İSTANBUL - Ne Başbakan`ın talimatı, ne sel felaketleri, ne de kamu vicdanı dere yataklarındaki yapılaşmayı durduramadı. Belediyeler dere havzalarını güzelleştirip halka açacağına, dere yatağındaki yapılaşmaya adeta göz yumuyor.
 
Yaklaşık iki yıl önce İstanbul`daki aşırı yağış nedeniyle Ataşehir`den Kadiköy`e kadar uzanan Kurbağalı dere taşmış, dereye düşen temizlik işçisi Mevlüt Macit sele kapılarak hayatını kaybetmişti.
İşte temizlik işçisi Mevlüt Macit`in ölümüne sebep olan bu derenin tam üstüne dev bir gökdelen dikildi. Üstelik Ataşehir ile Kadiköy`ün kesiştiği noktada bulunan E-5 Karayolundan da rahatlıkla görülebilen gökdelen binası tüm belediye başkanlarının rahatlıkla görebileceği bir noktaya yapıldı.

İmar Yasağı Sözde Kaldı
Özellikle İkitelli`de bulunan Ayamama Deresi`nin taşıp can ve mal kaybına sebep olduktan sonra Başbakanın "Lütfen dere yataklarına ev yapmayın" sözü ile dere yatakları ve civarındaki imar durumları tartışılır hale geldi.
Birçok bölgede İSKİ, aldığı kararla dere yataklarını imara kapatmıştı. Fakat birçok dere yatağına yakın bölgelerde özellikle büyük firmalar tarafından yapılaşma devam etmekte. Bu da imar yasağının bazı bölgeler için sadece sözde kaldığını gösteriyor.

Karadeniz`de de Sel Felaketi Yaşanmıştı
Geçtiğimiz günlerde Samsun ve Sinop`ta yaşadığımız sel felaketleri, dere yataklarına yapılan binaları yeniden ülke gündemine soktu. Bugün ne yazık ki Türkiye genelinde dere yataklarına yapılan yapıların varlığı söz konusu.
Her gelen felaket sonrası bu acı gerçekle karşı karşıya kalınıyor. Ama yüzleşme ve sorunu çözme iradesi ne yazık ki oluşmuş değil. Başbakan`ın ve diğer yetkililerin tüm uyarılarına rağmen…

Sel Felaketleri Çok Çabuk Unutuluyor
Geçtiğimiz yıllarda sonu ölümle biten birçok sel felaketi haberi zihinlerimizde hala tazeliğini korurken, Kurbağalı Dere üstüne yapılan dev gökdelen oldukça düşündürücü.
 
Ayamama Deresi ve Kurbağalı Dere`nin geçtiğimiz senelerde taşması sonucu gün ortasında insanlar sel sularına kapılıp gittiler. Bir kısmının cesedi ise hâlâ bulunamadı. Ve o günlerde Başbakan "Her ne pahasına olursa olsun dere yataklarına yapılan yapıların yıkılması ve yeni yapılaşmanın önlenmesi" sözlerini söylemişti.
 
Bakan Suat Kılıç da "Başbakanımızın da talimatları doğrultusunda net olarak ifade ediyorum, acilen yıkılması gereken dere yatağındaki binaların tamamı ortadan kaldırılacak." sözleri hükümetin dere yatağındaki yapılaşmaya karşı hassasiyetini(!) gözler önüne sermişti. Ancak, bu tür felaket sonrası açıklamalar daha çok toplumsal tepkiyi yönetmek adına bir anlam ifade ediyor. Sonrasında çok çabuk unutuluyor ve sorun öteleniyor. (Mehmet Laçin - İLKHA)