ADANA - Akdeniz İnsani Hürriyetler ve İnanç Platformu; Konya İslami STK duruşmasında aralarında kapatılan Mustazaf Der`in Genel Kurul üyeleri ile Konya Mustazaf Der Şubesi Yönetim Kurul üyelerinin bulunduğu 23 kişiye verilen 205 yıllık hapis cezasını düzenledikleri kitlesel basın açıklamasıyla protesto etti.
 
Seyhan İlçesi İnönü Parkı`nda 16.00`da toplanan platform üye ve gönüllüleri, tekbir ve sloganlar eşliğinde Adana Adliyesinin bulunduğu bölgeye kadar yürüdü.

Kuran tilaveti ile başlayan protesto eyleminde basın açıklamasını, platform sözcüsü İsa Emre okudu.
 
2. Elazığ Vakası Gerçekleşti
Konya Duruşmasında çıkan kararın komplolar üzerine kurulduğunu belirten Emre; `2. Elazığ vakası gerçekleşti ve Konya dosyasında karar çıktı. Kin, nefret ve komplo sahiplerinin istediği oldu. Artık komplo planları hazırlayanlar, yönetenler ve uygulayanlar huzur içinde(!) uyuyacaklar. Adana 6. Ağır Cezada görülen 43 sanıklı İslami STK davasında 23 kişiye toplamda 205 yıl hapis cezası verildi.
 
Mahkeme heyetinin başkanı olan şahsın ağzından kaçırdığı itiraf şeklindeki beyanla, sisteme entegre olmamış STK`ların faaliyetlerini, terör faaliyeti olarak algıladıklarını ve buna göre mahkeme başkanın deyişiyle, dernekte aktif çalışmış olmak, terör örgütü elemanı olarak da cezalandırmaya yeterli delil olarak görülmüştür` ifadelerini kullandı.
 
`İslami STK ve Üyelerine Bilinçli Bir Hukuk Garabeti Yaşatıldı`
Şiddete bulaşmamış kişi ve kuruluşların baskı altına alınmaya çalışıldığını belirten Emre; `faaliyetlerinin engellenmesi, tüm olumsuzluklara rağmen, yasal ve hayırlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar edenleri, yargı kıskacı ile boğmayı kendine ilke edinen bir sistemi kabul etmemiz mümkün değildir. Kurulduğu günden bu yana halkın tüm yardımına koşan ve manevi ihyayı esas alan, cehalet ve ihtilaf ve fakirlikle mücadeleyi düstur edinen ve halk arasında muteber kabul edilen İslami STK ve üyelerine yine bilinçli bir hukuk garabeti yaşatıldı. Özellikle son zamanlarda İslami STK ve üyelerine yapılan bilinçli engelleme ve sindirme politikası olan bu son yaşanan olayı kabul edilemez olarak görüyoruz` dedi.
 
`Kürdistan`daki Kürt Müslümanların İslami Faaliyetleri Söz Konusu İse…`
Yasal derneklerin faaliyetlerinin engellenmek istendiğini belirten Emre; `Dernekler, yasal faaliyet de gösterse, siyasi partiler yoluyla faaliyette bulunsa dahi, bir kulp yapıştırılıp yasadışı örgüt faaliyeti içine sokulmakta ve sindirmek için cezalandırılmaktadır. Özellikle Kürdistan`daki Kürt Müslümanların İslami faaliyetleri söz konusu ise, Fırat`ın batısında etkin olmamaları için her türlü hukuksuzluğa başvurulmaktadır. Dün Elazığ İhya Der, Adıyaman`da Vahdet Der ve Kahta`daki Mustazaf Der, bugün de Konya Mustazaf Der yönetici ve üyelerine verilen ve hiçbir mesnede dayanmayan, hukukun katli anlamına gelen cezalar, bunun en somut delilleridir.
 
`Kuran Öğretme Suçunu İşlemeye Devam Edeceğiz`
Zulmedenleri Allah`a havale ettiklerini belirten Emre; `Eğer Kuran öğrettiğimiz için, dernekte siyer, fıkıh, hadis dersi verdiğimiz için cezalandırıldıysak şunu açıkça ilan ediyoruz bu cezayı işlemeye devam edeceğiz. Zindana da atsanız bu cezayı orada da işlemeye devam edeceğiz. Ama dediğimiz gibi Rabbimize havale ettik onun da bir yargısı var ve şuanda bu dava onun yargısındadır.
 
