TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Balyoz davası ile ilgili hukuki değerlendirme yapabilmek için gerekçeli kararın açıklanmasının şart olduğunu belirterek, ``Artık bütün bu acılardan sonra şunu kabul etmek lazım: Herkesin kendi işini yapması ve halkın iradesine saygı duyması lazım. Halkın seçtiği, halkın iradesi ile gelmeli ve gitmeli, bunun dışında başka yol ve yöntemler bizi sıkıntıya sokar`` dedi.

``Balyoz davası sonuçlandı. Kararı nasıl değerlendirirsiniz?`` sorusu üzerine Çiçek, karar açıklandığında yurtdışında olduğunu söyledi.

Çiçek, Türkiye`nin Cumhuriyet gibi kazanımları olduğunu vurgulayarak, ``Demokrasiye geçmiş bir çok ülkede kanlı çatışmalar yaşanmıştır. Ülkemizde de zaman zaman demokrasinin askıya alındığı dönemler oldu. Muhtıralar verildi, darbeye teşebbüs oldu. Bizim de başka ülkeler kadar olmasa da zaman zaman çektiğimiz sıkıntılar oldu. `Keşke bunlar olmasaydı` diyoruz ama hayatında gerçekleri bunlar`` dedi.

Karar sonrasında yapılan tartışmalara bakıldığı zaman, en az yapılan değerlendirmenin hukuki değerlendirme olduğunu ifade eden Çiçek, davanın sadece bir aşamasının sonuçlandığını daha Yargıtay aşaması olduğunu belirtti. Yargıtay aşamasından sonra kişisel başvuru olarak Anayasa Mahkemesi aşaması da olduğunu anımsatan Çiçek, hukuki değerlendirmenin Yargıtay aşamasından sonra yapılabileceğini bildirdi.

Cemil Çiçek, devam eden davalarla ilgili olarak bugüne kadar pek bir şey söylemediğini anlatarak, ``Bu davayla ilgili hukuki değerlendirme yapabilmek için gerekçeli kararın açıklanması şart`` dedi. Çiçek, kararı değerlendirenlerin de içeriğinden çok durumlarına göre kararı değerlendirdiklerini dile getirdi.

-``Hazımsızlıklar oldu``-

O dönemlerde halk iradesinin kabullenilmesi konusunda hazımsızlıklar olduğunu, profesörün oyu ile vatandaşın oyunun tartışıldığını ifade eden Çiçek, ``Bunda bir kısım siyasetçelerin de hatası olmuştur. Demokrasiyi benimsemede, özümsemede ve halkın verdiği kararı kabul etmede sıkıntılar olmuştur. 2002`den sonra da bu sıkıntılar yaşanmıştır`` diye konuştu.

Darbeleri Araştırma Komisyonu`nun, o dönemlerde neler yaşanıldığının bir bölümünü ortaya çıkaracağını anlatan Çiçek, ``Hepimizin olan bitenden gerekli tecrübeyi almamız lazım. Bu dava, devam eden başka davalar, uzun süredir toplumda değişik açılardan tartışılmaya devam edecek`` dedi.

TBMM Başkanı Çiçek, ``Çetin Doğan`la en alttaki teğmenin aynı cezayı alması sizi rahatsız etmedi mi?``sorusunu yanıtlarken, sürecin devam ettiğini, bu konuda bir şey söylemenin doğru ve hukuki olmayacağını söyledi.

``MGK toplantılarında onlarla görev yaparken bir şey hissetmiş miydiniz?`` sorusu üzerine Çiçek, o toplantıların kapalı yapıldığını anımsattı.

-``Vatandaş sağduyusu ile çözmüştür``-

Türkiye`nin yakın tarihi ile ilgili bir çok olayın yeni aydınlandığını ve daha da aydınlanacağını kaydeden Çiçek, ``Artık bütün bu acılardan sonra şunu kabul etmek lazım: Herkesin kendi işini yapması ve halkın iradesine saygı duyması lazım. Halkın seçtiği, halkın iradesi ile gelmeli ve gitmeli, bunun dışında başka yol ve yöntemler bizi sıkıntıya sokar. 4 sene sonunda eğer beğenilmiyorsa o kişiler, halk onları gönderir. `Halk doğruyu bulamaz, onların seçtiği kişiler yanlı oluyor...` Bu doğru değil. Bizim kördüğüm ettiğimiz sorunları vatandaş, sağduyusu ile çözmüştür. Demokrasiyi düzlüğe çıkaran bizatihi halkın kendisi olmuştur`` diye konuştu.

Çiçek, o dönemlerde Adalet Bakanı olduğu anımsatılarak, ``O dönem yaşadıklarınızı yazacak mısınız?`` sorusuna, ``İmkan olursa yazarız`` yanıtını verdi.

Artık darbeler döneminin bittiğini belirten Çiçek, ``2012`de darbe lafını telaffuz etmek, millete ve ülkeye haksızlık olur`` dedi.

-``Türkiye`nin işi zor olur``-

``İleride darbe olabilme ihtimalini hala yedekte tutarsak, beğenmediğimiz iktidar olursa `darbe alternatiftir` dersek, Türkiye`nin işi zor olur`` diyen Çiçek, ``Bu yolda gitmeye gerek yok. Türkiye`nin iyi kötü işleyen bir demokrasisi var ve daha da iyi işleyecek. Bundan sonra halk kimi istiyorsa onu seçer, mevcut partilerden memnun olmayanlar da parti kurabilir ve siyaset yapabilir`` diye konuştu.

Çiçek, Engin Alan`ın tutuklu, Sebahat Tuncel`in ise dışarıda olmasının haksızlık olarak değerlendirildiği anımsatılarak, buna ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, mahkemelerin uyması gereken kuralların hüküm fıkraları olduğunu söyledi.

Mahkemenin ilk başta ``milletvekili seçildiyse tahliye edilmesi gerekir`` diye düşündüğünü, savcılığın bu karara itiraz ettiğini ifade eden Çiçek, Engin Alan ile ilgili kararın kesinleşmediğini, tahliye imkanının her zaman olduğunu belirtti.

Cemil Çiçek, tutuklu milletvekillerini sorunu konusunda baştan beri hep Meclis`in muhatap olduğunu dile getirerek, tutuklu milletvekillerinin serbest kalabilmesi için adli kontroldeki 3 yıl sınırını kaldırdıklarını bildirdi. Çiçek, adli kontrolden pek çok kişinin yararlandığını ancak milletvekillerinin istifade etmediğini ifade etti.