Mısır'da Cunta rejimi tarafından 9 İhvan mensubu gencin idam edilmesine tepki gösteren Adıyamanlılar, Müslümanların kendi aralarında vahdeti sağlamaları gerektiğini; aksi halde bu tür zulümlerin devam edeceğini ifade ettiler.

Müslümanların zulme rıza göstermemesi gerektiğini vurgulayan Nihat Ağar, "Bizler Müslümanlar olarak Peygamber aleyhisselatu vesselamın bildirdiği gibi dünyanın neresinde bir mazlum zarar görürse bir vücudun azaları gibi bu zulüm ve haksızlığı kendimize yapılmış gibi hissetmedikçe hakiki manada iman etmemiş olacağız." dedi.

"İslami olmayan hiçbir şey insani de değildir"

İnsan onur ve erdemine yakışmayan ve insani olmayan hiçbir durumun, İslami de olamayacağının altını çizen Ağar "İnancımız gereği bu tür zulümlere karşı tek yürek olmadığımız müddetçe kesinlikle bu zulümler devam edecektir. Kendimizi eleştirmemiz lazım. Bizler Müslümanlar olarak bir protesto yapacağımız zaman dahi birlik olamıyoruz. Bizler de bir araya gelemediğimiz için bu zulümlere seyirci kalmaktan öteye gidemiyoruz. Rabbim inşallah bu ülfeti bu kardeşliği kalbimize yerleştirir. Bizler de dram dolu sahneleri görmeyiz inşallah." şeklinde konuştu.

"Müslümanlar bu konuda birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını temenni ediyoruz"

Müslümanların birbirlerinin dertleriyle ilgilenmedikleri ve vahdette uzak oldukları için sürekli zalimler tarafından ezildiklerinin altını çizen Fahri Kür, "İdamları öncelikle insan olarak değerlendirdiğimiz zaman kesinlikle insanlığa sığacak bir davranış değildir. İnsanı insan olarak görmek gerekir. Ben bu konuda Müslümanların duyarsız kaldığı kanaatindeyim. Eğer Müslümanlar birlik beraberlik içerisinde hareket etmiş olsalardı ne Sisi ne de Sisi’ye destek veren işbirlikçileri bu katliamları yapma cesaretini gösteremeyeceklerdi. Müslümanlar bu konuda birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını temenni ediyoruz." dedi.

"Bu eylemi ve zulmü yapanları kıyamete kadar lanetlediğimizi belirtmek istiyorum"

Sisi’nin Müslümanlara yaptığı zulümleri lanetlediklerini söyleyen İsmail Ergün "Bir insan olarak baktığımız zaman bu bir insanlık suçudur. Müslüman olarak değerlendirdiğimiz zaman tarih boyunca hak ve batıl mücadelesinde zalimler ve firavun güruhuna bağlı olan insanlar tevhid mücadelesi veren Müslümanlara bu zulmü yapmaya devam ediyorlar." dedi.

Yapılan zulümlerin hak ve batıl mücaledesinin bir sonucu olduğunu dile getiren Ergün "Burada şaşılacak bir şey yok. Sadece Müslümanların, Müslümanca tavır koymaları önemlidir. Sisi ve onun gibi zalim yöneticilere tepkimizi gösteriyoruz. Bu eylemi ve zulmü yapanları kıyamete kadar lanetlediğimizi belirtmek istiyorum. Müslümanlar eğer birlik içerisinde olmuş olsalardı Sisi ve onun gibi emperyalist düşünceye sahip olan insanlar Müslümanlara bu zulmü asla yapamazlardı. Müslümanların birlikten yoksun olması ufak hesap peşinden koşmalarından dolayı maalesef yaşamaya devam ediyoruz. Bu anlayış devam ederse biz daha çok tekme yemeye devam edeceğiz diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Yapılan zulümlerin kabul edilemeyeceğini ifade eden Sinan Temel, "Dünyanın birçok yerinde mahzun ve mağdur insanlara zulmeden bu insanları kınıyoruz. Bu konuda dünya insanının ve ümmetinin çok ciddi zaafı var. Eğer ümmet ve dünya insanları uyanışa sahip olursa zalimlerin bu imkânları olmayacak. Doğu Türkistan'da, Arakan'da, dünyanın birçok yerinde zulme uğrayan insanların yanında olduğumuzu ifade ediyoruz." dedi.

İdamların arkasında Batı var

Müslümanlara yapılan zulümlerin ve haksızlıkların arkasında Batının yer aldığını dile getiren Bilal Karadağ, "Dikkat ederseniz son birkaç gün içerisinde yapmış olduğu infazlar ile batılı liderlerin, başta Merkel olmak üzere Kahire’de Sisi ile görüşmüş olması bende şu düşünceleri oluşturuyor: İdam yaptıkça senin arkandayız, siz idam etmeye devam edin! Bundan dolayı sadece Sisi’nin yadırganmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Ona destek veren batı ülkelerini de aynı zamanda lanetliyoruz." şeklinde konuştu.

İdamların Batı'dan bağımsız olmadığını belirten Karadağ, idam kararlarının lanetleyerek şöyle devam etti:

"21’nci asırda yaşıyoruz. Hiçbir sebep yokken acımasızca insanları bu şekilde katletmek hayra alamet değildir. Sisi ve arkasındaki Batı ülkelerini, ABD’yi, siyonist güçlerin hepsini lanetliyorum. Dünyada ne kadar sisi ve Firavun varsa o kadar da Musalar var olacaktır.

Müslümanların farklılıklarını bir ayrılık sebebi değil bir zenginlik olarak görmesi ve bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Abdullah Demir, "İdam kararları 1948'de israil kurulduktan bu yana ümmetin kalbine bir hançer gibi saplanmıştır. Maalesef ümmetin suskunluğu bu gün Mısır’da, yarın başka bir İslam ülkesinde devam edecektir. Ne zaman ki İslam ümmeti ortak değerlerde bir araya gelir ve birleşirse, ihtilaflı konuları bir kenara bırakırsa ben eminim ki bu idam kararları sona erecektir." dedi. (Cemil Özdaş - İLKHA)