GAZİANTEP - Tesettür seferberliği platformu (TESSEP) Gaziantep sözcüsü İlim-Der başkanı Mustafa Özaslan, başörtüleri ile okula gitmek isteyen kız öğrencilerin geçen seneler gibi haksızlığa uğramaması için yetkililere çağrıda bulunarak, Müslüman halkın inancına olan anlamsız düşmanlığın son bulmasını istedi.
Gaziantep İlim-Der yönetin kurulu üyeleri, eğitim öğretimdeki haksızlıklar ve ABD`de bir yönetmen tarafından Peygamber efendimize yapılan çirkin hakaretler nedeniyle basın toplantısı düzenledi.
Dernek binasında yapılan basın açıklamasını Tesettür Seferberliği Platformu Dönem Sözcüsü İlim-Der Başkanı Mustafa Özaslan okudu. Açıklamaya, tüm öğrenci ve Öğretmenlerin başarılı bir eğitim-öğretim yılı geçirmeleri temennisiyle başlayan Özaslan, Gaziantep İlim-Der camiası ve tesettür seferberliği platformu olarak bu eğitim öğretim yılında, ilim öğrenmek için okula başörtüsü ile giden kız çocukları ve velilerinin her hangi bir zorluk ve tatsızlıkla karşılaşmaması çağrısında bulundu.
"Başörtü Mağduriyetlerin Tekrarlanmamasın"
Özaslan, "Geçen sene ve ondan önceki sene Türkiye`nin bazı yerlerinde, bazı idareciler ideolojik bir tavır takındılar ve Türk ceza kanunun 112. maddesinin açık hükmüne rağmen başörtülü kız çocuklarını zorunlu olan ilköğretim okuluna almadılar ve okumalarına engel oldular. Çocuklarının eğitim hakkını arayan veliler de bir takım haksız cezalara maruz bırakıldılar."dedi.
Halkın inançlarına olan anlamsız öfke ve düşmanlığın son bulması çağrısında bulunan Özaslan, "Sırf İnattan ve inanca husumetten dolayı yavrularımızın okumaktan mahrum edilmeleri ve cehalete göz yumulması ne kadar da ayıptır!" ifadelerine yer vererek geçen yıllar mağdur olan öğrencilerin sesini duymazdan gelen İktidar ve milli eğitim yetkililerine mağduriyetlerin tekrarlanmaması için çağrıda bulundu.
Özaslan, "Geçen sene ve ondan önceki sene Türkiye`nin bazı yerlerinde, bazı idareciler ideolojik bir tavır takındılar ve Türk ceza kanunun 112. maddesinin açık hükmüne rağmen başörtülü kız çocuklarını zorunlu olan ilköğretim okuluna almadılar ve okumalarına engel oldular. Çocuklarının eğitim hakkını arayan veliler de bir takım haksız cezalara maruz bırakıldılar."dedi.
Halkın inançlarına olan anlamsız öfke ve düşmanlığın son bulması çağrısında bulunan Özaslan, "Sırf İnattan ve inanca husumetten dolayı yavrularımızın okumaktan mahrum edilmeleri ve cehalete göz yumulması ne kadar da ayıptır!" ifadelerine yer vererek geçen yıllar mağdur olan öğrencilerin sesini duymazdan gelen İktidar ve milli eğitim yetkililerine mağduriyetlerin tekrarlanmaması için çağrıda bulundu.
Karma Eğitim Son Bulsun
Kur`an-ı Kerim ve Hz. Muhammed`in (s.a.v.) hayatının seçmeli ders olarak okutulmasının takdir edilir bir gelişme olduğunu belirten Özaslan, Bu derslerin zorunlu dersler statüsüne alınması gerektiğini ifade ederek, "Müslüman halkın beklentisi; çocuklarının inançları gereği yaşayabilmeleri, okuyabilmeleri ve eğitim görmeleridir. Başörtüsü ile okumanın dışında Karma eğitim sorununda çözüme kavuşması gerekir. Bunun dışında eğitim saatinde namazlarını kılmak isteyen öğrenci ve öğretmenler için mescit probleminin de aşılması gereklidir."dedi.
