ŞANLIURFA - Viranşehir Özal mahallesinde yaşayan Remziye Huter, her an yıkılma tehlikesi bulunan dereme çatma evinde yaşam mücadelesi veriyor. Evin her tarafında derin yarıklar oluşmuş ve ev sahibi çaresiz kalan ailenin elinden duadan başka bir şey gelmezken, aile kendilerine uzanacak yardım eli bekliyor.
Eşi 6 yıl önce evi terk etmesi ile dört çocuğuna hem anne ve hem de baba olmak zorunda kalan, anne Remziye Huter`in çilesi bununla bitmemiş. Bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının hem yaşı küçük ve hem de iki çocuğu zihinsel özürlü durumdadır. Boşanma işlemlerinin uzaması ve sahipsizlikten bir çocuğuna özürlü aylığı bağlanmış. Diğer çocuğa ise hiçbir ödeme yapılmıyor. Aldığı özürlü maaşı çocuklarına şahsi giderlerine bile yetmiyor. Biryandan çocukların bakımı biryandan da maddi sıkıntılar aileyi perişan ederken, anne fırsat buldukça yakın tarla işlerinde amelelik yapıyor.
Çocuklar büyüdükçe hem kendilerine ve hem de çevrelerine zarar verdiğinden, anne evden çıkamaz olmuş. Yaşadığı ve kendisine ait olan derme çatma ev, artık ömrünü doldurmuş ve yıkıldı yıkılacak. Anne çaresiz \"Gece ev yıkıl korkusu ile yatamıyorum\" diyor
Anne Remziye Huter, yürek yakan dramını şöyle anlattı: \"Yıllardır maddi sıkıntılara ve özürlü çocuklarımın sıkıntılarına katlanıyorum. Oturduğum ev yıkık da olsa çok şükür barınabiliyorduk. Kira sorunumuz yoktu. Zaten olsaydı da kira ödeyecek durumumuz yoktu. Allah razı olsun giyim ve gıda konularında başta Cami-Der olmak üzere bazı hayırseverler yardımcı oluyordu. Ama oturduğum ev şuanda oluşan yarık ve çatlaklardan dolayı yıkıldı yıkılacak. Üstü toprak olan ve kışın damlayan tavanını çadır ile örterdik. Zemin toprak olduğundan ve evin yapımında 1 kg dahi demir bulunmadığından ev çöküyor. Duvarlarda büyük çatlaklar oluşmuş. Duvarlarda oluşan yarıklardan dışarıyı net görüyoruz ve bu çatlaklardan haşereler içeri girmektedir. Evime misafir olarak gelen bir bayan akrabam duvarlar ya bu gece üstümüze yıkılırsa korkusu ile evimde yatmaktan kaçınarak gitti. Çocukları çatlakların çok olduğu yerlere oturtmuyor ve yatırmamaya çalışıyorum. Tehlikeli gördüğüm noktalarda ben yatıyorum. İlkbahardan itibaren çatlaklar ve dış duvarların eğimi çok artı. Havaların ısınmasını da fırsat bilerek eve mecburi hallerde giriyoruz.
Zamanımızın çoğunu bahçede geçiriyoruz. Zaten sıcak olması nedeni ile gecelerinde bahçemizde (yatma tahtasında) yatıyoruz. Fakat önümüz kış. Evi gören herkes bu ev buhar aylarına çıkmaz diyor. Zaten görünen köy kılavuz istemez evin hali ortada. Çağırdığım inşaat ustaları tamiratın mümkün olmadığı ve bu evin bir an ünce yıkılması gerektiği söylendi. Ben ve çocuklarım hiç bir şey istemiyoruz. Sadece başımızı yastığımıza koyduğumuzda göçük altında kalmadan sabahlama endişesinden uzak bir uyku istiyoruz. Başta kaymakamlık, belediye, sivil toplum kuruluşları ve hayırsever vatandaşlardan bir yardım eli bekliyoruz.\" dedi. (Sabri Acet - İLKHA)