İZMİR - Daha gündemde tazeliğini koruyan, İzmir`in Karabağlar Nazire Merzeci İlköğretim okulunda bir öğrencinin öğretmeni bıçaklayarak öldürmesi olayından yola çıkarak Eğitim Bir-Sen İzmir il Başkanı Abdurrahim Şenocak`a okullardaki şiddet eylemini, zararlı madde kullanımını ve Kur`an ve Siyer derslerini sorduk.
Geçen hafta Karabağlar`daki Nazire Merzeci İlkokulunda bir öğrenci, öğretmeni bıçaklayarak öldürmüştü. Bu tür olayların yaşanmasını neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle Rabia Sevilay Durukan öğretmenimize Allah`tan rahmet diliyorum, bir kere daha yakınlarına, eğitim camiasına, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize başsağlığı diliyorum. Menfur ve kabul edilemez izahatı mümkün olmayan ve özellikle bir öğrenci tarafından böyle bir katil olayının gerçekleştirilmiş olması hakikaten daha vahim ve üzücü bir durum. Tabi bu olay bize gösteriyor ki, toplumda konuşulan şiddet olayları bir şekilde okulların içinde de yaşanıyor ve bazen ölümle sonuçlanıyor. Ölümle sonuçlanmayan öğretmenlere yönelik ya da öğrencilerin bir birlerine yönelik veya veliler tarafından yine öğretmenlere yönelik bir takım şiddet olaylarını basından duyuyoruz ve öğretmen arkadaşlar bizzat yaşıyorlar. Aslında bu geniş bir konu ama mevcut yaşanan vahim olaydan hareket edersek, bunların bir daha yaşanmaması için neler yapabilir bunları konuşmamız lazım. Bunun önlenmesi için bir takım önlemler alınabilir.
Özellikle okullarda şiddet eğiliminin fazla olduğu görülmektedir, bunun nedeni öğrencilerdeki manevi boşluk olabilir mi?
Biz okulda buna değerler eğitimi diyoruz, manevi anlamdaki boşluk giderilmeli ki kişinin dünyaya bakış açısı değişsin. Yeni uygulamaya göre değerler eğitimi olarak Kur`an ve Siyer Din kültürü insan hakları vs. dersleri konuldu. Ama daha fazla ele alınması gerekiyor. Bir şeyi sadece öğretmek yeterli değil ama önemli bir aşama, davranış haline getirmek önemli. Yani \"Bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek gibi olduğuna\" bizim inancımızda da evrensel mesajımız olan Kur`an-ı Kerim`de de işarette bulunuluyor, dolayısıyla bizim anlayışımız ve aslında insani olan evrensel değerlerde de insan öldürmenin hiç bir şekilde izahı mümkün değil. Dolayısıyla sadece bilgi de yeterli değil davranışa dönüşmesi gerekiyor. Zira bazen bilgili olanlarda da bu tür vakalar olabiliyor. Bunun alt nedenleri de var mesela Aile. Eğitim ailede başlar, eğitim faaliyetini sadece okula ya da öğretmene yüklemek kolaycılık olur. Ailenin eğitimli olması lazım bunlar birbirini tamamlayan süreçler, aile çocuğu eğitirse okula eğitimli öğrenci gelir.
Hocam İzmir`den yola çıktık ama Türkiye`nin birçok yerinde sigara, uyuşturucu ve bunun gibi alışkanlık yapan zararlı maddelerin kullanımı ilkokul seviyesine kadar inmiş durumda bununla ilgili devlet ne yapmalı, yaptığı şeyler yeterli mi?
Zararlı alışkanlıkların okulların içine kadar girmesi, alt kademelere kadar gelmesi, sorunuza katılıyorum. Bununla ilgili birçok araştırmalar yapıldı, yaptık, bizim de çalışmalarımız var. Toplumda elbirliğiyle bu alışkanlıklardan kurtulmak için çalışma yapmak lazım. Önce yetişkinlerin bu alışkanlıklardan kurtulması lazım ki, çocuklarına model olmasınlar, olumsuz örnek olmasınlar. Toplumda bu kötü alışkanlıklar azalırsa, çocuklarda da azalır, okullarda da zaten olmaz. Özenti ile başlıyor, bir büyük olma edasıyla bunu bir güç olarak kullanabilirim düşüncesiyle alınıyor, neticede alışkanlık yapıp sorunlar getiriyor. Bununla ilgili çalışma yapmak her kurumun görevi, biz de sendika olarak çalışmalar yapıyoruz, toplumda şiddetin ve kötü alışkanlıkların son bulması için çeşitlik etkinlikler düzenliyoruz. Öte yandan şiddet eğilimi, zararlı alışkanlıkları vs. kötü alışkanlık sahibi olan öğrencilerle özel olarak ilgilenecek bir birim olmalıdır, onun her şeyi ile yakından, bir arkadaş gibi, onun koçu gibi. Şimdi denilebilir rehberlik bölümü zaten bu işi yapıyor. Rehberlik bu işi yapamıyor çünkü bütün okulla ilgileniyor. Bizim bahsettiğimiz ise tamamen özel bir alaka onunla gezecek, onunla gülecek bir birimin oluşturulması.
Kur`an ve Siyer derslerinin sadece 5. ve 9. Sınıfta Verilmesi Yeterli mi?
Eğitimde şöyle bir kural var yani kademeli geçiş, bu insanın doğasına da uygundur. Tedricilik dediğimiz yani bir programı uygulamaya koyarken bütün birimlerde aynı anda koyarsanız orada sorunlar olur. Dolayısıyla böyle aşamalı olarak uygulamaya konulması faydalı, hatta bazı bölgelerde pilot uygulamalar yapılır, yani aşamalı geçmekte fayda vardır. Bununla yaşanacak aksamaların önüne geçilebilir. Evet, yeterli olmasa da çok ciddi bir adım atıldığını, Türkiye`de reform denilebilecek bir uygulamaya geçildiğini söyleyebiliriz. (Yunus Şani, İlyas Yıldız - İLKHA)