ABD-Pennsylvania’da Fethullah Gülen’in kaldığı çiftliğe yaptıkları ziyarete ilişkin izlenimlerini aktaran Yusuf Kaplan ziyaret esnasında sormak istediği ama nezaketen soramadığı soruları sıralamış. Sorular önemli. Fethullah Gülen hareketinin İslam dünyasındaki gelişmeler konusunda takındığı tutuma ve oynadığı role dair geniş bir kesimde biriken kuşku ve eleştirileri içeriyor. Umarız Fethullah Gülen’in kendisi yada bu cemaatinin yetkili bir ismi bu sorulara makul ve tatmin edici cevaplar verir.
Yusuf Kaplan’ın "soracağım sorular kısaca şunlardı" diye 10 maddede sıraladığı sorular şunlar:
1-Özelde ABD`nin, genelde küresel sistemin, İslâm dünyasında yaklaşık çeyrek asırdır uyguladığı İslâm`ın protestanlaştırılması, İslâmî söylemlerin ve hareketlerin küresel sisteme -itiraz etmeyecek şekilde- entegre edilerek `ehlileştirilmesi` konusunda ne düşünüyordu Hocaefendi?
2-`Ilımlı İslâm` olarak da adlandırılan İslâm`ın protestanlaştırılması projesinin, İslâm`ı -tıpkı Hıristiyanlık gibi- hayattan uzaklaştırarak bireysel bir inanç meselesine indirgeyeceği tehlikesini öngörüyor muydu?
3-Gayr-i müslimlerle kurulan diyalog, iletişim ve ilişkiler, Müslüman cemaatler de kurulabiliyor muydu? Cemaat, İslâmî cemaatlerle istişarelerde bulunuyor muydu? Cemaatin hükümetle ilişkilerinin seyri konusunda neler düşünüyordu?
4-Cemaatin bir medeniyet fikri var mıydı? İttihad-ı İslâm konusunda bir girişimleri sözkonusu muydu?
5-Cemaatin, İslâmî ilim, irfan ve hikmet geleneğini özümsemiş ve dünyanın düşünce birikimini de iyi tanıyan bir öncü kuşak yetiştirme çabası var mı/ydı?
5-Cemaat, neden çaplı yazarlar, düşünürler, edebiyatçılar, sanatçılar yetiştiremiyordu?
6-Cemaatin küre ölçekli eğitim faaliyetleri her türlü takdirin üstündeydi. Ama cemaatin, dünyaya sunulabilecek imajinatif bir İslâmî eğitim modeli geliştirme çabası var mıydı?
7-Bu kadar büyüyen bir oluşumun, küresel güçler tarafından kontrol edilmesine karşı ne tür önlemler alınıyor/du acaba?
8-Risalelerin sadeleştirilmesi konusunda ne düşünüyordu? Bu konuda Bediüzzaman`ın yaşayan talebelerinin yazdıkları mektubun kendisine iletilmesinin engellenmesini nasıl izah ediyordu?
9-Cemaatin, fazlasıyla siyasileştiği yönündeki eleştirileri nasıl değerlendiriyor/du?
10-Zaman gazetesinde, İslâmcılık karşıtı, genellemeci, şirazesiz, bazı İslâmî kesimleri rencide eden ağır yazıların yayımlanması konusunda ne düşünüyordu?
Kürt sorununun sihirli formülü mü vardı?
Yusuf Kaplan’ın yazısında dikkat çekici bir nokta ise Fethullah Gülen’in Kürt sorununun çözümüne yönelik dile getirdiği bir yakınması. Yusuf Kaplan, Fethullah Gülen’den iktibasla şunları yazmış:
“5 yıl önce, Kürt meselesi konusunda bölge halkıyla bütünleşmeyi, hemdert olmayı, insanlarımızın gönüllerini fethetmeyi sağlayacak bir öneride bulunduk hükümetimize. Bu öneriler dikkate alınmış olsaydı, mesele, Allah-u a`lem, bu noktalara gelmeyebilirdi.”
Doğrusu bu çok büyük iddianın arka planını merak etmemek imkânsız. Mamafih, iddianın oldukça abartılı olduğunu görmemek de aynı şekilde!
Şöyle ki, Kürt sorunu gibi yakıcı ve derin bir soruna tek bir öneri ve projeyle çözüm bulma çabasının ne kadar makul ve mantıklı olabileceği ister istemez kuşku uyandırıyor. Ayrıca Fethullah Gülen cemaatinin Kürdistan coğrafyasında zaten devlet desteğiyle yoğun bir faaliyet yürüttüğü de biliniyor. Yaptıklarından daha ötede ne yapmak istedikleri, ne tür imkânlar talep ettikleri ya da devlete adeta sihirli formül şeklinde algıladıkları ne önerdiklerini bilmiyoruz ama her şeyin çok farklı gelişebileceği yaklaşımının oldukça abartılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu yakınma-hayıflanma ifadelerinde hükümete karşı Fethullah Gülen cemaati bünyesinde son zamanlarda giderek yükseltilen muhalif-eleştirel tutumun payı ve etkisi ise doğal olarak merak uyandıran bir başka boyutu teşkil ediyor.