Bismillahirrahmanirrahim

Elhamdulillahi Rabbil âlemin wesselatu wesselamu ala Seyidina Muhammedin we ala alihi wesehbihi ecmain

“Ne yapayım ben acele ettim kışta geldim. Siz cennet misali baharda geleceksiniz.”-Bediüzzaman Said Nursi-

Evet, bizden öncekilerin ektiği tohumlar bir bir yeşeriyor. Bizden önceki Said’ler, Hüseyin’ler, Selahaddin’ler ve daha niceleri tohumlar ekti. Kimi ilmiyle, kimi kanıyla bu topraklara tohum ekti. Bugün bir cennet misali baharlara şahitlik ediyorsak onların ektiği tohumların yeşermesinin baharlarına şahit oluyoruz.

17 Nisan günü Batman’da kutlu doğum etkinliği büyük bir coşkuyla kutlandı. Sabah erkenden uyandım. Çocukları uyandırıp etkinliğe gitmek için hazırlandık. Yolda giderken sokaklar, caddeler insanlarla dolup taşmıştı. İnsanlar akın akın etkinliğin yapılacağı alana sel gibi akıyordu. Arabalar insan değil adeta Muhammed’i (s.a.v) sevdayı taşıyorlardı etkinliğin yapılacağı meydana. Bir iki saat içerisinde çok büyük olan meydan Peygamber Sevdalılarıyla dolup taştı. Program başladı; Kuran’ı Kerim, çok güzel konuşmalar, mevlidi şerif, ilahi ve dualarla sona erdi. O gün Peygamber Sevdalılarına bir de müjde vardı. Topluluğun arasından bir kardeşimiz rüyasında Peygamber Efendimizi görmüştü. Peygamber Efendimiz (s.a.v), o kardeşimize “Ben bu etkinlik ve salâvat kampanyasından razıyım. Bu etkinliklere gelenlerin isimlerini tek tek melekler kaydediyor.” Buyurmuş.

Program olduğu gün hava çok güzeldi. Yağmur yoktu. Rabbimiz Habibinin sevdalılarını bulutlarla güneşten koruyordu. Manevi olarak belki Peygamberimiz (s.a.v) orda bulunuyordu. O Dünyadayken bir bulutla onu güneşten koruduğu gibi. Hâlbuki önceki gün bardaktan boşalırcasına yağmur yağmıştı. Sonra öğrendik ki halkı etkinliğe taşıyan minibüs sürücüleri, yollar çok kalabalık olmasına rağmen yolda hiç sıkıntı yaşamadıklarını ve mazotlarının eksilmediğini söylemişlerdi. Evet, “Beni Sa’d Yurdu” Peygamberimizin oraya teşrifiyle nasıl bereketlendiyse, 1400 yıl sonra onun sevdalılarını taşıyan arabalarında mazotlarına bereket getirmiştir. Âmine Annemiz hamileliğinde nasıl sıkıntı çekmediyse, bugün onun sevdalılarını taşıyan arabalarda sıkıntı çekmediler. Bunlar Rabbimizin onun adına bize verdiği lütuflarıdır.

24 Nisan tarihinde Diyarbakır’da etkinlik vardı. Saat 11.00’de yola çıktık. Yola çıkanlar birbirinden habersiz olmalarına rağmen adeta bir konvoy oluşmuştu. Ne başı görünüyordu, ne de sonu. Yüzlerce araç yola çıkmıştı. Bütün araçların hemen hemen hepsinin penceresinde kelime-i Tevhid yazılı bayraklar sarkıtılmıştı. Tek kelime ile muhteşem bir manzaraydı. Diyarbakır girişine girdiğimizde saat 09.30 da yola çıkan Peygamber Sevdalılarını taşıyan trende Diyarbakır’a giriş yapıyordu. Tren Kelime-i Tevhid bayraklarıyla çok güzel bir manzaraya bürünmüştü. Evet, Diyarbakır Sokak ve caddelerinde insanlar adeta sel gibi etkinliğin yapılacağı meydana akıyorlardı. Bu manzara karşısında heyecanlanmamak elde değildi. Heyecandan kalbim yerinde duramıyordu. O anda Rabbimizin şu fermanı aklıma geldi. “Allah’ın yardımı ve fethi geldiğinde insanların Allah’ın dinine bölük bölük girdiklerini gördüğün zaman rabbini hamd ile tesbih et ve ondan bağışlanma dile. Muhakkak ki o tevbeleri çok kabul edendir.”(NASR Suresi:1-3)

Evet, bugün insanların Peygamber Sevdasıyla kalplerinin fethedildiğini ve bölük bölük meydanlara bu sevdayla koştuklarını görüyoruz. Bu sevdaydı insanları ülkenin her tarafından Diyarbakır’a toplayan hatta bu ülkeyle sınırlı kalmamıştı. Yurt dışından da bu sevdaya katılanlar vardı. Bu manzaralar karşısında Rabbime sonsuz şükürler olsun dedim. Bunun için ne kadar şükretsek azdır. Evet, meydandayız, yerimizi aldık. Program başladı, çok büyük bir coşku vardı. Özellikle yaşlı teyzelerin coşkusu görülmeye değerdi. Söylenen ilahilere eşlik ediyorlardı. Öyle bir Muhammed deyişleri vardı ki adeta kalpleri dışarı fırlayacak gibiydi, heyecandan yerlerinde duramıyorlardı. O an düşündüm hangi sevda bu insanları bu kadar heyecanlandırabilirdi. Bir ara gözüm platformun üzerine konmuş bir güvercine takıldı, güvercin adeta söylenen salâvatlara eşlik ediyordu, başını salâvatların temposunda bir sağa bir sola çeviriyordu. Güvercin dakikalarca platformdan ayrılmadı.

Diyarbakır’da da Rabbimiz adeta Peygamberin Sevdalılarını güneşten korudu. Program boyunca çok güzel bir hava hâkimdi. Orada da bir müjde verildi. Bir kardeşimiz rüyasında platformun üstünde Peygamberimiz (s.a.v) ve diğer Peygamberleri etkinliğe gelenlere gülümsediklerini görmüş. Bu müjdeler elbette bizi çok sevindiriyor. Çünkü “Peygamberimiz (s.a.v) ben, kimin rüyasına girersem o rüya doğrudur, çünkü şeytan benim kılığıma giremez.” diye buyurmuştur.

 Bizler bu lütuflara layık mıyız Rabbim bizleri layık etsin. Peygamberin yolunda hakkıyla yürüyenlerden eylesin. Bu sevdayla bizi yaşatsın ve son nefesimize kadar kendisinin ve habibinin yolundan ayırmasın. Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.

Saime Akbulut / Batman

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!

Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

 

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.

Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.

Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.