ADANA - İklimi, verimli toprakları ve yurtdışındaki pazar avantajları nedeniyle Türkiye meyve cenneti olma yolunda ilerlerken, karlılık oranı diğer tarım ürünlerine oranla daha fazla olan meyvecilik iş dünyasının ve sanayicinin yatırım enstrümanları arasına girdi.

 

Adana İli Sert Çekirdekli Meyve Üreticileri Birliği Başkanı, Gürsel Tanrıver, meyveciliğin hem karlı hem de yurtdışı pazarı bulunan bir sektör olduğunu ifade etti.

 

Türkiye`de özellikle sert çekirdekli meyve grubunda üretimin iç piyasaya yetecek kadar olduğunu belirten Tanrıver, \"Pazar büyük ancak ihracat az. Bu nedenle yatırım yapılacak en iyi sektörlerin başında geliyor\" diye konuştu. Dünya pazarından hak edilen payı alabilmek için, sektörün tüm bileşenlerine yani; fidancılar, yetiştiriciler, ithalat ve ihracat yapanlar, paketlemeciler, perakendeciler ve meyve suyu sanayicilerine çok görev düşüyor\" dedi.

 

Türkiye Tarım Sektörü Açısından Cennet
Türkiye`nin tarım sektörü açısından cennet bir ülke olduğunu söyleyen Gürsel Tanrıver, her bölgede farklı ürünler yetişebildiğini ifade etti. Ticaretin artık risklere dağıtılmak istediğini belirten Tanrıver, toprakta riskin çok az olduğunu, bilinçli kullanıldığı zaman toprağın her zaman verici olduğunu aktardı. İklim ve toprak verimliliği nedeniyle tarımın 12 aya yayılabildiğini dile getirirken, tarımın içerisinde meyveciliğin en kazançlı sektör olduğunu vurguladı.

 

Meyveciliğin uzmanlık istediğini dile getiren Tanrıver, meyveciliğe yatırım yapılacaksa konunun uzmanlarıyla çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Tanrıver, meyveciliğin temelinin fidan olduğunu belirterek, doğru ve kaliteli fidan alınmadığında 4 yıl içerisinde zarar edileceğine işaret etti.

 

`Çekirdeği At Üretim Yap` Modeli Geride Kaldı
Tanrıver şöyle devam etti: \"Artık klasik yöntem olan `çekirdeği at üretim yap` modeli geride kaldı. Meyve çok büyük gövdelere sahip olsun dönemi bitti. Çünkü toplama hasadı zor oluyor. İşçiliklerde de bu konuda çok ciddi sorunlar oluşmaya başladı. İşçi bulmakta sıkıntı çekiliyor artık. Bahçeler yapılandırılırken doğru anaç, çeşit ve doğru fidan seçilmeli. Dönemsel üretimler yapılmalı. Üretim bir döneme yığılarak riske atılmamalı. Bir dönem şeftali yapılıyorsa bir dönem erik ekilmeli. Ya da hep şeftali ekilecekse mayısta, haziranda, temmuzda yetişebilen türler dönemlere bölünmeli. Belki biri daha çok para edecek biri daha az edecek ama risk bölünmüş olacak. Meyvecilik yatırımı yaparken öncelikle klon anaçlar doğru seçilmeli. Toprağın yapısı, PH`sı, taban suyu ve kirecine göre anaç seçimini yapılmalı. Çünkü her toprakta her anaç olmaz.\"dedi.

 

Havaza Modeli Uygulanmalı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`nın havzaların oluşumuyla ilgili bir çalışma yaptığını, bu çalışmaya sektör temsilcilerinin de katıldığını ifade eden Tanrıver, havza modeli ile tüm Türkiye`nin bölge bölge işaretleneceğini anlattı.

 

Tanrıver, bu sayede bölgelerde üretilen ürünlerde coğrafi işaretin oluşacağını ve buna göre desteklemelerin yapılacağını aktarırken, yığılmaların da önleneceğini belirtti.