Kur`an-ı Kerim ve Hz. Muhammed`in (s.a.v.) hayatının seçmeli ders olarak okutulmasının takdir edilir bir gelişme olduğunu belirten Özaslan, Bu derslerin zorunlu dersler statüsüne alınması gerektiğini ifade ederek, "Müslüman halkın beklentisi; çocuklarının inançları gereği yaşayabilmeleri, okuyabilmeleri ve eğitim görmeleridir. Başörtüsü ile okumanın dışında Karma eğitim sorununda çözüme kavuşması gerekir. Bunun dışında eğitim saatinde namazlarını kılmak isteyen öğrenci ve öğretmenler için mescit probleminin de aşılması gereklidir."dedi.
Amerika Maksatlı Olarak İslam Aleminin Sinirlerini Germekte
Amerika`da bir yönetmen tarafından Peygamber efendimize yapılan hakarete de değinen Özaslan, "Asırlardan beridir her gün artarak devam eden saldırılara rağmen İslam`ı ve onun yüce Peygamberinin ismini yeryüzünden silemeyen kafirler güruhu her gün yeni bir ahlaksızlıkla meydana çıkmaktadır. Amerika`da gösterime giren bu film de bunun son örneğidir."dedi.
Hz. Muhammed`e (s.a.v.) hakaretin asla kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Özaslan, "Hiç bir Müslüman böyle bir küstahlığa tahammül edemez, bu tür bir saldırıyı kabul edemez. Yeryüzünde hiç kimsenin efendimize dil uzatmaya haddi ve hakkı yoktur. Düşünce özgürlüğü basın özgürlüğü hiç kimseye Müslümanların kutsalına edepsizlikte bulunma hakkı vermez. Daha önce Mukaddes kitabımız Kur`an-ı Kerim`in yakılmasında elebaşlılığını üstlenen Amerika bu tür kışkırtmaların nasıl bir boyut kazanacağını çok iyi bilmesine rağmen maksatlı olarak İslam aleminin sinirlerini germektedir" diyerek, İslam`a saldıranları lanetledi.
Amerika`da bir yönetmen tarafından Peygamber efendimize yapılan hakarete de değinen Özaslan, "Asırlardan beridir her gün artarak devam eden saldırılara rağmen İslam`ı ve onun yüce Peygamberinin ismini yeryüzünden silemeyen kafirler güruhu her gün yeni bir ahlaksızlıkla meydana çıkmaktadır. Amerika`da gösterime giren bu film de bunun son örneğidir."dedi.
Hz. Muhammed`e (s.a.v.) hakaretin asla kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Özaslan, "Hiç bir Müslüman böyle bir küstahlığa tahammül edemez, bu tür bir saldırıyı kabul edemez. Yeryüzünde hiç kimsenin efendimize dil uzatmaya haddi ve hakkı yoktur. Düşünce özgürlüğü basın özgürlüğü hiç kimseye Müslümanların kutsalına edepsizlikte bulunma hakkı vermez. Daha önce Mukaddes kitabımız Kur`an-ı Kerim`in yakılmasında elebaşlılığını üstlenen Amerika bu tür kışkırtmaların nasıl bir boyut kazanacağını çok iyi bilmesine rağmen maksatlı olarak İslam aleminin sinirlerini germektedir" diyerek, İslam`a saldıranları lanetledi.
Özaslan, "Halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde devletin en üst tepesinde bulunanların bu menfur filmle yapılan hakareti telin etmeleri beklenirken, bu çirkinliği görmezden gelerek sadece Libya`daki olayı kınamaları çok düşündürücü ve hayret vericidir" dedi.
Özaslan son olarak; "Müslümanlar olarak yetkililerden beklentimiz şu dur ki; Müslümanların kutsallarına dil uzatan, hakaret eden tüm kendini bilmezlere gereken cevabı vermesi ve gereken yaptırımlarla bunların haddini bildirmesidir. Yoksa mahşer gününde Müslümanlar olarak kendilerini Resulullah`a (sav) şikayet edeceğimizi bilmelerini isteriz."dedi.
(Şefik Mert - İLKHA)