Analiz/ Hüseyin Kaya- Doğruhaber
 
İslami Şura Meclisinin Fıkıh işlerinden sorumlu sözcüsü Bekir Bozdağ, soruyu cevapladı. Bozdağ, besmele ile başladığı konuşmasına hamd ve salat ile devam etti.

Ardından Bozdağ şunları söyledi: “Cenaze merasimlerinin, ibadetin huzur ve huşuuna uygun olarak gerçekleştirilmesi, cenaze adabına yakışmayan söz, tutum ve davranışlardan uzak durulmalıdır.  Cenaze törenlerinde yüksek sesle tekbir getirmek mekruhtur.” 

Bakıyorum da gülüyorsunuz.

Hikaye anlattığımı, Bozdağ’ı da gemiye bindirdiğimi düşünüyorsunuz.

Ama bence acele ediyorsunuz.

Gülmeyin, burası Türkiye!

Laik Türkiye Cumhuriyeti!

Evet, bazı kelimeleri değiştirdim; ama uydurmadım.

Bakın işin aslı nasıl?

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu`nun, “Din görevlilerinin şehit cenaze töreni dualarında bölücü terör örgütü aleyhinde ifadeler kullanmaları yönünde bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?” soru önergesini yanıtlamış.

Bozdağ, şunları söylemiş:

“Cenaze namazı yüce dinimize göre sıradan bir tören değil; tıpkı cuma ve bayram namazları gibi bir ibadettir. İbadet esnasında yüksek sesle ve topluca tekbir getirmek dahi mekruh görülmüştür. Islık çalmak, alkışlamak, tezahüratta bulunmak, slogan atmak gibi ibadetin huzur ve huşuunu bozacak ve cenaze adabına yakışmayacak tutum ve davranışların dinen uygun olmadığı ve bu tür davranışların şehidin ruhunu inciteceği ve ona karşı saygısızlık olacağı ise muhakkaktır.”

Nasıl fetva ama!

Uyan millet, benim kimseyi gemiye bindirdiğim yok!

Birileri sizi bir gemiye bindiriyor; ama limanı belirsiz.

Laik devletin meclis kürsüsünden birileri “mekruh”tan, “ibadetin huşu ve huzurundan” söz ediyor.

“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demiyorum.

Yerseniz afiyet olsun!