DİYARBAKIR- 2007`den bu yana devam eden İslami STK duruşmasında aralarında Kapatılan Mustazaf Der`in Genel Kurul üyeleri ile Konya Mustazaf Der Şubesi Yönetim Kurul üyelerinin bulunduğu 43 kişilik davada 23 kişiye verilen toplam 205 yıl 7 ay ceza Diyarbakır`da faaliyet yürüten 45 Sivil Toplum Kuruluşu tarafından, Diyarbakır`ın tarihi Ulu Camisinde Cuma Namazından sonra kitlesel bir basın açıklaması ile protesto edildi.
 
Kitlesel Basın açıklaması Tekbirler ve sık sık Zalimler İçin Yaşasın Cehennem sloganları eşliğinde yapıldı. Basın açıklamasından önce kapatılan Mustazaf Der Konya Şube Başkan Yardımcısı Özkan Yaman kısa bir konuşma yaptı.
 
Bu Ceza Bütün Müslümanlara Verilmiştir
Cezanın sadece dernek gönüllülerine değil tüm Müslümanlara verildiğini belirten kapatılan Mustazaf-Der Konya Şube Başkan Yardımcısı Özkan Yaman, "Ceza alanların çoğunluğu her ne kadar Konya`da ikamet etseler veya Adana`da yargılansalar da çoğu Diyarbakırlıdır. Bu göstermektedir ki şu meydanlar bundan doksan yıl önce haklarında idam kararı verilen merhum şehid Şeyh Said ve arkadaşları için devlet o gün hangi noktada duruyorsa bugün hala aynı noktadadır. Değişen bir şey olmamıştır. Maalesef bu ceza zannedildiği gibi sadece dernek gönüllülerine verilmemiştir. Bu ceza Kuran hizmetine verilmiştir. Bu ceza Resulullah`ın sünnetine uymaya verilmiştir. Bu ceza İslam`a hizmet için canlarını feda eden kardeşlerimizin o fedakarlıklarına verilmiştir. Bu ceza bütün Konyalılara, bütün Diyarbakırlılara, bütün Müslümanlara verilmiştir" dedi.
 
Zindana Atsanız da Bu Cezayı(!) Orda İşlemeye Devam Edeceğiz
"Emir kuluyum ben ne yapayım? Öyle istiyorlar` diyen yargıçlara alıştık. Talimatlarla verilen cezalara alıştık. Böyle mahkeme kararlarına alıştık" ifadelerine yer veren Yaman, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Biz her musibet için Allah`tan geldi diyoruz sabrediyoruz ama Allah size ne kadar daha sabreder bilmiyoruz. Bir daha ki yaptığınıza Rabbimiz sabreder mi bilmiyoruz. Biz eğer Kuran öğrettiğimiz için dernekte siyer, fıkıh, hadis dersi verdiğimiz için cezalandırıldıysak şunu açıkça ilan ediyorum bu cezayı işlemeye devam edeceğiz. Zindana da atsanız bu cezayı orda işlemeye devam edeceğiz. Ama dediğimiz gibi Rabbimize havale ettik onun da bir yargısı var ve şuan da bu dava onun yargısındadır."
 
Yasal Dernek Faaliyetleri Suç Gösterildi
Özkan Yaman`dan sonra 45 STK adına basın açıklamasını okuyan Memur Sen Diyarbakır Başkanı Yunus Memiş, 2007 yılında Konya merkezli olarak gerçekleştirilen STK operasyonu ile ülke çapında Mustazaf Der üye ve gönüllerine yönelik haksız operasyonların yapıldığına dikkat çekerek, yapılan bu operasyonlar neticesinde 52 kişinin yaptıkları yasal dernek faaliyetlerinin suç gösterilerek mağdur edildiğine vurgu yaptı.
 
