Analiz/ Hüseyin Kaya- Doğruhaber
İdeolojinin her şeyin üstünde tutulduğunun kanıtı…

Mahalle baskısı, akademi baskısı, her ne derseniz deyin işte her şey ortada!

İşte örtülü bir öğretmen ve subay eşi olan bayanın çektikleri:

“Evliliğimizin 3. yılında eşim Harp Akademisi’ni kazandı ve Akademinin lojmanlarında yaşamaya başladık. Akademi hakkında arkadaşlar bir şeyler bahsetmişti. Duyduğumda bayılacak gibi olmuştum. İhtimal vermedim ama gidince gördüm ki bana az bile söylemişler. Duyduğumda bayılacağım şeyleri iki yıl yaşamak zorunda kaldım. 92-94 yılında akademinin lojmanlarında kaldık. Hayatımın en zor günleriydi. İmam Hatipte öğretmendim. Kurmay subayın eşi de onların çizdiği şekilde bir yaşam sürmek zorundaymış meğer. İnsanın aklı almıyor. Size zulmediyorlar, siz hiçbir şey yapamıyorsunuz.”

“Lojmanlara girip çıkarken arabada görünmemek için eşimin arkasına yatıyordum. Üstümü bir şeyle örtüyordu. En kör saatlerde eve girmeye çalışıyordum. Ya da herkesin işte olduğu saatlerde. Karanlık çöksün diye oyalanıyordum. Ondan sonra lojmana giriyordum.”

“Akademide sizi size bırakmıyorlar. Haftalık sosyal programlar vardı. Tiyatro bileti alır gitmezdik. Mecburi etkinliklere katılırdık. Dışarıda beraberken bazen yanımdan çekip gidiyordu. Meğer bir komutanını görmüş.”

“Bir Ramazan günü eşimin komutanı bizi ziyarete geldi. Eşim bana beni görmek için geldiklerini söyledi. Biz misafirimizi ağırladık. Sonra komutanı eşime ‘Kemalciğim eşin gelsin, komutanın elini öpsün. Ben artık başımı açacağım desin ve bu işi kapatalım’ demiş. Kabul etmedik. Sonra eşimin görevine son verdiler.”

Biz, laik Kemalizm için “din” dediğimizde bazıları itiraz ediyor.

Alın işte din!

Başını örttüğün için tevbe et, başını aç, sorun bitsin!

İslam dininde başı örtmek gerekir, Kemalizm’de açmak…