BATMAN - İnsanı Yardım Vakfı (İHH) Batman Temsilcisi Bey-Der tarafından 31 Mayıs 2010 tarihinde saldırıya uğrayan Mavi Marmara Gemisi saldırısının yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen panele Gazeteci-Yazar Ahmet Varol ve İHH Ortadoğu uzmanı Turan Kışlakçı katıldı. Yeni Kültür Merkezi Konferans Salonu`nda saat 14.00`te başlayan bazı siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

 

Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan panelde açılış ve selamlama konuşması yapan Bey-Der Başkanı Zeki İslamoğlu katılımcılara teşekkür etti. İsrail`in zevk alarak katliam yaptığını ifade eden İslamoğlu, Mavi Marmara`da 9 şehidin kanının bereketiyle Ortadoğu`da özgürlük yolunun açıldığını söyledi.

 

Mavi Marmara gemisi ve yaşananlarla ilgili hazırlanan sinevizyon gösteriminden sonra Mavi Marmara`da şehid olan Ali Haydar Bengi üzerine yazılan Kürtçe şiir okundu. Bengisi Uluçay adlı kız çocuğunun Şeyh Ahmet Yasin`in duasını okumasının ardından Gazeteci- Yazar Ahmet Varol söz aldı.

Mavi Marmara Arap ve Ortadoğu ülkelerinde özgürlük hareketlerinin motor gücü oldu
Mavi Marmara konvoyundan önce Gazze`ye gidip döndüklerinde Mısır`da fişlendiklerini ve kendilerini fişleyenlerin şimdi devrildiğini dile getiren Varol, Mavi Marmara ve benzeri konvoyların Arap ve Ortadoğu ülkelerinde özgürlük hareketi ve motor gücü olduğunu söyledi. Varol, Arap gençlerinin başlarındaki dikta rejimlerinin güçlü olmadığını ve davaya "onur meselesi" olarak baktıklarından özgürlük harekâtlarının başladığını ve bu birikimin bir kıvılcımla harekete geçtiğini kaydetti.

 

Saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunan Varol, saldırı gecesinde yaşananları anlattığı konuşmasında, uzakta duran İsrail askerlerinin sabah namazını kılmaya başladıklarını görünce hızla harekete geçtiklerini ve "Ettihiyatu"ya oturduklarında gemiye saldırıya başladıklarını anlattı. Atılan gaz bombalarının esen rüzgârla Allah`ın etkisiz hale getirdiğini vurgulayan Varol, İsrail askerleri saldırmalarına rağmen korku içinde ve yaklaşamadılar. 4 farklı helikopterden havadan gemiye ateş ettiler. En büyük can kaybı ve yaralanma orda oldu. Daha sonra gemiye indirme yapıp gemiyi kontrol altına aldılar." ifadelerini kullandı.

 

İsraillilerin en önemli yanları yalancılıktır
İsrail`in batıdaki medyalar aracılığıyla kendini savunmak için birçok yalana başvurduğunu söyleyen Varol, İsrail`in gemilerde bulunan balta, testere gibi yardım malzemelerini saldırı aracı gibi göstermeye çalıştıklarını belirterek, "bu malzemelerle kaç asker yaralandı" diye sordu.

 

Marmara Şehitlerinin hepsinin yüzünün güldüğünü gördüğünü ve onların yeni bir dünya hayatı kazandıklarını ifade eden Varol, gemideki aktivistlerden hiçbirinin ölüm korkusu yaşamadığını belirterek, gemidekilerin o anda şehadeti düşündüklerini ve dünya ile irtibatlarını kestiklerini söyledi. İsrail askerlerinin gafil avlamak maksadıyla namaz esnasında saldırdıklarını ancak başarılı olamadıklarını vurgulayan Varol, "Filistin El- Halil Camii`nde de aynı taktik uygulandı. Saldırı yapan kişi sivil bir doktordu. İsrail`de askerle sivil arasında fark budur işte" ifadelerini kullandı.

 

İsraillilerin en önemli yanlarının yalancılık olduğunu ve bununla ilgili Mavi Marmara`da yakalandıktan sonraki olaylardan örnekler vererek açıkladı. İsrail`de Türkiye`ye dönmek için uçağa binerken Siyonistlere dönerek, "Hepimiz Filistinliyiz tekrar geleceğiz" dediğini hatırlatan Varol, "işte tekrar gidiyoruz" dedi.

 

İslam dünyasında son durum
İHH Ortadoğu uzmanı Turan Kışlakçı da, İslam yaşananların içyüzünü anlattığı konuşmasında; İslam dünyasının ahvali, Arap dünyasında yaşananların öncesi var mıydı?, Yaşananlarda batının rolü var mı?, Gençlerin, internetin rolü nedir?, Bundan sonra neler olur başlıkları altında yaşananları anlattı.

 

18. yüzyıldan itibaren İslam Dünyasının emperyalizmin boyunduruğuna girdiğini ve zulmün en alasını yaşadığını ifade eden Kışlakçı, son 60 yıldır Libya, Mısır ve Suriye`de yaşanan zulümleri ve katliamları örneklerle anlattı. Kışlakçı, Kaddafi`nin 42 yıllık iktidarında on binlerce Müslüman`ı muhalif diye öldürdüğünü belirterek, aynı şeylerin Suriye ve Mısır içinde geçerli olduğunu kaydetti.

 

Filistin davasına en büyük ihaneti Filistin`in güçlenmesini istemeyen Mısır, Ürdün ve Suriye`nin yaptığı dile getiren Kışlakçı, geçmişte bu ülkelerde yaşanan katliamların gizlendiğini ancak şimdi teknoloji sayesinde gün be gün yaşanan katliamların dünya kamuoyuna yansıdığını söyledi.

 

Dünya İslam Dünyasını Bekliyor
Şu anda İslam dünyasında diktatörlerin gitmesi üzerine bir zafer havası olduğunu ve yasaklanan hareketlerin yeniden kurulduğunu ifade eden Kışlakçı, "İslam Dünyası artık geriye gitmez. 21 Yüzyıl İslam dünyasının olacak" dedi.

Veysi Demir, M. Sıddık Demir - İLKHA