Lübnan`da 27 gün önce kaçırılan ve dün gece Lübnan ordusuna teslim edilen işadamı Aydın Tufan Tekin, ``Sayın Büyükelçiyi görene kadar serbest bırakılacağıma inanamadım`` dedi.
İş için geldiği Beyrut`ta Havalimanı`ndan çıktıktan sonra, bindiği taksiden kaçırılan ve 27 gündür kurtarılması için Türkiye ve Lübnan yetkililerinin büyük çaba harcadığı Tekin, Türkiye`ye getirildiği özel uçakta, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı`na indikten sonra alandan ayrıldığını belirten Tekin, kaçırılma anını şöyle anlattı:
``Ben alandan çıkıp taksiye bindim. O sırada telefonumu açtım. Gelen e-maillere bakıp mesaj yazıyordum. Birden taksinin etrafında siren sesi duydum. Taksinin önüne bir aracın geldiğini gördüm. Başımı kaldırdım taksi şoförü bir şeyler söylüyordu. O sırada taksiye yanaşan yüzü maskeli eli silahlı bir kişi gördüm. Hemen gayri ihtiyari ellerimi başımın üstüne koyup aracın koltuğunun altına doğru eğildim. Ben aracı soymak istediklerini düşündüm. Ancak kapı açıldı ve beni bir el çekip dışarı çıkardı. Maskeli kişiler beni başka bir araca bindirince eli kaleşnikoflu insanlar gördüm. Gözlerimi bağladılar ve beni bir eve götürdüler.``
Kaçırıldıktan sonra kendisiyle görüşen Anadolu Ajansı ekibinin kendisine büyük moral verdiğini ifade eden Tekin, ``Benim yanıma kendi canlarını tehlikeye atarak geldiklerini bildiğim için, hallerinden de şeyi anladım. Çok üzüldüler. Bana büyük destek oldular. Onlara dokunmak, onlarla beraber yemek yemek çok iyiydi. Hala olayın şokundaydım onlar geldiği zaman. Geldiler çok fazla destek oldular. Çok teşekkür ediyorum onlara`` dedi.
Kendisini kaçırarak eve hapsedenlerin defalarca onu öldürmeyeceklerini söylediklerini ifade eden Tekin, ``27 gün boyunca inanın serbest bırakılıp bırakılmayacağınızı bilmiyorsunuz. Beni öldürmeyeceklerini defalarca söylediler. Ne kadar inanabilirsiniz? Ben bunu aşmak için kendime 72 saat tanıyordum. Bırakılıp bırakılmayacağımı, ölüp ölmeyeceğimi sürekli düşündüm. Bunlar arasında sürekli gidip geliyorsunuz. Benim bırakılacağım düşüncesinde birçok seçenek var. Askeri operasyon olabilir ama operasyondan korkuyorsunuz. Açıkçası dışarda çocuklar oyun için maytap attığı zaman irkiliyorsunuz`` diye konuştu.
"SEN DE MASUMSUN" DEDİLER
Kendisini kaçıranlar tarafından normal bir evde tutulduğunu belirten Tekin, ``Karanlık bir yere sadece ilk gün ve bir gazeteciyle yapacağım röportaj sırasında indirdiler. Ancak evde pencereye yanaşmam, balkona çıkmam yasaktı. Yemek yönünden sıkıntım yoktu. Bana `sen de masumsun bizim de başka bir çaremiz yok` dediler`` açıklamasında bulundu.
Tekin günlerini televizyon izleyerek, gazete okuyarak ya da kitap okuyarak geçirdiğini belirterek, ``Farklı yerlerde kaldım. Tabiri caizse kendime kaldığım yerlerde volta mesafesi koydum. O arada vücudu hareket ettiriyorsunuz`` diye konuştu.
Tekin, salı günü öğlen saatlerinde kendisine iki gün içinde serbest bırakılacağının söylendiğini ancak buna çok sevinemediğini ifade ederek, o anki ruh halini şöyle anlattı:
``Neden iki gün? Diye kendime sordum. Daha öncesinde de bazı gelişmeler olduğu zaman, şu haberi bekliyoruz gibi şeyleri söylemişlerdi. Ben biraz da en son araca binene kadar, büyükelçiyi görene kadar serbest kalacağıma inanmadım. Çünkü daha önce de buna benzer konuşmalar geçmişti. Birkaç saat geçtikten sonra, bu sefer `yarına yapıyoruz` dediler. Yarın sabah veya öğlen serbest bırakılabileceğimi söylediler. En sonunda serbest bırakılmamın bu akşam (salı akşamı) biteceğini söylediler.``
"SES TONUNU HİSSETMEK..."
Serbest bırakılmadan önce uzayan saç ve sakalını traş etmek için odasına berber getirdiklerini söyleyen Tekin, ``Kıyafetlerimi de getirdiler. Ben hala fazla ümitlenmemeye çalışıyordum. Çünkü çok büyük bir operasyon. Farkındayım. İki taraf içinde büyük operasyon. Peki dedim, sonra bir ara nasıl olacak acaba yarın mı olsa gibi bir şey dediler. Çalışıyoruz bu akşam için dediler. En sonunda da beni bir araca bindirip yolun yarısına kadar gözlerim bağlı getirdiler. Sonra da açıp Lübnan Ordusu yetkililerine teslim ettiler`` şeklinde konuştu.
Serbest bırakıldıktan sonra ailesiyle telefonla Beyrut`tan günler sonra ilk kez görüşen Tekin, ``Onlar çok sevindiler doğal olarak. Annem, babam, ablam çok mutlular. Açıkçası onların da ne dediklerini duymuyorsunuz. Sadece seslerini, bildiğim o ses tonunu hissetmek benim için çok önemli`` dedi.
Tekin, Lübnan`da yaşadığı bu acı deneyimden sonra tekrar Beyrut`a gidip gitmeyeceği yönündeki soruya ise ``Hayat uzun. Bir şeyleri kesip atmak mümkün değil. Hayatta hiçbir şeye kesin olur ya da olmaz demek zor. Zaten şirkette Lübnan ile ilgilenen şahıs ben değilim. Lübnan;a ilk gelişim. Lübnan ile ilgili fazla bir şey bilmiyorum açıkcası. Hala çok fazla değerlendiremiyorum. Birkaç güne ihtiyacım var. Ailemi göreceğim`` şeklinde cevap verdi.
YETKİLİLERE TEŞEKKÜR
Kendisinin kurtarılması için çaba gösteren başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye`nin Beyrut Büyükelçisi İnan Özyıldız olmak üzere Lübnanlı yetkililere teşekkür eden Tekin, kendisine destek olan şirket yöneticilerine de teşekkürlerini iletti.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati`nin özel uçağıyla Dalaman Havalimanı`na inen Tekin, ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Takin`in ülkeye geri dönmesini büyük bir sevinçle karşılayan aile üyeleri, ``Biz devletimize güveniyorduk. Bunun karşılığını aldık. Çok mutluyuz`` diyerek duygularını ifade etti.
(AA)