MERSİN - Bir oğlu katledilen ve 3 oğlu da cezaevinde olan Seyran Nine, ilerlemiş yaşına rağmen sabırla çocuklarının yolunu gözlüyor.
 
Bizim Dönemimizde İnsanlar İslam`a Bağlıydılar
Yaşadıklarını İlke Haber Ajansı`yla paylaşan Seyran Nine hayatından kesitleri şu cümlelerle aktardı: "Bizim dönemimizde insanlar İslam sımsıkı sarılıyorlardı. Bayanları dışarıda kolay kolay bulamazdın. Bayanlar kapalıydı. Haremlik selamlık vardı. İnsanlar yazın ortasında oruçlarını tutarlardı fakat şimdi duyuyoruz insanlar oruçlarını yiyorlar. Her ne şartta olursa olsun insanlar namazlarını kılmamazlık yapmazlardı. Fakat şuan namaz kılanı zor buluyorsun. Yani bizim dönemimizde İslam daha güzel yaşanıyordu."
 
"Çocuklarım İslami Dava İle Tanıştılar"
Hakkari`den Van`a taşındıktan sonra hayatlarının değiştiğini ifade eden Seyran Nine, şöyle devam etti: "Benim iki kızım ve dört oğlum var. Erkek çocuklarım İslami dava ile tanıştılar. Daha sonra camilerde Kur`an dersi vermeye başladırlar. Bir tane oğlum vardı, Nurettin. O camide Kur`an dersi verdiği için polisler sürekli camiye baskın yapar, camide Kur`an dersi vermemesi için tehdit ederdi. Oğlum da ısrarla camide Kur`an dersi verirdi. Polisler Kur`an dersi verilen saatte Camii kapattılar, oğlum caminin cenaze yıkama yerinde Kur`an dersi vermeye başladı."
 
"Polisler Nurettini`mi Şehid Ettiler"
Camide Kur`an dersi verdiği için polislerin baskı ve tehditlerine maruz kalan oğlum Nurettin`in arkadaşları ile kaldığı eve polis baskın yaptı. Polislerin silahla müdahale etmesi üzerine ayaklarından ve çeşitli yerinden yaralanan oğlum, sabaha kadar yaralı kaldı. Sabah saat 8.00 civarlarında kan kaybından şehid oldu. Oğlum Nurettin, çok iyiydi. Eve geldiği zaman beni evde görmeyince çok merak ederdi. Komşulara sorardı. Beni bulana kadar kalbi rahat etmezdi. Nurettin çok cömert, çok iyi bir insandı. Üniversiteyi kazanmış, öğretmenliği okuyacaktı. Şehid edildiğinde daha on sekiz yaşındaydı. Allah kimsenin başına getirmesin."
 
"Yılda Bir Çocuklarımı Ziyarete Gidebiliyorum"
Şuan cezaevinde üç çocuğunun olduğunu söyleyen Seyran Nine, "Oğlum Tahir Baran Samsun cezaevinde 36 sene verilmiş 10 senedir cezaevinde yatıyor. Oğlum Abdulkadir Baran, Silifke Cezaevinde yaklaşık 2 yıldır yatıyor. Abdulkadir 4 yıl 8 ay yatacak. Diğer bir oğlum ise Cafer Baran, o da yaklaşık 2 yıldır Balıkesir Cezaevinde yatıyor. Cafer de 4 sene 8 ay yatacak. Yılda bir Silifke`deki oğlumu ziyarete gitmek için çok zorluk çekiyorum. Mersin`den akşam arabaya biniyorum İstanbul`a gidiyorum, bel ağrım olduğu için bu araba yolculuğunda çok sıkıntılar çekiyorum. İstanbul`daki oğlumun evinde biraz dinlendikten sonra aynı akşam arabaya binip Balıkesir`e gidiyorum ve sabah namazında varıyorum. O kadar yolculuk ve yorgunluktan sonra 45 dakika görüşüp geliyorum. Cezaevi görüşünden Mersin`e geldiğim zaman bir kaç gün yatakta kalıyorum. Hastalıklarım çoktur. Dertlerim çoktur. Yaşadığım bu sıkıntılardan dolayı şuan aklım gidip geliyor" diye konuştu.
 
"Çocuklarımın Kimseye Zararı Yoktu…"
Çocuklarının hepsi kendisinden uzak olduğunu belirten Seyran Nine, çocuklarının yaşantısı hakkında ise şu açıklamalarda bulundu: "Ben Samsun ve Balıkesir`deki oğullarımın görüşüne ancak yılda bir gidebiliyorum. Yaşlıyım, hastayım… Benim çocuklarım kimsenin malını çalmamış. Kimsenin namusuna bakmamış. Suçları sadece camide Kur`an dersi vermek. İslami insanlara anlatmaktır. Çocuklarımı Allah bana verdiği günden beri ne kimsenin kalbini kırmışlar ne de kimseye zarar vermişler. O kadar iyi çocuklardır. Allah onlardan razı olsun. Bu çocuklarımdan ben memnunum. Allah da onlardan razı olsun" diye belirtti. (Osman Öksüz - İLKHA)