Malumunuz, Türkiye haziran ayı içerisinde milletvekili seçimlerine gidiyor. Seçimler yaklaştıkça, kendilerine Makyavelizm akımını rehber seçen siyasetçiler, hedefe varmak için her yolu deneyip, her yolu da meşru görme lakaytlığını hiç çekinmeden gösteriyor. Doğu-Güneydoğu bölgelerinde de BDP­-PKK, seçimlerin kokusunun alındığı günden itibaren, gerginliği had safhaya çıkarmış, Allah`ın her gününe kendi ideolojilerine göre bir mana yükleyip, kanı kaynayan gençleri, sokaklara döküyor, esnafın dükkanını tehditle kapattırıyor, kimi illerde şehir içi ulaşımını çalışamaz duruma getirip insanları mağdur etmekten geri durmuyor, dükkanları, seçim bürolarını, araçları taşlıyor, molotoflarla yakmaya çalışıyor. İslami kimlikleriyle ön plana çıkan, hayır faaliyetleriyle tanıdığımız derneklere saldırı ve talanlarından söz etmeye gerek yok sanırım.

Şimdi anlatacağım konu ise, BDP-PKK`nın bir yandan sivil Cuma ismini verdikleri, bazı illerde insanların camilerden men edilip açık alanda kendi ‘imam`larının arkasında namaz kılmalarını sağladığı bir eylem biçimi, diğer yandan cami ve cumaya ne derece saygısız olduklarını gösteren açık bir vesika…

Başta da belirttiğim gibi bütün Müslümanlar gibi ben de Cuma namazını kılmak için camiye gittim ve bu hafta Cuma namazımı Diyarbakır Gaziler semtindeki Demirok camiinde kıldım. Cuma namazı kıldığım camii, büyüklüğü ve ihtişamı dolayısıyla özellikle Cuma günleri çok kalabalık oluyor. Caminin dört tarafı araçlarla doluyor, hutbenin okunduğu saatlerde ise etrafta bir sessizlik hakim oluyor. Oralardan geçen herkes, istisnasız bir şekilde, anlar ki bugün Cuma ve insanlar namaz için toplanmış sessizliğin o derece olduğu zaman da namazın kılındığı andır. Ancak gelin görün ki, BDP propagandası yapan araç bunu bilmiyor! dersem de inanmayın, biliyor ancak bilmiyor! gibi davranıyor.

Namazdayız, imam cumanın ilk rekatını bitirmiş, ikinci rekat için ayaktayız ve namaz kılınacak. Ses sisteminde hiçbir sorun yok, imam üst katta bizler zemin katta, kimisi de avluda namaz kılınıyor. Her taraftan imamın sesi rahat bir şekilde duyuluyor. İkinci rekatta Fatiha okunuşu başladı ki o esnada gümbür gümbür bir müzik sesi, müzik sesini kesen cırtlak bir kadın sesi. Sesin yüksekliğinden nerdeyse beton sallanıyor. Hani olur ya bazen yüksek gümbürtüde ayaklarınız altındaki betonun sarsıldığını hissedersiniz. İşte tam da öyle bir gümbürtü… havaların sıcaklığı dolayısıyla pencerelerin de açık olduğunu düşünürsek, isyan kokan müziğin ve cırtlak kadının sesinin, imamın Fatiha okuduğu sesini bastırıp, hatta duyulmaz bir hale getirdiğini tahmin edebilirsiniz. Araç yavaş yavaş caminin iki tarafında turunu tamamlayıp uzaklaşmaya çalıştı. Tabii o esnada pek de duyamadığımız imamın Fatiha okunuşu sona gelmişti. Bahsettiğim ses de, BDP`nin propagandasını yapan bir ses. BDP`nin desteklediği bağımsız adayın seçim bürosu açılacakmış, herkes davetliymiş.

Şimdi vicdan sahibi, dindar veya dinden uzak ama insan olan herkese soruyoruz. Bir insan kör olmasının dışında, caminin etrafında dolaşsa, o esnanın namaz veya hutbe esnası olduğunu bilmez mi? Peki namaza, cumaya, insana saygısı olan, dindar veya dinsiz, bir insan, ibadet yapıldığı esnada böyle bir densizliğe imza atar mı? Demek ki atılıyormuş!!!

Evet, işte Demirok cuması böyle kılındı. Peki Dağkapıdaki sivil ‘Cuma`da neler var. Muhtemelen bazı ‘imam`lar ön safta oturmuş. Arkasında saf tutan bir kısım BDP`li, tabii bazı BDP`liler de arkadan bakmakla yetiniyor, Cuma namazı kılınıyor. Ortadoğu halklarının kıyamından taklit edilen bu eylemde, BDP`nin samimi olduğunu iddia eden var mı? Bence yok, olmamalı. Cumaya, namaza, insanlara değer veriyorsanız, saygınız varsa, bir Cuma günü, namazın ikinci rekatında, aleni bir şekilde Cuma olduğu ve insanların caminin içerisinde ve avlusunda namaz kıldığı bir zamanda, gümbür gümbür ve ciyak seslerinizle, imamın sesini kısar mısınız?

Bir de bazı ‘aydın`lar, güya ‘orta yol`cular, BDP-PKK`ya, dine karşı antipatileri dolayısıyla yapılan eleştirileri ‘abartılı` buluyorlarmış. Daha ne yapsın BDP-PKK dine düşman olduğunu göstermek için. Karayılan`ın Kürtlere en uygun dinin Zerdüştlük olduğunu söylemesi, yüksekovada Kuran ve dini kitapları yakmaları, imam ve dindar insanları öldürmeleri, Öcalanı peygamber ilan etmeleri, televizyonlar kabe ilan etmeleri, Cuma günü imamın sesini müzik ve kadın sesiyle basmaları vb. birer kanıt olarak yeterli değil mi?

Bölge halkı artık açık bir şekilde ortaya çıkan bu durumun, er geç farkına varacak ve varıyor da. ‘sivil Cuma` deyip, namazla, dinle bir sorunlarının olmadığını ima etmek yeterli değildir. Cuma vakti, imamın fatihayı okuduğu sesini kısmak isteyişinizi, elbette o namazda olan insanlar tarafından, zihinlerinin bir köşesine kaydedilecektir. Bir de kitap yüklü eşek misali, okudukları İslami ilmi, böyle bir zihniyetin, hedefe giden her yol mübahtır siyasetine malzeme yapan bel`amların da hesabını Allah kesecektir, ona havale ediyoruz…

HÜSEYİN ERDEM / DİYARBAKIR / DOĞRUHABER