Çıkmadan bir kez daha tesettürüne bakan Ahsen, işlerini halletmek için evden çıkar. Yol boyunca dünü ile bugünü arasında kıyaslamalar yapar. Ne de çok şey değişmişti hayatında… İslamsız bir yaşamda nasıl da gayesiz, amaçsız ve hiçler içinde yaşamıştı. Ama bugününe baktığında her an her saniye şükretse yine de bu hidayet nurunun karşılığını ihya edemezdi. Ahsen çarşının en işlek caddesinde ilerlerken başı ve omuzları dimdikti, onurluydu, çünkü yaradanın örtü emrini hakkıyla yerine getirdiğinin bilincindeydi. Bir ara düşüncelerinden sıyrılıp etrafına bakındığında, bir grup komunist gencin köşe başlarında durup ellerindeki ilanları dağıttığını görür. Gençlerden birinin kendisini durdurup pişkin pişkin gülerek ve ukâla bir tavırla: “Bizi tanımak ister misin?” sorusuyla karşılaşır. Ahsen bu sorunun kasti olduğunun farkındaydı. Gayet ciddi bir tavırla: “Sizin ne tür bir düşünceye sahip olduğunuzu çok iyi biliyorum.” Diye cevap verir. Bu cevaba bozulan genç, Ahsen’in örtüsüne diker gözlerini ve: “Niye takıyorsun bu başındaki bezi?” der. Ahsen bir anda neye uğradığına şaşırır! Nasıl olur da başında bulunan iffetinin simgesi olan örtüsüne bez denilebilirdi. Bu nasıl bir aşağılamaydı böyle, bu nasıl bir saygısızlıktı..! Ahsen kaşlarını çatarak: “Senin bu bez diye tabir ettiğin şey Allah’ın ayetidir, yaradanın sözüdür, mümin kadının iffet nişanesidir!” diye cevap verince, genç tüm gücüyle bağırmaya başlar: “Sizler örümcek kafalısınız, gericisiniz, sizin zihniyetiniz yüzünden ilerleyemiyoruz”der. O esnada caddede bulunan onlarca insan gencin sözlerini yalnızca dinlemekle yetinmişti. Bu insanlar nasıl böyle duyarsız olabiliyorlardı! Söyleyecekleri tek bir kelime dahi yok muydu? Ahsen çok üzülmüştü. O an siyreti nebeviden Allah Resûlünün kadının iffeti simgesi olan örtüye, yapılan aşağılamadan dolayı Beni Kaynuka yahudilerine açtığı savaş bir şerit gibi zihninden geçivermişti. Artık orada bulunması hiç bir anlam ifade etmiyordu. Tek bir Muhammed ümmeti dahi çıkıpta bu duruma müdahale etmemişti. Ama biliyordu, Muhammed ümmetinin bu insanlardan ibaret olmadığını, nice ashab yürekli gençlerin bulunduğunu, değil bir Kaynuka grubunu, bin kaynukaları yok edecek imana sahip olduklarını biliyordu.

HAFTANIN YAZISI

Gülcan Çakmak / Adana - Yaş: 23