doğruhaber / haber merkezi

İşte Zeybep Boztaş`ın mektubu

Sayın Cumhurbaşkanım…
Yaklaşık 20 yıldır vücut fonksiyonlarının tamamına yakın bir kısmını kullanamayan ve 13 yıl 8 ay gibi uzun bir süredir cezaevinde tutuklu bulunan Fikret Bayram`ın söz konusu durumu itibariyle tarafınızca affını istirham ediyoruz.

İnsanlar ne suç işlemiş olurlarsa olsunlar, ceza hukukundaki özel önleme amacı kişilerin yaşam hakkını bu derece imkansızlaştırmamalıdır. Kaldı ki ceza hukukumuzdan idam cezası kaldırılmış olup; en ağır ceza olarak müebbet hapis cezası belirlenmiştir. Fakat Fikret Bayram ve benzeri durumdaki mahkumlar düşünüldüğünde adeta hapis cezası değil eziyet ile ölüme mahkum edilmiş gibidirler. Vücudunun göğüs altından aşağısını kullanamayan bir insan, hapis cezasını sağlıklı mahkumlar gibi çekemez. Zaten onun için ev de hapisten farklı olmayacaktır. Yıllarca Fikret Bayram`ın koğuş arkadaşları size feryatlarını iletmeye çalıştılar, bunda ne kadar başarılı olduklarını bilmiyoruz. Onlar da onun hizmetini görmek zorunda bırakıldıkları için bir mağduriyet de onlar için yaratıldı.

Sayın Cumhurbaşkanım…

Anayasa kaynaklı bu yetki daha önce siz ve selefleriniz tarafından defalarca kullanıldı. Bu yetkinin kullanılma gayesi açıktır. Elbette karar sizin takdirinizdedir. Fakat eğer daha önce affedilmiş mahkumlar Fikret Bayram derecesinde bir hastalık veya sakatlık durumunda değil iseler adalet tecelli etmemiş olacaktır.
Kaldı ki sadece Fikret Bayram değil, belki onlarca mahkum ağır cezaevi koşullarında bir çok hastalıkla mücadele etmekte, bir kısmının ise affedilmeden hayatını kaybettiği ajanslarda yerini almaktadır.

9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel tarafından affedildikten sonra Adli Tıp Kurumu`nun çark edip sakatlığı sürekli değildir şeklinde ayrı bir rapor verdiği yaklaşık 13 yıl öncesi bize insanların sırf fikirlerinden ötürü mahkum edilmesi gerektiği gibi bir mesaj vermektedir. Halbuki; adalet insanlarda sadece koşullar ayırımına gitmekte dil, din, ırk gibi çeşitli kavramları bertaraf etmektedir. Adli Tıp Kurumu`nun o zamanki raporunun vicdanlar nezdinde hiçbir geçerliliği yoktur, bunu size en iyi anlatacak olan koğuş arkadaşlarının yaşadığı mağduriyettir. Size defalarca ulaşmaya çalıştılar, nitekim ulaşamadılar. Mektup ve durum dosyalarının akıbetinden de şüphe etmekteyiz.

Sayın Cumhurbaşkanım…

Yaklaşık yirmi bin dolaylarında imzaya ulaşan Fikret Bayram`a Özgürlük isimli kampanyamıza iştirak eden isim listesi mektubumuzun ekindedir. Aynı zamanda Milat Gazetesi, Timetürk, Doğru Haber Gazetesi, Analiz merkezi, Genç Bakış Dergisi gibi çeşitli basın yayın kuruluşlarının gerek haber gerekse köşe yazarları nezdindeki duyarlılığını hatırlatmak gerekir. İmza kampanyamıza çok sayıda gazeteci ve yazar da katılmış olup; Fikret Bayram`ın bu durumdan kurtarılması talebinde bulunmaktadırlar.

İstirhamımız, sırf Fikret Bayram`la konunun kalmaması; onunla aynı mağduriyeti yaşayan, kanserle ve ağır hastalıklarla mücadele eden, Adli Tıp Kurumu`nun ihmaline denk gelen ve sesleri size ulaşan ulaştırılmayan mahkumların gerekirse koşullarının ayrı bilim çevreleri tarafından araştırılıp size sunulmasıdır. Bu insani ve vicdani dileğimizdir. Bu konuyla ilgili gereken duyarlılığı göstereceğinize can-ı gönülden inanıyorum.

Zeynep Bozdaş / www.basirethaber.com