DİYARBAKIR- Gaziantep`te başörtülü bir öğrencinin darp edilmesi olayına tepkiler gün gittikçe artıyor. Mazlum Der Diyarbakır Şubesi yöneticilerinden Cihan Ülsen ajansımıza özel olarak verdiği demecinde, Gaziantep Türktepe İlköğretim Okulu öğrencisi Sedanur Ağsu adlı öğrencinin okul müdürü tarafından kışkırtıldıkları iddia edilen bir grup erkek öğrenci tarafından darp edilmesi olayına sert tepki göstererek olayı kınadı.
Linç Girişimini Asla Kabul Etmiyoruz
Cihan Ülsen, bu linç girişimini kabul etmelerinin imkansız olduğunu söyleyerek, bunun hem eğitim öğretim hakkına saldırı, hem de öğrencinin yaşam hakkının ciddi bir şekilde ihlal eden bir davranış olduğuna işaret etti.
Uygulama Yasal Mevzuata Aykırıdır
Ülsen, bu uygulamanın hem Uluslararası Çocuk haklarına aykırı hem de yasal mevzuata ki yönetmeliklere aykırı bir uygulama olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Tabi bunlarla ilgili özellikle Gaziantep özelliğinde bu tür olayların yoğunlaşmasını dikkatle takip ediyoruz. Bunun vahim bir olay olduğunu düşünüyoruz. Çünkü yalnızca bu olay değil bundan önce de çeşitli kereler Gaziantep`te bu tür olaylar yaşandı. Bunları tasvip etmiyoruz ama galiba bu konuda yeterli bir soruşturmada açılmıyor. Hem İl Milli Eğitim Müdürü olsun hem de hükümet tarafından bunun acil bir şekilde ortaya çıkarılması lazım. Bir de çocuğumuzun darp edildiği ondan sonra tehdit edildiği hatta hakaretlere maruz kaldığı da hem görgü tanıkları hem de almış olduğu darp raporlarıyla da sabittir. Burada açık ve aleni bir şekilde eğitim ve öğretimin engellenmesi işlenmektedir."
Hükümet Yerel Yöneticilere Yasal Bir Yaptırım Uygulamıyor
Okul müdürünün bu uygulamalarıyla ilgili olarak ayrıca diğer cezai işlemlerinin de var olduğunu söyleyen Ülsen, burada ki uygulamaların asıl sebebinin hükümetin uygulamış olduğu yasal mevzuata dikkat çekerek, "Böyle de olunca keyfi muamelelerin ortaya çıkmasına neden olmakta bu yalnızca ilkokulda okuyan öğrenciler ile alakalı değildir. Halen üniversitelerde okuyan başörtülü öğrencilerin de kimi sıkıntıları sözkonusu olmaktadır. Siyasal iktidar hiçbir şekilde başörtülü öğrencilere karışılmaması gerektiğini söylüyor. Ama diğer tarafta yerel yöneticiler bir okul müdürü yada üniversite rektörleri inisyatif alıp aksi uygulamaları da yapabiliyor. Bu konu da kendilerine yasal bir yaptırım da uygulanamıyor. Bu da bir taraftan iki tarafın kendilerine göre bizce hukukun dışına çıkarak bir şeyler yapma çabalarını gerektiriyor. Biz burada ilk elden ilk önce yasal bütün mevzuatın buna uygulanmasını yasal bütün mevzuatların çıkartılmasını istiyoruz."
Failler Biran Önce Etkin ve Yetkin Bir Soruşturma ile Yargının Önüne Çıkarılsın
Ülsen, bu olayın faili ya da failleri kim ise bunların bir an önce etkin ve yetkin bir soruşturma ile yargının önüne çıkarılmasını istediklerini ifade ederek, bunu yaptıran okul müdürünün biraz önce görevden alınması gerektiğinin altını çizdi.
Okul müdürünün yaptığı bu uygulamalarının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını kaydeden Ülsen, yönetmenliklere dayandırılacak bir durumunda sözkonus olmadığını söyledi.
Hiçbir Yönetmelik Bir Öğrenciyi Darp Etme Yetkisini Bir Müdüre Vermez
Bu uygulamanın hukuka aykırı bir uygulama olduğunu dile getiren Ülsen değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Çünkü yasal mevzuatımıza göre sözkonusu öğrencinin hiçbir şekilde eğitim ve öğretim hakkı elinde alınamaz. Bir yönetmelik başörtüsü taktığı için bir öğrenciye darba maruz bırakıyorsun böyle bir yönetmelik varsa bize söylesinler. Böyle bir yönetmeliğin olmadığı çok açık. Burada eğer böyle bir yönetmelik var ise ki biz ısrarla böyle bir yönetmeliğin olmadığını söylüyoruz. Şayet varsa bir yönetmelik kınama cezası alabilir veya sürgün edilebilir. Ama hiçbir yönetmelik bir öğrenciyi dövme ve darp etme yetkisini bir müdüre vermez."
Siyasal İktidar Verdiği Sözü Tutsun
Ülsen, bu tür sorunların siyasal iktidarın 11-12 yıldır vermiş olduğu sözü tutamamasından kaynakladığına işaret ederek, "Bundan dolayı bu tür haksız uygulamaları örtbas edip hiç gündeme gelmemesini sağlıyorlar. Halbuki bu tür uygulama ve hukuka aykırı durumların bir şekilde sürekli gündemde tutulup bir baskı unsuru haline getirip hükümetten ya da siyasal iktidardan bu yönden bir değişiklik yapılması gerektiğini talep etmemiz gerekir" ifadelerini kaydetti. (Osman İçli/Mehmet Furkan-İLKHA)