Şu hale bakın! Darbeci artıklar temizlensin denecek, Yargı vesayeti son bulsun denecek, Özgürlükler teminat altına alınır denecek, elin haramzadesine bile özgür ortam sağlanacak, Sonrada Müthiş bir hırsla, tüm ortam Müslümanlara zindan haline getirilecek.`dedi.
 
`Bazı Makamları İşgal Edenler Oraları Hiç de Ümmetin Menfaati İçin Kullanmıyorlar`
Zulme sessiz kalanlara da seslenen Emre; `Bu zulümler de gösteriyor ki, bu ülkede bazı makamları işgal edenler oraları hiç de ümmetin menfaati için kullanmıyorlar. Bir ömür boyu söyledikleri `biz o makamlara gelmeyelim de zalimler mi gelsin` edebiyatının ne kadar boş olduğunu da gösterdiler. Çünkü daha yolun başında korkularından rengini belli etmeyenler, o makamlara oturduklarında, o zulüm makamlarının rengine büründüler.
 
Türkiye`de kim iktidardaysa hukuk, maalesef onların elinde muhaliflerini hizaya getirmek için bir araç olarak kullanılmaktadır.
 
Dün Kemalist anlayışın Müslüman topluma dayatma adına, yargıya talimatlar verilip o doğrultuda kararlar çıkartılırdı. Bugün ise sırtını Amerika`ya dayayan ve Amerika`nın istediği `ılımlı İslam`ın` Türkiye ve hatta dünyadaki mümesilliğini yapanların isteği doğrultusunda yargıdan kararlar çıkartılmaktadır.
 
Bu şekilde Amerika`nın istediği İslam dışında, gerçek İslami anlayışlara hayat hakkı tanınmamakta ve Amerika`ya biat etmeyenler, yargı sopasıyla terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla ABD ve İsrail`e muhalif olan hiç kimse, bu ülkede güvende değildir.`dedi.
 
`Mustazaflar Suçludur Çünkü Dinine Bağlıdır...`
Muztazaflar`ın başta suçlu ilan edildiğini belirten Emre; `Mustazaflar suçludur. Çünkü dinine bağlıdır... Hayatını tamamen İslam`a göre şekillendirmek arzu ve çabasındadır... Bu hususta da gözü karadır... Tüm dünyevî istikbalini gözden çıkarabilmektedir... Canını, malını, evladını... Eşini, işini, aşını... Hepsini bir kenara bırakabilmektedir...
 
Mustazaf suçludur, Zora gelince kaçmamış... Dara düşünce göçmemiştir... İzzet makamında zilleti... Zilletinkinde izzeti kabul etmemiştir...
 
Her dönemin zulmü ve zalimi farklı olsa da her dönemin imanı aynıdır. Dolayısıyla her dönemin hükümferma zalimine, selefimizin imanı ile haykırmak gerek diyerek, `... Ne hüküm vereceksen ver! Şüphesiz sen ancak bu dünya hayatında hükmedersin!` (Taha / 72)` ayetini hatırlattı.
 
Zalimler İçin Yaşasın Cehennem!...
Emre; Üstad Bediuzzaman`ın ``Vaktaki hürriyet divanilikle yâd olunurdu, istibdat tımarhaneyi bana mektep eyledi. Vaktaki, i`tida irtica ile iltibas olundu, meşrutiyet de hapishaneyi bana mektep yaptı. Bu haydut hükümet (yani devlet) zaman-ı istibdatta akla husumet, şimdi de hayata adavet ediyor. Eğer hükümet (devlet) böyle olursa yaşasın cünûn!... Yaşasın mevt!... Zalimler için yaşasın cehennem!...` sözleriyle basın açıklamasını bitirdi.
 
Basın açıklamasının ardından tekbir getiren STK üyeleri sessiz bir şekilde dağıldı. (Ayhan Kaya - İLKHA)