Türkiye`de artık bir kaset gerçeği var. Baykal`ın bir kaset komplosuyla gönderilmesinden sonra şimdi de MHP`de aynı oyun oynanıyor. CHP`den sonra şimdi de MHP dizayn edilmeye çalışılıyor.

Ama bu arada unutulan başka bir şey var. Dün Yeni Akit`ten Yener Dönmez yazmıştı. Ya bu isimler Bakan olsaydı? Bu kasetlerin failleri henüz bilinmiyor ama yabancı servilerilerin elindeyse? O zaman bu kişiler bu kasetlerle tehdit edilmez miydi?

Bugün yazarı Adem Yavuz Arslan da bugünkü yazısında aslında bu konunun devamını yazmış. Konuya farklı bir persptektiften yaklaşan Arslan şu önemli soruyu soruyor: Ya yayınlanmayan kasetler?

Siyasetçilerin dışında önemli görevlerde olan bürokratların, askerlerin, yargı mensuplarının da kasetleri olduğu iddia ediliyor. Üstelik TSK`da ortaya çıkan fuhuş ve şantaj çetesi askerlerin nasıl kıskaca alındığını en açık şekilde ortaya koydu.

Ergenekon sürecinde yargı mensuplarının kasetler eliyle tehdit edildiği de fısıltı gazetelerine yansımıştı

O zaman bu süreçte bu soruyu sormak gerekiyor:

"Hiç kimsenin bilmediği şantaj kasetleriyle tehdit edilmişler midir? Ülke menfaatine aykırı işler için şantaja maruz kalmış mıdır?"

İşte Adem Yavuz Arslan`ın bugünkü yazısından ilgili bölüm;

MHP`yi sarsan kaset skandalında herkes doğal olarak bu işin faillerini arıyor ya da MHP`nin yeniden dizayn edilmesinin hedefini anlamaya çalışıyor.

Rivayetler ve komplo teorileri muhtelif.

Yaşanan rezaleti ve MHP tabanının içine düştüğü travmayı unutturmak isteyen çevreler `Türkiye`nin bölüneceği ve Türklük tanımının anayasadan çıkacağı, buna karşı çıkmasın diye MHP`nin baraj altına itileceği` türden akla ziyan komplo teorileri ortaya atadursun herkesin gözü yeni kasetlerde.

Zira başka kasetlerin de olduğu ve yakında piyasaya çıkacağı konuşuluyor.

`Bu görüntüleri kim çekiyor, nerede arşivliyor, hangi istihbarat servisleriyle ortak çalışıyorlar` gibi soruların hepsi önemli.

Ama bu hengamede unutulan bir soru daha var: Ya yayınlanmayan kasetler?

Şöyle düşünelim. Bir şekilde kaseti çekilmiş bir bürokrat, siyasetçi ya da asker... Hiç kimsenin bilmediği şantaj kasetleriyle tehdit edilmişler midir? Ülke menfaatine aykırı işler için şantaja maruz kalmış mıdır?

Çünkü Ergenekon soruşturmasında gördük ki yüksek yargının hatırı sayılır miktarda üyesinin benzeri görüntüleri kaydedilmiş. Ha keza TSK`yı sarsan casusluk ve fuhuş çetesi skandalında da hatırı sayılır miktarda subayın tuzağa düştüğü ortaya çıktı.

Yani bu görüntüleri organize bir şekilde çeken, arşivleyen ve günü geldiğinde kullanan, derin bağlantıları olan yapıların varlığı tartışma götürmez. Bu ifade hem MHP hem CHP kasetlerinin yabancı istihbarat örgütleri tarafından servis edildiği gibi bir anlam içermiyor. Zira iki konu da daha çok yerel dinamiklerle ilgili.

Fakat ortaya çıkmayan kasetleri yabana atmamak lazım. Çünkü bir kaset servis edilmiş ve piyasaya çıkmışsa artık `ya şantaj tutmamış` ya da `istenilen alınamamıştır.`

CHP ve MHP kasetlerinden bağımsız olarak kaset şantajlarına bir de bu gözle bakmakta fayda var.

Aktifhaber