Hüseyin Kaya / Haber-Yorum
10. Ağır Ceza Mahkemesinin “Darbeye eksik teşebbüs” suçundan 324 sanığa ceza vermesi bazılarını sevindirirken bazılarında hayal kırıklığına yol açtı.
Hukuku ayaklar altına alan darbecilerin avukatları hiç utanmadan hukuktan söz etmeye başladılar.
Sanıkların hiçbiri hatta en tepedekiler bile cesaret edip siyasi savunma yapamadılar.
Demek ki bu işler böyle oluyormuş diye düşündürttüler herkese.
Darbeyi başarırsan “laik cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılâplarını, sosyal hukuk devletini iç ve dış mihraklardan korumak için” yönetime el koymuşsundur.
Peki ya başaramazsan…
Başaramazsan da “Hayır, bizim niyetimiz darbe değildi, biz darbecilik oynuyorduk, yani oyun oynamaya bizim de hakkımız yok mu?” diyerek kendini savunmaya çalışırsın.
Şu anda yaşanan tam da bu değil mi?
12 Eylül’de bir askeri darbe yapıldı. Darbeciler meclisi feshedip yeni Anayasa yaptırdılar. Yüz binlerce insan sorgulandı, tutuklandı, fişlendi.
Darbeci generaller inanılmaz bir servet edindiler.
28 Şubat…
Meclis feshedilmedi, Anayasa yeniden yazılmadı; ama yine asker eliyle basın devreye kondu, sendikalar alanlara sürüldü ve hükümet görevi bırakmak zorunda kaldı.
Bu yüzden de buna “post modern darbe” adı verildi.
Generaller emekli olduklarında büyük holdinglerin yönetim kurullarına girdiler ve rant elde ettiler.
Holding patronları generallerin ismini kullanarak hortumlardan hortum beğendiler.
Havuzun dibi görününce cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi yaşandı.
Son Ak Parti ile devlet biraz toparlanınca, semirmeye başlayınca bazılarının ağzının suyu aktı ve yeni darbe planları yapıldı.
Bu kez başarılı olamadılar.
Darbeye teşebbüs edenler ceza aldı.
Darbeye engel olan kişi olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün ismi zikredilince dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tepki gösterdi.
“Engel olan benim” demek istedi Yalman Paşa.
“Onun topu tankı yoktu, nasıl engel olacaktı?” dedi.
Ve böylece darbecilerin ortaya çıkarılmasında ve yargılanmasında hükümet kadar başka faktörlerin de rol aldığını öğrenmiş olduk.
Topu tankı olan birileri de bu konuda hükümete destek olmuş.
Zaten içeriden birileri o belge dolu valizi Mehmet Baransu’ya vermeseydi kim darbe hazırlığından haberdar olacaktı ki?
Hatta Aytaç Yalman’ın bu davanın gizli tanığı olduğu yolunda iddialar bile var.
Sonuç olarak;
Balyoz, darbecilerin kafasına gerçekten indi.
Hayır, sadece verilen cezaları kast etmiyorum. Artık kimse kimseye güvenmez!
Darbecilere esas darbe budur sanırım.