 

Meyvecilikte şuan dönüm başında 100-150 lira civarında bir destekleme olduğunu söyleyen Tanrıver, bunun yeterli olmadığını, en az fidan fiyatlarının yarısı kadar bir desteklemenin sektördeki yatırımı artıracağını vurguladı.

 

Tanrıver: \"Meyvecilikte yatırım maliyetleri damla sulamanın kurulması, etrafının çiti, elektrik ve suyu ile birlikte 3-5 milyon TL arasında değişiyor. Meyvecilikle ilgili havzalar, dikkate alınarak yapılan meyve bahçesi yatırımlarda fidan maliyetin yarısı desteklendiğinde sektör atılım yapacak dünya pazarıyla rekabet edecek ve meyve ihracatımız büyüyecektir.\"dedi.

 

İhracat Rakamları Düşük
Türkiye`de meyvecilik sektöründeki ihracatın çok fazla olmadığını ifade eden Tanrıver, \"Türkiye`de 2.600.000 ton elma üretiliyor. Bu rakam çok gibi görünse de birçoğu eski çeşitler. Hepsinin elden geçmesi lazım. Elmada yurtdışında çok ciddi pazarlar var. Şeftali ve nektarinde de öyle. Türkiye`de şeftali ve nektarinde 300-400 bin ton civarında üretim var. Tüm Avrupa ülkelerinde ise bu rakam 2 milyon ton civarında. Bunun 300-400 bin tonunu da Rusya`ya ihracat yapıyor. Biz üretimimizin hepsini Rusya`ya ihraç etsek bize yiyecek şeftali ve nektarin kalmaz. Bizim ihracat kalemlerimiz ise 30 bin ton civarında. Japon grubu erikte ise Türkiye geneli üretim 200 bin tonlarda\" şeklinde konuştu.

 

Türkiye artık meyveciliği öğrenmeye başladı
\"Türkiye`nin artık meyveciliği öğrenmeye başladığını ifade eden Tanrıver, meyveden gelen sağlığın görülmeye başlandığını ve meyveye yönelme olduğunu kaydetti. Ancak hala gerçek anlamda meyve tüketilmediğini aktaran Tanrıver, ayrıca sağlıklı olmayan içecekler yerine meyve suyu tüketmeye başlanırsa meyve üretiminin daha da artacağına vurgu yaptı.
Meyve üretiminin kademe kademe artırılması gerektiğinin altını çizen Tanrıver: \"Türkiye`de meyve suyu tüketimi de çok az. ABD`de yıllık 40-45 litre, Avrupa`da ise 15-20 litre civarında bir tüketim var. Bizde ise yok denecek kadar az. Meyve suyu kullanımının artması da meyve suyu sanayisini geliştirecek. Böylece meyve suyu için ayrı bahçeler kurulabilecek\" dedi.

 

Meyvecilik Daha Karlı
Meyvecilik sektöründe karlılık oranlarının diğer tarım ürünlerine oranla daha fazla olduğunu belirten Tanrıver, karlılık ile ilgili şu rakamları verdi: \"3 ton şeftali, nektarin veya erik üretseniz ve ortalama 1 liraya satsanız 3 lira yapar 1 dönümden brütteki kazancı. 1 lirasını masrafa verseniz 2 lira kalır. Her şey kötü gitti dediğinizde bile dönümden en az 1 lira kazanabilirsiniz. Elmada da en kötü koşullarda 4 ton alırsınız. 700-800 liraya sattığınız zaman yine aynı karı elde edersiniz. Bunlar en alt kar limitleridir. Tarımda diğer ürünlerde 300-400 TL kazanırken meyvede daha fazla kazanırsınız. Şuan şeftali, nektarin ve erik çok popüler. Özellikle Akdeniz bölgesi erkenci ürünler açısından çok avantajlı. Mersin`in iç kesimlerinde Türkiye`nin en erken ve en iyi şeftalisi yetişiyor. Bölgemiz şeftali, nektarin ve Japon grubu erikte liderliği gidiyor.\" dedi. (Ayhan Kaya - İLKHA)