Despot, işgalci, zihniyet, emperyalizminin küresel savaş taktiğiyle dünya kan ağlamaktadır. Her gün bebekler katlediliyor, masum insanlar öldürülüyor. Yurtlarından kovulup, mülteci konumuna düşürülüyor. Ve uluslar arası istihbaratların elinde oyuncak haline dönüşüyorlar. İslam ümmeti bölük pörçük, parçalandıkça parçalanmıştır. Yeni oyun versiyonuyla, yeni projelerle Somali, Libya, Suriye ve Irak’ta daha da küçültüp yutulabilecek lokmalar haline getirilmeye çalışılıyor. Irak’ta Kürt-Şii ve Sünni Araplar diye bölmeyi hedefleyen aynı taktiği Suriye’de de uygulamaya çalışıyorlar. Batı emperyalizminin hiçte işler istedikleri gibi ilerlemiyor. Onların uzun süre kurmuş oldukları tuzaklarının zulümlerinden artık ALLAH’IN bu yaptıkları zulümlerine karşılık kendi tuzakları devrede. Biz Müslümanlar zelil bir halde, maneviyattan uzak, maddesel hırslar içerisinde manevi izzeti unuttuğumuz için ALLAH kendi dininin kurucusu ve muhafazacısı olduğunu Kuran-ı Azimmüşşan`da belirttiği gibi yani eğer siz zelilleşir ve rezilleşirseniz, ‘’Onu biz indirdik ve onun koruyucusu da biziz’’ dediği ahdini yerine getirmek için bütün diktatör güçlerin bunca tuzaklarına karşılık hala aramızda bulunan mazlum ve mustazafların çilesi ve duası hatırına siyonist ve emperyal materyalizminin kurmuş olduğu tuzaklarına karşı tuzaklar kuruyor ve onları rezil ediyor. Küresel İşgalci zihniyetin Arap baharı projesi tutmadı. Devrilen diktatörlerin işgal topraklarında Kuran-i ve İslami düşünce ağırlıklı halklar iktidara geldi. Bu nedenle hiçbir hesapları tutmadı. Şuanda Suriye’nin rejiminin devam etmesi aslında İran, Rusya ve Çin’in desteklemesinden dolayı durmuyor. Onu bekleten ve oynadığı piyes neticesine kadar orada tutan Siyonist İsrail ve Abd’dir. Çünkü ABD muhaliflerden istediğini elde edemediği için muhaliflerin başına kendi çıkarına hizmet edecek birini bulamadığı için şuan için kendi çıkarına yarayan Beşar Esad olduğu için tutmaya çalışıyor. Bu arada şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Kendi çıkarına hizmet edecek bir topluluk bulana kadar Ortadoğu’da Sünni-Şii nifakını ekmeye çalışıp savaş ne kadar uzarsa Beşar o kadar Sünni olanları öldürecek ve Şia’ya karşı Sünni öfkesini kabartıp gelecekte Sünni-Şii Savaşına doğru bir zemin oluşturmaktadır. Tabii ki Siyonizm ve pir-i olan emperyalizm bu düşmanlığın körüklenmesini ve alevlenmesini bütün Arap ülkelerinde başarmış bulunmaktadırlar. Bu arada uzun süredir Türkiye üzerinde bu nifakı ekmeye çalışan bu zihniyet bir türlü tutamadı. Özellikle büyük oyun bu Coğrafya’da oynanmakta. Bu düşünce buralara sıçramadığı sürece Ortadoğu’da tutmayacak ve Sünni-Şii Savaşı çıkmayacak. Bu savaşın çıkabilmesi için Türkiye’ye bağlı olan bazı hareketlerin Tree faz akım kuvvetine sahip olması lazım ki bu proje yürürlüğe girmesine imkan sağlar.

