HABER MERKEZİ- Değişen Dünya, gelişen teknoloji insan davranışlarının da değişmesine neden oluyor. 30 yıl önce sokakta kavga eden çocuklarını ayırıp, birbirinden özür dileyen ebeveynler, günümüzde çocuğunu cezalandıran öğretmeni darp eden yetişkinler haline geldi. Ebeveynlerinin koruyuculuğunda, pişman olmayı bilmeyen en önemlisi hata yaptığının farkına varmayan çocuklar yine en çok ailesine zarar veriyor. Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, "Çocuğum hata yapmaz diyen aileler bedel ödüyor" diyor.
Bebek doğduğu andan itibaren ilkel benliğinin devreye girdiğini ifade eden Prof. Dr. Dilbaz, ilk dönemlerde haz ilkesiyle hareket eden bebeğin herkesi emrinde istediğini, bir süre sonra çevrenin farkına varan bebekte gelişen egonun, üst benlik ve vicdanı oluşturduğuna vurgu yaptı. Çocuğun böylece toplumun neleri doğru neleri yanlış kabul ettiklerini algıladığını kaydeden Dilbaz, "Çocuk yetiştirirken doğru ve yanlışları ebeveynlerin onlara
göstermesi gerekiyor" dedi.
Çocuğa Pişmanlık Duygusu Verilmeli
Gelişimde ebeveynin takınacağı tutumun önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nesrin Dilbaz tutarsız tutumların çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini hatırlattı. Dilbaz, "Burada ebeveynin takınacağı tutum çok önemli... Yapılan her hata karşısında ebeveyn aynı tepkiyi vermeli. Tutumlar tutarlı olmalı aksi halde çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemez. Çocuk suçluluk duygusunu yaşamalı. Pişmanlık duygusunu hissetmeli. Çocuğa yanlış yaptığını söylemek ona zarar vermez. Eğer hatalar söylenmezse çocuk benim yaptıklarım hep doğru der ve benmerkezci büyür."
Özür Dileme Özürlüyüz
Gelişimde özür dilemeyi bilmenin de önemli olduğunu vurgulayan Dilbaz; "Toplum olarak maalesef özür dilemeyi bilmiyoruz. Özür dileme özürlüyüz. Yaptığımız yanlışı fark ettiğimizde karşımızdakini üzdüğümüzü, kırdığımızı fark ederek yapılan davranışımızın hatalı olduğunu o kişiye söylemeliyiz. Özür dilemeyi bilmeliyiz. `Benim çocuğum çok akıllı, benim çocuğum hata yapmaz` anlayışı özür dilemekten aciz nesiller yetiştiriyor" dedi.
Nesrin Dilbaz çocuk yetiştirirken ebeveynlerin yaptığı hatalara ilişkin şu tavsiyelerde bulundu: "Kayıtsız şartsız benim çocuğum haklı diyerek yola çıkmamak gerekir. Bu durum gelecekte karşısına çıkacak olumsuz olaylarda bu bana ait, hatayı ben değil karşımdaki yaptı düşüncesine kapılmasına neden olur. Suçu kendinde hiçbir zaman aramaz. Dolayısıyla bunun en büyük bedelini de yine büyükler olarak ebeveynler öder. Bu algı gelecekte kişilik bozukluğuna bile neden olabilir. Yanlış karşısında çocuk özür dilemeyi öğrenmeli.
