Geçmişte bazı dönemlerde yaşandığı gibi bu yıl Türkiye`nin Suudi Arabistan`dan bir gün önce Kurban Bayramı`nı kutlayacağını hatırlatan Görmez, ``Biz Arafat`ta iken Türkiye`de kardeşlerimiz bayram yapmış olacaklar. Bu hakikaten son derece üzücü. Bütün İslam dünyası için çok üzücü olan bir durum. Bugüne kadar `takvimde birlik` gerçekleştirememiş olmak, bayramlara dahi birlikte girememek, bayram sevinçlerini dahi birlikte paylaşamamak biz Müslümanlar için son derece büyük bir eksiklik`` dedi.
Suudi Arabistan`ın Zilhicce ayının başlangıcı ile Kurban Bayramı tarihini ilan etmesinin ardından Din İşleri Yüksek Kurulu ve Kandilli Rasathanesi yönetimi iki önemli toplantı gerçekleştirdiğini belirten Görmez, ortaya çıkan sonucun yeniden değerlendirildiğini söyledi.
Görmez, ``Bu toplantılarımızda bizim yanlış yaptığımıza dair en küçük bir işaret ve ima görseydim bayramları ilan etme yetkisi kanunen Kandilli Rasathanesi`ne verildiği halde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzla birlikte bunu halkımızla paylaşmaktan hiç çekinmezdik`` diye konuştu.
Tespit edebiliyoruz
Dini günlerin belirlenmesinde ilmi olarak asırlık bilgi ve birikimlerin büyük bir hassasiyetle kullanıldığını kaydeden Görmez, sözlerine şöyle devam etti:
``Dünyadaki bütün uzay ve astronomi bilgileri ile ayın ve güneşin hareket hesaplarının matematiksel olarak tespit edildikten sonra insanların dağlarda tepelerde ellerini alınlarına koyarak hilal arayarak, takvim birliği sağlamamız mümkün değil. Eğer bir takvim birliğinden söz ediyorsak bu yolla mümkün değil.``
Kur`an-ı Kerim`deki ``Güneş ve ay belli bir hesap içerisinde hareket ederler`` ayetini hatırlatan Prof. Dr. Görmez, ``Eğer biz Müslümanlar bu hesabı 14 asırdır tespit edememişsek, bu bizim için en büyük ayıp olur. Bu hesabı artık insanlık tespit etmiştir. Hepimiz bunu tespit edebiliyoruz`` dedi.
Takvim birliğinde ısrarcıyız
Diyanet İşleri Başkanlığı`nın 1979 ylında İslam dünyasını bu konuda İstanbul`da topladığını ve ``Dünyanın herhangi bir noktasında hilal görüldüğü zaman eğer bizim coğrafyamızda imsak girmemişse o takdirde biz ertesi gün o ayın hicri ay başlangıcına birlikte girmiş oluruz`` kararı alındığını anımsatan Görmez, ``Üzülerek belirteyim ki bu karardan vazgeçilmiştir. Bu karara uyulmamıştır. Biz Türkiye olarak bu kararda gelecekte de takvim birliğinin sağlanması için ısrarcıyız`` dedi.
İslam dünyasına çağrı
Bu konunun İslam ülkeleri arasında ihtilafa neden olduğunu ve hatta aynı evde yaşayan kardeşler arasında bile ``Türkiye`ye göre mi yoksa Suudi Arabistan`a göre mi hareket edelim`` şeklinde bir fitne unsuru olarak girdiğini aktaran Görmez, ``Biz 1979`da alınan kararı uygulamak istiyoruz ve diyoruz ki: Bir takvim birliği olmalı`` diyerek İslam dünyasına çağrıda bulundu.
``Türkiye`de bayramın kutlandığı gün Diyanet İşleri Başkanının Arafat`a çıkacak olmasının`` tartışıldığını kaydeden Prof. Dr. Mehmet Görmez, fıkıha göre ``farklı bölgelerdeki hilalin doğuşunun kendi coğrafyasında görülmesini`` esas alan kural olduğunu ifade ederek, buna göre ortaya çıkan her iki yaklaşımın da doğru olduğunu vurguladı.
Daha büyük doğruda ısrarcıyız
``Ama biz daha büyük doğruda ısrarcıyız`` diyen Prof. Dr. Görmez, bütün İslam dünyasının aynı gün bayram yapması ve aynı sevinci paylaşması gerektiğine dikkati çekti.