Gazze Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı hakkındaki ceza davasının ilk duruşması 6 Kasım’da İstanbul’da yapılacak. Gazze’ye Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara organizatörü İHH - İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı; dava için yoğun bir çalışma sürdürüyor. Davada yüzlerce avukat müdahil olarak bulunmak için başvuru yapacak.


36 ülkeden yolcu ve şehit yakınları dâhil 490 kişinin "müşteki-mağdur" olarak yer aldığı davanın sanıkları; dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin "firari sanık" olarak yargılanacak.

Mavi Marmara Davası’nın ilk duruşması 6 Kasım 2012’de saat 09:30’da İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde başlayacak ve aralıklı olarak 3 gün devam edecek. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelecek Filo yolcuları, şehit yakınları ve avukatları duruşmada hazır bulunacak. Duruşma; Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesinden insan hakları gözlemcileri, medya mensupları, hukukçular ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından takip edilecek. 

Dava sürecindeki çalışmalara öncülük eden; Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara ve diğer yardım filosunun organizatörleri İHH İnsani Yardım Vakfı ve diğer kuruluşlar ile dünyanın dört bir yanından Gazze Özgürlük Filosu hukuk mücadelesi için bir araya gelen Mavi Marmara Avukatları davanın ilk duruşması için kapsamlı bir çalışma yürütüyor.

İnsanlığın ortak davası: Mavi Marmara

İHH; davayı; tıpkı Mavi Marmara gemisinde buluşan renkli topluluk gibi farklı dini, etnik, kültürel kimliğe sahip insanlık ailesinin ortak davası şeklinde tanımlıyor. İHH, davaya yüzlerce avukatın müdahil olması için çalışmalar da yürütüyor.

İHH İnsani Yardım Vakfı’ndan yapılan çağrıda; “İşlenen suç sadece bu yolculara karşı değil o gemide temsilini bulan dünyanın ortak vicdanına karşı yani vicdan sahibi tüm insanlara, halklara karşı işlenmiş bir suçtur. İsrailli sorumlular insanlığın hukukunu çiğnemiştir. Adaletin gereği olarak da sorumlular dünya kamuoyunun önünde adil yargılanma ortamında yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Bu nedenlerle insanlığın ortak davası olan Mavi Marmara Davası’nı; medyanın kapsamlı bir şekilde takip ederek Türkiye ve dünya kamuoyunun haberdar edilmesini çok önemsiyoruz. Saldırıda hayatını kaybeden gazeteci kardeşimiz Cevdet Kılıçlar; diğer insani yardım gönüllüleri ve yaklaşık 2,5 yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez için, 37 ülkeden gelecek olan tüm gemi yolcularına duruşma esnasında kamuoyumuzun desteğini talep ediyoruz” denildi.

Mavi Marmara saldırısı ve hukuki süreç

Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara ve diğer gemilere 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda seyir hâlindeyken İsrail silahlı kuvvetleri saldırı düzenlemişti. Saldırıda gazeteci Cevdet Kılıçlar ile beraber 9 insani yardım gönüllüsü; Furkan Doğan, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen, Necdet Yıldırım, Fahri Yaldız, Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz, Çetin Topçuoğlu ve Cengiz Songür hayatını kaybetmiş, 50’den fazlası yaralanmış ve dünya ile iletişim yasadışı olarak kesilerek gazeteciler dâhil tüm yolcular İsrail tarafından hapsedilmişti.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından da saldırı sırasında ve sonrasında kasten adam öldürmek, işkence, insanlık dışı muamele etmek, kasten azap vermek, beden bütünlüğünü veya insan sağlığını vahim şekilde ihlal etmek, keyfî tutuklama ve gözaltı, ifade hürriyetinin kısıtlanması, malların gasp edilmesi ve benzeri ağır suçların işlendiği, insan hakları ve uluslararası hukukun ihlal edildiği tespit edilmişti.

Bu saldırı ile alakalı olarak ulusal (Türkiye, ABD, İspanya, Belçika, İtalya gibi) ve uluslar arası (Uluslararası Ceza Mahkemesi, BM İnsan Hakları Konseyi) birçok hukuk zemininde çalışmalar gerçekleştirilmişti. 

Gazze Özgürlük Filosu’na yapılan saldırı hakkında Türkiye’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile 28.05.2012 tarihi itibariyle İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesinde 2012/264 Esas numarası ile dava açılmıştı.

Davada, 37 ülkeden yolcu ve şehit yakınları dâhil 490 kişi "müşteki-mağdur" olarak yer alırken, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin de "firari sanık" olarak yer alıyor. Dosyayı yürüten savcı, iddianamenin sanıklarını, Ashkenazi başta olmak üzere şimdilik operasyon planını yapan ve uygulayan İsrail askeri üst kadrosu ile sınırlı tutmuştu.

Bilgileri tamamlandıkça diğer sivil-asker tüm sorumlular tek tek yargı önüne çıkarılacak. Türk Ceza Kanunu`na göre sanıklar, kasten adam öldürme, kasten adam öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, yağma, deniz veya demiryolu ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, mala zarar verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet etme` suçlarından yargılanıyor.