Son 20 yılda yapılan çalışmalar tüm dünyada benzer sorunların yaşandığı yönünde. Olumsuzluklar karşısında kişilerin kendi payını hesap etmemeleri, olumsuzluktan hep karşı tarafı sorumlu tutmalar insanlarla ilişkileri bozan nedenler. Bu çocuklar böyle doğmuyor. Masum doğan çocukları iyilik için yapacağım derken canavarlar olarak yetiştiriyoruz. Elimize bir hamur veriliyor. Bunun yüzde 10`u sadece genetik. Geri kalan tarafı çevre ve aile şekillendiriyor. O hamuru iyi yoğurmak gerekiyor. İyi insan olmanın erdemi kendi kadar başkasını da düşünmekten geçiyor. Hep ben ben demeyen, ben dediği kadar da zaman zaman biz diyebilen, karşı taraf ne düşünür diye hesaplayan çocuklar yetiştirmek gerekir. Karşımızdakine nasıl davranırsak aynı tepkiyle cevap verir. " (Mahmut Aytekin-İLKHA)
Bebek doğduğu andan itibaren ilkel benliğinin devreye girdiğini ifade eden Prof. Dr. Dilbaz, ilk dönemlerde haz ilkesiyle hareket eden bebeğin herkesi emrinde istediğini, bir süre sonra çevrenin farkına varan bebekte gelişen egonun, üst benlik ve vicdanı oluşturduğuna vurgu yaptı. Çocuğun böylece toplumun neleri doğru neleri yanlış kabul ettiklerini algıladığını kaydeden Dilbaz, "Çocuk yetiştirirken doğru ve yanlışları ebeveynlerin onlara
göstermesi gerekiyor" dedi.
Çocuğa Pişmanlık Duygusu Verilmeli
Gelişimde ebeveynin takınacağı tutumun önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nesrin Dilbaz tutarsız tutumların çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini hatırlattı. Dilbaz, "Burada ebeveynin takınacağı tutum çok önemli... Yapılan her hata karşısında ebeveyn aynı tepkiyi vermeli. Tutumlar tutarlı olmalı aksi halde çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemez. Çocuk suçluluk duygusunu yaşamalı. Pişmanlık duygusunu hissetmeli. Çocuğa yanlış yaptığını söylemek ona zarar vermez. Eğer hatalar söylenmezse çocuk benim yaptıklarım hep doğru der ve benmerkezci büyür."
Özür Dileme Özürlüyüz
Gelişimde özür dilemeyi bilmenin de önemli olduğunu vurgulayan Dilbaz; "Toplum olarak maalesef özür dilemeyi bilmiyoruz. Özür dileme özürlüyüz. Yaptığımız yanlışı fark ettiğimizde karşımızdakini üzdüğümüzü, kırdığımızı fark ederek yapılan davranışımızın hatalı olduğunu o kişiye söylemeliyiz. Özür dilemeyi bilmeliyiz. `Benim çocuğum çok akıllı, benim çocuğum hata yapmaz` anlayışı özür dilemekten aciz nesiller yetiştiriyor" dedi.
Nesrin Dilbaz çocuk yetiştirirken ebeveynlerin yaptığı hatalara ilişkin şu tavsiyelerde bulundu: "Kayıtsız şartsız benim çocuğum haklı diyerek yola çıkmamak gerekir. Bu durum gelecekte karşısına çıkacak olumsuz olaylarda bu bana ait, hatayı ben değil karşımdaki yaptı düşüncesine kapılmasına neden olur. Suçu kendinde hiçbir zaman aramaz. Dolayısıyla bunun en büyük bedelini de yine büyükler olarak ebeveynler öder. Bu algı gelecekte kişilik bozukluğuna bile neden olabilir. Yanlış karşısında çocuk özür dilemeyi öğrenmeli.
Son 20 yılda yapılan çalışmalar tüm dünyada benzer sorunların yaşandığı yönünde. Olumsuzluklar karşısında kişilerin kendi payını hesap etmemeleri, olumsuzluktan hep karşı tarafı sorumlu tutmalar insanlarla ilişkileri bozan nedenler. Bu çocuklar böyle doğmuyor. Masum doğan çocukları iyilik için yapacağım derken canavarlar olarak yetiştiriyoruz. Elimize bir hamur veriliyor. Bunun yüzde 10`u sadece genetik. Geri kalan tarafı çevre ve aile şekillendiriyor. O hamuru iyi yoğurmak gerekiyor. İyi insan olmanın erdemi kendi kadar başkasını da düşünmekten geçiyor. Hep ben ben demeyen, ben dediği kadar da zaman zaman biz diyebilen, karşı taraf ne düşünür diye hesaplayan çocuklar yetiştirmek gerekir. Karşımızdakine nasıl davranırsak aynı tepkiyle cevap verir. " (Mahmut Aytekin-İLKHA)