2008 yılında 43 kişi hakkında dava açıldığını hatırlatan Memiş daha sonra basın açıklamasını şöyle sürdürdü: " 16 Ekim 2012 tarihinde Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi savcının istemini az bularak, 23 kişiyi haksız bir şekilde örgüt üyeliği cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme heyetinin başkanı olan şahsın ağzından kaçırdığı itiraf şekilde ki beyanla sisteme entegre olmamış STK`ların faaliyetlerini terör faaliyeti olarak algıladıklarını ve buna göre mahkeme başkanını deyişi ile (dernekte aktif çalışmış olmak ), terör örgütü elemanı olarak ta cezalandırmaya yeterli delil olarak görülmüştür."
 
Tek Tipçi Rejim Anlayışıyla Karşı Karşıyayız
Dosyada örgüt bağlamında suç olmamasına rağmen sadece mağdur etmek amacıyla insanların cezalandırılmasının hukukun geldiği noktayı gösterdiğini ifade eden Memiş, " Devletin yargı organlarını baskıcı ve tek tipçi rejimlerde görülen bir anlayışla sisteme ve rejime muhalif olarak gözüken herkesi yasal faaliyetlerine rağmen yargı eliyle yok etmek istediği bir durum ile karşı karşıyayız" dedi.
 
Yargının, siyasal ve muhalefetin aleyhine bir silah olarak kullanılmasının halkın İradesi ile hukuk ve halk iradesine saygı göstermeyen rejimlerde görünen bir uygulama olduğunu açıklayan Memiş, herkesin siyasal, dini, kültürel ve ideolojik amaçları için örgütlenme ve çalışma hakkı yoksa o ülkenin totaliter, baskıcı ve çağ dışı bir yönetimle yönetildiğini ifade etti.
 
Şiddete Bulaşmamış Kişi ve Kuruluşlar Baskı Altına Alınıyor
Siyasal, dini, kültürel, örgütlenme ve çalışma hakkının zedelenmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını belirten Memiş kitlesel basın açıklamasını şöyle sürdürdü: "Şiddete bulaşmamış kişi ve kuruluşların baskı altına alınmaları, faaliyetlerinin engellenmesini, tüm olumsuzluklara rağmen yasal ve hayırlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar edenleri, yargı kıskacı ile boğmayı kendine ilke edinen bir sistemi kabul etmediğimizi buradan haykırıyoruz."
 
Yetkilileri hukukun gereğini yapmaya, art niyetlilerin kötü emellerini ortadan kaldırmaya hakka ve adalete davet eden Memiş, son olarak ,"Cebir ve şiddeti bir araç olarak kullanmayan STK ve üyelerini cezalandıran yargıyı burada toplum vicdanı olarak mahkum ediyor ve şiddetle kınıyoruz" ifadelerini kaydetti. Basın açıklaması Mehmet Duyu`nun okuduğu dua ile son buldu.
 
Basın Açıklamasına Destek Veren STK`lar
Anadolu Gençlik Derneği, Ay-Der, Bayındır Memur-Sen, Bem-Bir-Sen, Birlik-Haber-Sen, Büro Memur-Sen, Cansuyu Derneği, Cami-Der, Çarıklı Derneği, Dem Derneği, Dider, Din Bir Der, Dicle Fırat Diyalog Grubu, Din-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Diyarbakır İnsani Yardım Derneği, Eğitim-Bir-Sen, Enerji-Bir-Sen, Gönül Köprüsü Derneği, Hayat-Der, Hizmet-Der, Hür-Der, İhvan-Der, İkra Eğitim Der, İlim-Der, İlim Yayma Cemiyeti, İlmi Der, İmam Hatip Yardımlaşma ve Dayanışma Der, İnsan ve Erdem Hareketi, Köy-Der, Kültür Memur Sen, Mazlum-Der, Memur-Sen, Mustazaflar Cemiyeti, Öğ-Der, Özgür-Eğitim-Sen, Sağlık-Sen, Sahabe-Der, Sek Der, Şafak-Der, Şefkat-Der, Şura-Der, Toç-Bir-Sen, Ulaştırma Memur-Sen, Yeni İhya-Der, Yetim-Der, Ufuk-Der, Yusufi-Der. (Osman İçli / Emrullah Araz-İLKHA)