BİNGÖL - Kültür Merkezinde düzenlenen konferans Hacılar Camii Müezzini M. Emin Selami`nin okuduğu Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Okunan Kur`an`ın ardından 40`lı yıllarda Adıyaman`ın Besni ilçesinde yaşanan bir hadiseyi aktararak konuşmasına başlayan Bingöl İl Müftüsü Mecit Can, şunları söyledi:
\"Müftünün keçisi çalınmış, ertesi gün `Müftü keçi çaldı` diye haber yapmışlar. Bu gerçekten hareketle son zamanlarda metne bağlı olmaktan kaçınmaya başladım. Camilerimiz Asrı Saadet`ten günümüze kadar hem yapı hem de fonksiyon itibarı ile dini mübüni, islamın bütün mesajlarını temsil eden kurum niteliğini taşımaktadır. Mescid-i Haram`dan Mescid-i Nebevi`ye ve orada yer yüzüne dağılmış bütün mescidler medeniyetin merkez, ilim irfanın beşiği, kimsesizlerin meskeni ve müminlerin uhuvvet membaı ve muhabbetin kaynağı olmuştur\"
\"Kıble Tevhidin ve İmanın, Minareler İse İslam`ın Şiarıdır\"
Kabe-i Muazzama`nın birer şubesi olan camilerin, huzurun kaynağı olduğunu söyleyen Can, sözlerine şöyle devam etti:
\"Kimiz zaman hayatın karmaşması içinde insanlığın nefes almasını sağlayan ve onları manevi olarak besleyen saadet yerleri, kimiz zaman çaresiz ve kimselerin sığınacağı huzur yuvası olmuştur. Kimi zaman yalnızlıktan bunalanların nefes almasına katkı sağlamıştır.
Camilerimizin içindeki mihrap sadece imamların namaz kıldığı yer değil, aynı zamanda her türlü kötülük günah, isyan ve şeytanla muharebe yapılan yerlerdir. İrad edilen hutbelerle anlam kazanan ve bilginin ışığa dönüştüğü basamaklardır. Camilerdeki vaaz kürsüleri, ilmin yüceldiğini beyan eden, tebliğ gibi peygamberi bir vazifenin icra edildiği mekanlardır. Kıble tevhidin ve imanın, minareler ise islamın şiarıdır\"
Can, camilerin islam ve vahdetin sembolü olan kardeşliğinin teminatı olduğunu ve camilerin bir zümrenin tekelinde olmadığını belirterek, camilerin sadece Allah`a ibadet edilen mekanlar olduğunu sözlerine ekledi.
\"Hz. Peygamber`in Engellilere Davranışı ve Asrı Saadette Engelliler\" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Çiçek de engeli kavramının yeni bir kavram olduğunu; ancak hayatın içersinde sürekli var olduğunu söyledi.
Prof. Çiçek :\"Engellilere Karşı İslam`ın Kayıtsız Kalması Düşünülemez\"
İslam`ın sadece cami içersindeki ibadetleri yönetmekle kalmadığını söyleyen Çiçek,
\"Bu çok bir dar anlayış, ve islamın ruhuyla uyuşmayan bir anlayıştır. İslam, cami içindekilerden ilgilendiklerinden çok daha fazla hayatın diğer alanlarıyla ilgileniyor. Hayatın diğer yönlerine de yön veriyor. Fıkıh kitaplarımıza baktığınızda 10 ciltlik bir kitabı örnek verirsek 2,5 cildi fıkıhla geri kalanı ise sosyal hayatı düzenlemekle ilgilidir. İslam hayatı kuşatıcıdır. Bundan hareketle toplumun bir kısmını oluşturan engellilere karşı islamın kayıtsız kalması düşünülemez.\" dedi.
Abese Suresi ve Engeliler
Abese suresinin engelli haklarına ışık tuttuğunu söyleyen Çiçek, \"İbn Ümmü Mektum hem fakir hem de ama bir sahabedir. İman etmek üzere Peygamber (s.a.v)`in yanına geliyor. Allah Resulü o esnada Ebu Cehil ve Ümeyye Bin Halef gibi Mekke`nin önde gelen şahsiyetleriyle islamı konuşuyor. Allah Rasulü bunların burunlarının ne kadar havada olduğunu, ne kadar kibirli olduklarını iyi biliyor.
Allah Resulü, `bunları bırakıp İbn Ümmü Mektum`u dinlersem bunları hepten kaçırırım endişesini taşıyor hem de bunları kazanırsam daha faydalı olur diye düşünüyor. Ümmü Mektum ise gelip `Ya Muhammed (s.a) Allah`ın sana öğrettiklerinden sen de bana öğret diyor. Resulallah adama bağırmıyor, azarlamıyor sadece yüz ifadelerinde biraz yüzü değişiyor. Ama Kur`an kıyamete kadar insanların okuyacağı bir sitem gönderiyor. İslamın onurunu koruma noktasında ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. İslam`ın nazarında en bağlayıcı unsurun insanın ta kendisi olduğunu gösteriyor. Onun için Abese suresinin ilk 10 ayeti bu hadiseyi anlatır\" dedi.
Programa; Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Belediye Başkan Yardımcısı Burhan Arıkız, Vali Yardımcısı Mutlu Akyol, İl Müftüsü Mecit Can, kurum müdürleri ve davetliler katıldı. (Nihat Kanat-İLKHA)