Hayatın hiçbir plansızlık kabul etmeyen bu nadide alanı keyfe göre şekil alıyor Türkiye’de. Olay o kadar abartıldı ki aslen bir eğitimci değil, avukat olan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 6. ve 7. sınıflar için SBS kaldırıldığında “Bu çocuklara hediyem olsun!” diyebilmişti.

Ne yazık ki ÖSYM’nin alanına giren lise sonrası sınavlar için de durum farklı değil. Neredeyse üç yılda bir sistem değişiyor. Ne uğruna? Hiç…

Sınav, eğitimin bir gerçeğidir. Sınavsız bir eğitim düşünülemez. Ama hepimizin hayallerinde “sınavsız bir eğitim” dalgası oluşturuluyor. Tek kelimeyle “Kandırılıyoruz”.

ÖSS, ÖYS; ÖSS, ÖSYS, YGS, LYS… “S” bir yana, sınavlar için harf bırakmadılar. Şimdi de Olgunluk Sınavından söz ediliyor. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan konuyla ilgili açıklamasında, “YGS’yi kaldırıp yerine ‘olgunluk’ sınavını getiriyoruz. Böylece lise bitirme sınavını getirip ortaöğretim başarı puanını da bu sınavın sonucundan alacağız. Bu sınavı MEB yapacak, biz sadece LYS yapacağız. Öğrenciler lise son sınıfta ‘Lise Bitirme Sınavı’na girecekler bu sınav öğrencinin lisede gördüğü derslerle ilgili olacak. Eğer hazırlıklarımızı yapabilirsek bu sınavda açık uçlu soru da sorabiliriz. İşte o zaman öğrencinin lise eğitimini desteklemiş oluruz. Öğrenciler bu sınavı geçmeden üniversiteye gidemeyecekler. Bu sınavı geçen öğrenciler LYS’ye katılıp tercih yapabilecekler. Sınavın bize bir faydası da öğrencinin hangi dersten başarılı olduğunu göreceğiz. O zaman belki LYS’de de öğrenciyi buna göre yönlendireceğiz. Ama tekrar söyleyeyim bundan sonra top MEB’dedir.”

Olay, “niyet” aşamasında ve bu ilk gündeme geliş değil. “Olgunluk sınavları, Osmanlı döneminde ilk kez Mektebi Sultani’de (Galatasaray Lisesi) 1869 yılında uygulanmaya başlandı. 1955 yılında olgunluk sınavı yerine lise bitirme sınavları getirildi. 1974 yılında da ÖSYM’nin kurulmasından itibaren kaldırıldı.”

2006’da da Olgunluk Sınavı MEB tarafından gündeme getirildi. O zamanki haber de şöyleydi: “Lise 1’in dışında, 2 ve 3. sınıfın ders yılı sonlarında, “merkezi ara olgunluk sınavı” yapılacak. Son sınıfta da yine merkezi olarak, “genel olgunluk sınavı” düzenlenecek. Son sınıftaki genel olgunluk sınavında, bütün lise müfredatından soru çıkacak.” “Lise son sınıfta yapılacak genel olgunluk sınavında belirlenecek baraj puanı geçemeyen öğrenci diploma alamayacak. Bu öğrenciler, takip eden yıllarda okula devam etme zorunluluğu olmaksızın başarısız oldukları derslerden genel olgunluk sınavına girecekler.”

O zaman böyle demişlerdi, bugün ne diyecekleri belli değil. Bu iş keyfe kaldı.

Değerli öğrenciler! İnanın, bu tartışmalar sizin açınızdan hiçbir anlam ifade etmiyor. Sınav var olduğu sürece “Çalışan kazanır” kuralı “değişmez bir ilke” olarak yürürlüktedir.

Bugüne kadar Türkiye’ye en uygun sistem iki aşamalı sınav sistemi (ÖSS-ÖYS; YGS-LYS) olarak bilinmektedir.

Olgunluk Sınavı, “ÖSS-YGS” yi anlamsızlaştıracak; ÖSYM’nin mevcut LYS’sine de MEB denetiminde yeni LYS veya LYS’ler ekleyecektir. Böylece hem MEB’le uğraşacağız hem ÖSYM’yle. İş yükümüz artacak ama neticede “Çalışan kazanacak”, “Çalışmayan kaybedecektir”.

Ki çalışmayanlar, sınavların şikesiz olduğu bütün dönemlerde kaybetmeye mahkumdur.

Böyle tartışmalara çay sohbetlerinin çerezliğinden başka anlam yüklememeniz dileğiyle Allah (cc)’a emanet olunuz…

Abdulkadir Turan / Doğruhaber