Sosyal-İş Sendikasının yaptığı araştırmaya göre, yasal sınırların üzerinde çalışma süreleri, ödenmeyen fazla mesailer, izin ve tatili hakkının kısıtlanması, ücretlerden keyfî kesinti, ücretlerin geç veya eksik ödenmesi, hatta hiç ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek ücret yerine asgarî ücretten yatırılması ya da eksik yatırılması gibi hak ihlâlleriyle yaygın olarak karşılaşıldı.

Çalışma şartları ağırlaştı

SOSYAL-İŞ Sendikasının yaptığı araştırmada, 2000-2010 döneminde emekçilerin çalışma şartlarının ağırlaştığı belirtildi. 2000 ve 2010 yıllarının, çalışma hayatı istatistikleri çerçevesinde karşılaştırılarak, emekçilerin sorunlarının ele alındığı araştırmada, iş gücüne katılım, işsizlik ve istihdamda yaşanan değişimler, işsizlik, istihdamdaki dönüşüm, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çalışma şartları, ücretler ve çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi temel konularda 2000’li yıllarda neler yaşandığı karşılaştırmalı olarak irdelendi.

Araştırmaya göre, ortaya çıkan sonuçlardan bazıları şöyle:

2000’li yıllar boyunca işçilerin çalışma şartları daha da ağırlaştı, hak ihlâlleri arttı.
Özellikle sendikasız iş yerleri, küçük ölçekli iş yerleri, fason üretim yapan iş yerleri ve hizmetler sektöründe asgarî çalışma şartların uzağında kalındı. Yasal sınırların üzerinde çalışma süreleri, ödenmeyen fazla mesailer, yıllık ücretli izin ve hafta tatili hakkının kısıtlanması, ücretlerden keyfi kesinti yapılması, ücretlerin geç veya eksik ödenmesi, hatta hiç ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek ücret yerine asgarî ücretten yatırılması ya da eksik yatırılması gibi hak ihlâlleriyle yaygın olarak karşılaşıldı.

*İş gücüne katılma oranı (işsizler ve istihdam edilenlerin çalışabilir yaştaki nüfusa oranı) 2000’de yüzde 49.9 iken, 2010’a gelindiğinde yüzde 48.8’e geriledi. 2000’li yıllar boyunca iş gücüne katılma oranı yüzde 50’nin altında seyretti, adeta iş gücüne katılım bakımından yüzde 50 oranı psikolojik eşik haline geldi.

İş gücüne katılma oranı artmadığı halde işsizlik oranında artış yaşandı. 2000’de yüzde 6.5 olan işsizlik oranı 2010’da yüzde 11.9’a çıktı. İşsizlik oranı 2002’de yüzde 10.3 olarak gerçekleşti, ardından yüzde 10’un altına inmedi.

*İş bulma ümidi olmadığı için iş aramayan, bu yüzden resmî verilerde işsiz sayılmayan, ama çalışmaya hazır olan kişi sayısı 2000’de 132 bin iken, 2010’a gelindiğinde bu sayı 716 bine yükseldi. ‘’Ümitsiz işsizler’’ 2000-2010 yılları arasında 584 bin kişi arttı. Bir başka deyişle ‘’ümitsiz işçilerin’’ sayısı yaklaşık 5.5 katına çıktı.

*2000’li yıllarda işsizlik, hem kadınlar hem erkekler için giderek büyüyen bir sorun olarak kendini gösterdi. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6.6’dan yüzde 11.4’e, kadınlarda ise yüzde 6.3’ten yüzde 13’e yükseldi.

*2000-2010 yılları arasında kadınların iş gücüne katılma oranı 1 puanlık artışla yüzde 27.6’ya çıktı.
*2000-2010 döneminde istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 1 milyon artarken, işsiz sayısı yaklaşık 1.5 milyon yükseldi. Bunun neticesinde istihdam edilen kişi sayısındaki her 2 kişilik artış, 3 işsizi beraberinde getirdi.

*2000 itibariyle 1 yıldan fazla süredir işsiz olanların bütün işsizler içindeki payı 21.2 iken, 2010 yılı itibariyle 1 yıldan fazla süredir işsiz olanların işsizler içindeki payı 28.6’ya yükseldi.

‘’KAMU İŞÇİSİ YARI YARIYA AZALDI’’
Özelleştirme, taşeronlaştırma ve kamuda işçi istihdamının kısıtlanması politikaları neticesinde 2000’li yıllar boyunca kamuda çalışan işçi sayısı giderek azaldı. 2002 itibariyle yerel yönetimler haricinde kamuda çalışan işçi sayısı 488 bin 218 iken, 2010’da yarı yarıya düşerek 241 bin 972 oldu.

Kamuda (yerel yönetimler hariç) 2007-2010 arasında kadrolu memur sayısı yüzde 1.8 artarken, sözleşmeli personel sayısı yüzde 73.6 arttı. Kamu işçisi sayısı ise yüzde 23 geriledi.

Kamuda yaklaşık 175 bin taşeron işçi çalışıyor, yerel yönetimler ile birlikte bu rakamın 300 bini bulduğu tahmin ediliyor.
Kamuda, mevcut mevzuata göre sınıflandırılamayan istihdam biçimleri oluşturuldu. 2011 bütçe gerekçesine göre kamuda (yerel yönetimler hariç) ‘’diğerleri’’ adı altında 103 bin kişi çalıştırılıyor. Yerel yönetimlerde ise ‘’diğerleri’’ adı altında çalıştırılan kişi sayısı 10 bin 612.

‘’ÖZELDE 3 İŞÇİDEN BİRİ KAYIT DIŞI’’
Özel sektörde çalışan her 3 işçiden biri kayıt dışı istihdam ediliyor.
2000-2009’u kapsayan 10 yıllık dönemde, iş kazası ve meslek hastalıkları neticesinde toplam 10 bin 491 işçi öldü, 18 bin 818 işçi ise sürekli iş göremez hale geldi.

2000 itibariyle sigortalılarının yüzde 59.8’i brüt asgarî ücret ile 1.5 brüt asgarî ücret arasında aylık brüt kazanç elde ederken, bu oran 2009’da yüzde 69.8’e yükseldi. 10 yıllık süre zarfında sigortalıların yüzde 10’u daha 1 ila 1.5 brüt asgarî ücret arasında kazanç sağlayanlara katıldı.

2000’de özel sektörde çalışan sigortalıların yüzde 62.1’i 1 ila 1.5 brüt asgarî ücret arasında aylık kazanç elde ederken, bu oran 2010’da yüzde 74.3’e yükseldi.

Yeni Asya