Ücretli öğretmenlerin genel sıkıntılarını ve ücretli öğretmen atamalarında yaşamış oldukları sorunları dile getirmek Ankara Ulus'ta bir araya gelerek basın açıklaması yapan Ücretli Öğretmenler Platformu, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.

Ücretli Öğretmenler Platformundan yapılan açıklamada, "Bizler; devletin resmî okullarında ek ders ücreti karşılığında görev yapan, birçok özlük hakkından mahrum, kadrolu öğretmen maaşının üçte biri oranında maaş alan,  yani asgari ücretin bile altında bir ücretle, sadece okulların açık olduğu dönemlerde çalışan  sayıları yüz bini bulan ücretli öğretmenleriz. Mesleğimizin ilk yıllarında yüksek puanlar almış, ancak kontenjan yetersizliği vb. sebeplerden kaynaklı olarak atanamayan, öğretmenlik mesleğini bir gönül verme işi olarak görmüş ve tüm olumsuzluklara karşın yılmadan çalışan, topluma nice değerler kazandıran öğretmenleriz." denildi.

Milli Eğitim Eski Bakanı Sayın İsmet Yılmaz'ın “Devlet okullarında ek ders karşılığı çalışan ve 5 yılını doldurmuş ücretli öğretmenlerimizi KPSS puanına ve üç katı şartına bakılmaksızın mülâkata alıp bir nebze de olsa mağduriyetlerini gidereceğiz.” sözleri hatırlatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu karar biz ücretli öğretmenler tarafından sevinçle karşılanmıştır. Bu açıklamaya istinaden 652 Sayılı KHK'nin geçici 15. Maddesiyle 5000 ücretli öğretmen ataması kararı 27 Mart 2018 tarihinde Meclis’te kabul edilip aynı gün Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 

Başvuru şartları olarak; 1.) 540 prim gününü tamamlamış olmak, 2.) 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılında aktif olarak görev almış olmak, 3.) KPSS’ den 50 puan ve üzeri almış olmak ve 4.) Herhangi bir kurumdan emeklilik ve mallullük aylığı almamış olmak şeklinde sıralanmıştır. Ancak, bu şartlardan prim gün sayısının bazı il ve ilçelerde 16 gün, bazılarında ise 30 gün üzerinden yatırılmış olması sebebiyle birçok aday mağdur olmuştur. Bu durum, 540 prim günü şartının sağlanması konusunda adaletsizliklere sebebiyet vermiş, uzun yıllar çalışan adaylar bundan dolayı üç katına girememiş ve mülâkata çağrılamamışlardır."

Açıklamanın devamında, "Kanunda '50 puan almış olma' ibaresi geçmiş olmasına karşın yönetmelikle 60 baraj puanı getirilmiş olmasından kaynaklı olarak yaşları ve prim gün sayısı yüksek olan tecrübeli birçok ücretli öğretmenimiz KPSS puanları yuvarlanarak verildiği için tercih dışı kalmış, kanun asıl amacından uzaklaşmıştır. Bu öğretmenlerimizin birçoğu kontenjanda olmasına karşın bu maddeden dolayı tercih yapamamış ve kontenjanları boş kalmıştır. 

Liyakat esaslı çıkmış olan bu kanun, tecrübe ve uzun yıllar çalışmış olma amacından saparak KPSS bazlı bir atama olmuştur. Neticede bilgileri taze olup 2-3 yıl çalışmış olanlar atanmış, uzun yıllar çalışan tecrübeli öğretmenlerimiz tercih dışı bırakılmışlardır.

Bütün şartları ziyadesiyle taşıyıp sayıları 6-7 bin civarında olan eğitimin bu emektar öğretmenlerinin KPSS sıralaması baz alınmaksızın atamalarının yapılıp haklarının iade edilmesi elzemdir. Bir milyonu aşkın taşeronu kadroya alan devletimizin, bu bir avuç mağdur öğretmenini görüp, tıpkı dershane öğretmenlerinin kadroya alındığı gibi (KPSS ve baraj puanı olmadan, prim esaslı) bir yöntemle gereğini yapacağına ve mağduriyetlerimizi gidereceğine olan inancımız tamdır."  

Mağdur öğretmenlerin haklarının iadesi adına çözüm önerilerini sıralanan açıklamada şu maddeler sıralandı;

"1. Daha önceki alımlarda yaratılan mağduriyetin giderilmesi adına ücretli öğretmenlerimizin sigorta primlerinin hakkaniyete uygun olarak hesaplanıp yeni bir başvurunun alınması.

2. KPSS'siz ve belli bir prim gün sayısıyla atanan dersane öğretmenlerinin atamalarına benzer bir yöntemle ücretli öğretmenlerimizin de atamalarının gerçekleştirilmesi.   

3. Bu mağduriyetler giderilirken de primi en yüksek olandan başlanarak atamalarının gerçekleştirilmesi.

4. Kontenjan dağılımına hakkaniyetle yaklaşılması ve dağılım yapılırken ataması az olan bölümlerin (fizik, kimya, biyoloji, muhasebe ve pazarlama, el sanatları, giyim vb. teknik bölümler) durumunun göz önünde bulundurulması.

5. Devletin resmi okullarında yıllarca ücretli öğretmen olarak çalışmasında herhangi bir sakınca olmadığı adli makamlarca tespit edilmesine rağmen çalıştırılan ve hâlâ çalışmakta olan bazı adayların mülakatta puanlarının düşürülüp kontenjan dışı bırakılması büyük bir mağduriyete sebebiyet vermiştir.

Adayın kendi tasarrufu dışında olmasına karşın yakın ve uzak çevresinden kaynaklı olarak güvenlik gerekçesiyle mülâkatlarda puanlarının düşürülmesi, emeklerinin heba olmasına sebebiyet vermektedir. Bu konuda daha hassas davranılması ve güvenlik soruşturmalarının sadece adayla alâkalı olarak yürütülmesi.

6. Geçici 15. Madde bu öğretmenlerimiz için çıkmıştır, ancak bunun ruhuna aykırı davranılmıştır. Bu emektar öğretmenlerimizin haklarının aciliyetle teslim edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. 

7. Bakanlıkça yapılan Sözlü Mülâkatta sorulan 4 soruya da tam ve net cevaplar verilmesine karşın puanları yuvarlanarak aynısı verildiği için, KPSS puanı 60’ın altında olan ve uzun yıllar çalışan ücretli öğretmenlerimiz baraj altında bırakılmış, kontenjanları dolmamasına karşın tercih yapamamışlardır. İki defa aynı sınava giren adaya her ikisinde de kpss puanının yuvarlanarak aynısının verilmesi tesadüfi değildir. Bu uygulamanın yapılan sözlü mülâkatın ruhuna aykırı olduğunu düşünüyoruz. 

8. Ücretli öğretmenler olarak,  öğrenci-öğretmen-veli ve çevreyi bir bütün olarak görüyor, birindeki eksikliğin bir diğerini olumsuz etkileyeceğini ve hedeflenen başarıya ulaşılmasının mümkün olamayacağını düşünmekteyiz. Öğretmenlerin, kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak kategorize edilmesi, gerek ekonomik, gerek sosyolojik, gerekse psikolojik olarak büyük tahribatlara sebebiyet vermektedir, vermeye de devam etmektedir. Ücretli öğretmenlerimiz bunun en belirgin örneğidir. Sonuç itibarıyla yaşanan tüm bu sıkıntılar boşanmalara, intiharlara ve aile düzeninin bozulmasına yol açmaktadır. Bu nedenle bu uygulamanın tamamen kaldırılması gerektiğini düşünmekteyiz." (İLKHA)