Osmanlı asırlarından sonra ilk defa İstanbul boğazında ok uçurma denemesi yapıldı.
20 Mayıs Cuma günü kadim okçuluk geleneğini devam ettiren Av. Adnan Mehel ve okçuları Anadoluhisarı`ndan Rumelihisarı`na ok attılar.
Osmanlı okçuları İstanbul`da Hıdrellez günü Rumelihisarı kıyılarından Anadoluhisarı`na doğru ok atarak baharın gelişini ilan ederdi...
Bilindiği üzere Osmanlı medeniyetinde okun ve yayın önemli bir vardır. Sanat ve estetik harikası Osmanlı okları ve yayları gücü ve hâkimiyeti simgeler. Peygamber Efendimizin fiili sünneti olan okçuluk Osmanlı asırlarında kemâl noktasına ulaşmıştır. Günümüzde son zamanlarda popüler sadece bir müsabaka sporu olarak gündeme getirilen okçuluk sabır, azim ve yetenek işidir. Yay sabrı; ok ise itaati sembolize eder. Fatih Sultan Mehmet Han`ın İstanbul`u fethetmesinin hemen akabinde, fetihte önemli başarıları olan okçular bölüğü için Okmeydanı semtinde Okçular Tekkesi kurdurmuş, tekkenin ihtiyaçları için vakıflar tesis etmiştir.
Osmanlı okçuluğu hayatla mematı, gülle diken gibi harmanlayabilmiş bir dünya görüşünün, hâsılı, kılıç gibi elif çeken, yay gibi vav çeken bir yazı kültürünün, eşyaya yansımasıdır.
Günümüzde unutulmak üzere olan klasik Osmanlı okçuluk mesleğine yeni okçular kazandırarak Osmanlı okçuluğunu yaşatmaya çalışan Kemankeş Adnan Mehel ve ekibi 20 Mayıs Cuma günü Anadoluhisarı`ndan Rumelihisarı`na doğru ok atarak uzun süren bir kış mevsiminin ardından İstanbullulara "nihayet" baharın gelişini müjdeledi.
Boğaziçi`nde ok meşki öncesinde görüştüğümüz kemankeş hattat Mahmut Şahin Osmanlı asırlarında okçu üstatlarının yay kabzalarının üzerine "Ya Hakk" nidasını kazıtarak gaza niyetine ok attıklarını belirttikten sonra, günümüzde okçu dedelerinin izinden giden okçuların şifa niyetine ok attığını söylüyor.
Okçu hattatlar üzerine araştırmalar yapan hattat-kemankeş Mahmut Şahin Osmanlı cemiyetinde okçuluğun toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmesini Peygamber Efendimizin (sav) hadislerinde okçuluğu övmesi, zatıâlilerinin ok atmış, yay germiş olması ve sulh devirlerinde İslam düşmanlarına karşı her daim savaşa hazırlıklı olunmasıyla ilgili ayeti kerimelerin mevcudiyetiyle açıklıyor.
Ateşli silahlar icat edilmeden önce Osmanlı ordularının harp meydanlarında galip gelmesinde okçu birliklerinin ve bir harp sanatı ve estetik harikası olan Osmanlı yaylarının önemli bir paya sahip olduğunu ifade eden kemankeş Mahmut Şahin "Okçulukta mutlaka bir üstad gerekli midir?" şeklindeki sorumuzu Kemankeş Mustafa Efendi`nin Kavsname`sine atıfta bulunarak cevaplıyor.
"Benüm karındaşım kabza aşıkı. Hak Subhanehû ve Teâlâ bizi ve seni tarik-i müstakime irşad eyleye. Eğer ok atmak heves idersen gerektürki evvel bir üstad bulup ol üstada ram olasın ve kadir olduğun kadar hidmet ve riayet idesin. Eğer riayete kadir değül isen hidmetin ile onu utandurasın ve kabzayı sena-u dua ile alasın. Andan sonra günden güne idmana şüruğ eyleyesin. Zira üstadsız bir nesne kemal ile idrak olunmak muhaldir."
Osmanlı`da bahar aylarında okçuların İstanbul boğazı üzerinde ok uçurduğunu, kudretli okçuların yaylarından "Ya Hakk" nidasıyla 240 kilometrelik bir hızla çıkıp giden okların, boğazın bir ucundan diğer ucuna; Rumelihisarı`ndan Anadoluhisarı kıyılarına ulaştığını ifade eden Talimhane Grubu okçularından Hattat-Kemankeş Mahmut Şahin, günümüzde Şeyh Hamdullah, Bursalı Şüca, Tozkoparan İskender, Deve Kemal, Kaptan Sinan ve Necmettin Okyay gibi Osmanlı spor tarihinin ünlü kemankeşlerinin isimlerinin dahi unutulduğunu belirtiyor.
Okmeydanı`ndaki Okçular Tekkesi`nin ancak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı gibi büyük bütçeli organizasyonlar tarafından imar edilebileceğine vurgu yapan Mahmut Şahin hiç olmazsa Okmeydanı`ndaki tarih talanından geriye kalan menzil taşlarının acilen koruma altına alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Önümüzdeki yıl Hıdrellez gününde bu kez Rumelihisarı`ndan Anadoluhisarı`na ok atmayı planladıklarını belirten Kemankeş Şahin gönlünde Osmanlı okçuluğuna açık kapılar bulunanları Çarşamba günleri saat 21:30`da Üsküdar`da Niyazi Sayın Kültür Merkezi`ne beklediklerini söylüyor.
Dünya Bülteni