim yaşadığım sıkıntıları biliyor­lardı ve bana sadece Allah`ın yardım edebileceğini söylediler. Ben de bu tavsiyelere uyarak, İslam`ı da­ha çok araştırdım ve elhamdülillah Müslüman oldum. Eroin, kokain, mariuhana gibi bütün kötü alış­kanlıklarımdan çok kolay bir şekilde kurtuldum. Şimdi ise beş vakit namazımı kılabiliyorum ve ibadet­lerimi çok şükür eksiksiz yapabiliyorum. Müslüman olduktan sonra ilk namazımı ise Fatih Camii`nde kıldım.

İslam nasıl bir dindir?

Bakın Yahudiler, bütün insanları kendine köle yapmaya çalışır ama İslam çok iyi bir dindir. İslam beni barışa götürdü. İnsanlara yardım etmemi sağladı. Kur`an okuduğumda öğrendiğim şey; ‘insanlarla ko­nuşurken, sakın onların yalan söylediğini düşünme` olmuştur. Bu benim için çok önemlidir.
 Yeni Akit