Hüseyin Kaya / Haber - Yorum
Müslümanlara yönelik aşağılamanın haddi hesabı yok!

Herkes kendince Müslümanları eğitmeye, onlara yol göstermeye çalışıyor.

Bunlardan biri de Taraf Gazetesi yönetmeni Ahmet Altan.

Şunları söylüyor Altan:

“Eğer Müslümanlar Hıristiyanlığı aşağılayan filmler yapsalar bunun cevabı büyük bir ihtimalle İspanya’da Sudan Elçisi’nin öldürülmesi, Almanya’da Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nin yakılması olmazdı.

Her yer kan gölüne dönmezdi.

Peki, niye arada böyle bir fark var?

Daha önce de birkaç kere yazmaya çalışmıştım, ben dinlerin de “yaşı” olduğuna inanıyorum.

Müslümanlık kaç yaşında?

1500’lü yaşlarında.

Peki, Hıristiyanlık 1500 yaşındayken Hıristiyanlar nasıl davranıyordu, eleştirileri ya da kışkırtmaları olgunlukla karşılıyorlar mıydı?

Hayır.

Hıristiyanlık 1500 yaşında Ortaçağ’ı yaşıyordu, meydanlarda adam yakıyordu.

Sanırım Müslümanlık da kendi “ortaçağından” geçiyor.

Tahammülsüzlük, kolay cinayet işleme, kızgınlığını hemen birilerini öldürerek gösterme, palayla kafa kesme, intikam alma, Ortaçağ’da yaşamanın göstergeleri.

Müslümanlık henüz kendi rönesansını ve reformunu yaşamadı.”

Ben yorumlarımı sona bırakayım.

Ahmet Taşgetiren güzel bir cevap vermiş:

“Mesela Hiroşima nedir acaba, ya Nagazaki?

Ya Irak işgalinden sonra ölen 1 milyon insan?

Ya Vietnam?

Ya Bosna’da, kadın çocuk demeden 250 bin insanın katli?

Ya Hıristiyan dünyasının birbirini boğazladığı Birinci, İkinci Dünya Savaşları?

Palayla kafa kesme değil kuşkusuz, napalm var ne de olsa Hristiyan uygarlığının gelişme sembolü olarak... Atom ne güne duruyor? At bir bomba, 15 saniyede 150 bin insan buharlaşsın... Tereyağından kıl çeker gibi...

Hıristiyan dünyası çok tahammüllü canım. Hiç kolay cinayet işlemiyor. Palayla kafa kesmiyor, intikam almıyor!

“İslam’ın ortaçağı” imiş.”

Bazılarına ne kadar anlatsan da kâr etmez.

Ahmet Altan da o tiplerden biridir.

Bir defa materyalist kafası şunu almaz: Müslümanlar, Hıristiyanlığı aşağılayan filmler yapmazlar!

Müslümanlar İslam’ın gereği olduğu için başka dinleri aşağılamazlar.

Onlarda ise bu alçaklıkların öncülüğünü kiliseler, papazlar hatta Papa yapıyor.

Onlar kendi dini kişilik ve değerlerine bile hakaret ediyorlar.

Ortaçağdan çıkmışlar ya…

Altan öyle diyor.

2000 yıl sonunda medenileşmişler ve dinden, namustan, şereften soyutlanmışlar.

Yiyen, içen, çiftleşen hayvanlara dönüşmüşler
.
Hatta hayvandan daha aşağı seviyeye düşüp fıtratın reddettiği fiillere yönelmişler.

2000 yıl sonunda böyle oluyormuş.

Gelelim A. Altan’a.

Ben Altan’ın hangi dine inandığını bilmiyorum; ama babası Çetin Altan’ın “Ben tanrıya inanmıyorum, paganım” dediğini hatırlıyorum.

Üslubuna baktığımda Ahmet Altan’ın da aynı yerde durduğunu tahmin ediyorum.

Paganlığın tarihi en azından 4000-5000 yıl vardır herhalde.

Yani ilkel dinlerden biri.

Altan’a göre onlar en azında 2000 yıl önce ortaçağlarını tamamlamışlar.

Yani uğrunda savaşabilecekleri hiçbir değerleri kalmamış.

Peşinen okuyucularımın affına sığınarak cümlemi kuruyorum.

Altan 1985’te verdiği bir röportajda ensest ilişkiyi hatta çocuğun annesiyle ilişkisini doğru bulduğunu söylemişti.

Bu zihniyetteki birinden bir Müslümanın Peygamberine saygısını anlamasını bekler misiniz?