Şuan bunun altyapısını oluşturmaya çalışan emperyalist ABD ve evladı Siyonizm uşakları olan Suud-i Arabistan’ın ve Katar’ın dolarlarını harekete geçirerek zalim Beşir Esad’e karşı muhalif grupları desteklemek için kesenin ağzını açmış durumdalar ve bu gruplara Şii düşmanlığını da beraber aşılamaktadırlar. Şii’lerin kampında Sünni’lerin yapmış olduğu birtakım montaj lama filmleri oynatarak, Sünnilerin ne kadar zalim olduğunu göstermeye çalışarak Şii akımını duygusallığını kabartmaya çalışıyor ve Sünnilerin kampında Şiilerin gencecik kızlara nasıl tecavüz ettiklerini montaj lama filmlerle suni gençlerine izleterek Şia’ya karşı öfkelerini kabartmaya çalışıyor ve Şiilerin öldürülmesini vacipleştirmeye ve vacip olmaya kadar duygusal beyinlere motive ederek adeta 2 akım arası agresif ve hiperatak duyguların kabardığı bir kitle oluşturmaya çalışarak gelecek projesine malzeme stoku son bir hızla imalı yapmaktadır. Ve buda yetmemektedir. Psikopat ve kan emici işgalci zihniyetin kudurukluğu belki de onun sonunu yakınlaştıracaktır(İNŞALLAH). Belki de miatları dolmuştur artık. Biz Müslümanlarda Hissiyat ve Haysiyet namına bir şey kalmadığı için Rabb-ul Alemin onu bize musallat edip uyanmamıza, birliğimize ve diriliğimize katkı olsun diye onları azdırıp bize musallat ediyor.

Bu şımarıklıkları ümmet-in Yüce Peygamberi ve Eşref-i Mahlûkat olan Hz Muhammed (s.a.v)’e olan hakarete kadar götürmüştür. Tabii ki dedim ya acil gerçekleştirilmesi gereken projeler vardır. Elinde işgal’e giderken güçlü bahanelerin olması gerekir. Tıpkı 11 Eylül İkiz kulelerinin yıkımıyla 2500 Yahudi’nin işe gitmeyerek ve Olay’ın arkasında El-Kaide’nin olduğu gerekçesi ile Irak’ı işgal etmeye gitmedi mi? Afganistan’ın tüm yer altı kaynaklarını yağmalamıyor mu?

Evet, Firavun’un soyundan olan Kıpti bir rezil ile milyarlarca dolar harcayarak maddi destek veren işgalci zihniyet Siyonizm senaryoları üretme de ve bu senaryolar sonucunda uygulama projelerini hayata geçirecek olan ABD’yi palyaço gibi Kıta’dan Kıta’ya koşuşturmaktadır. Bu amaçla bu film hazırlanıldı Müslümanların öfkelerini kabartarak saldırıya geçmelerini sağlayarak büyük sabotajlar gerçekleştirerek noter gibi anarşi damgasıyla Terörist ilan ederek işgale gitmek için bir zemin oluşturmak ama ABD babası İngiliz ve Evladı Siyonizm bilsin ki artık Müslümanlar bu oyuna gelmemektedirler ve gelmeyeceklerde. İğnelerini kaybettiği yerde aramaktadırlar. Ve Siyonizm yine bilsin ki ve tarihini okusun ki Müslümanların Hayber’de onlara yaşattıklarını öğrensinler ve Müslümanlar halen de öfkelerine hakim ve bütün yeryüzü dünyasın’da Hatemi Nebi’lerine yapılan edepsizce dil uzatmaların kendisine kalmayacağını ve günü geldiğinde israiloğullarına 2.ci bir Hayber’i yaşatacaklarına ve ülke’nin değişik yerlerinden Diyarbakır istasyon meydanında bir araya gelerek peygambere olan Rıdvan ve Akabe biat’ini tazelediler. Ve bir daha orta doğuda Yahudilere 2.ci bir hayberi yaşatacaklarının ahdini ettiler ve dağıldılar. Umarım kan emici küresel işgal gücü bundan hisse çıkartmıştır ve dileğim tüm dünya Müslümanlarının küfrün tek milletliliğini görerek islamın’da ümmet bilinci içresinde bu zilletten kurtula bilme nin tek çaresinin vahdette olduğunu basiret ve ferasetlerini açıp tüm nifakı tohumları eken zihniyetler karşısında vahdet ekinleri ekme seferberliğinde buluşmak dileğiyle ALLAH’A EMANET OLUN.