DİYARBAKIR - İmam Hatip Mezunları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 46 yıl önce Mısır`da idam edilerek şehit edilen Seyyid Kutup hakkında yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "29 Ağustos 1966 yılında inancı uğruna gülerek şahadete giden Seyyid Kutup`un şahadetinin 46. yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyoruz" denildi.
Seyyid Kutup`un son yüzyılın İslam dünyasındaki mustazaf ve mazlum Müslümanların yegâne sesi ve hamisi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, yeryüzü müstekbir güçlerinin korkulu rüyası ve İslam dünyasına Fizilal-il Kur`an gibi paha biçilmez bir eseri bıraktığına işaret edildi.
Seyyid Kutub`un 20. yüzyılın en büyük ve önemli düşünürlerinden biri olduğu ifade edilen açıklamada, "O inancı uğruna tüm sıkıntı ve güçlüklere göğüs geren, hatta bu yolda canını vermekten dahi çekinmeyen düşünceleriyle, yaşantısıyla çevresine ışık saçan önder bir şahsiyettir" denildi.
Açıklamanın devamında, "Çağdaş Firavun Nasır`ın mahkeme heyeti onu idama mahkûm ettiğinde Şehidin ağzından şu sözler dökülmüştü: `Eğer Yüce Allah`ın kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk`ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah``a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah``ın birliğine şahadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır. Bir müminin bir münafıktan af dilemez.` Bu sözleri onu ebedileştiren, tüm İslam âleminde örnek ve önder bir mücahit olarak tanınmasına vesile olan sözler olmuştur. Onun dünyevi bedeni idam yoluyla öldürülüp toprağa gömüldü, ama gösterdiği kararlılık fikirlerini kendisine yönelen inanç sahiplerinin önünü açan bir meşale kıldı" ifadelerine yer verildi. (M. Salih Keskin - İLKHA)
Seyyid Kutup`un son yüzyılın İslam dünyasındaki mustazaf ve mazlum Müslümanların yegâne sesi ve hamisi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, yeryüzü müstekbir güçlerinin korkulu rüyası ve İslam dünyasına Fizilal-il Kur`an gibi paha biçilmez bir eseri bıraktığına işaret edildi.
Seyyid Kutub`un 20. yüzyılın en büyük ve önemli düşünürlerinden biri olduğu ifade edilen açıklamada, "O inancı uğruna tüm sıkıntı ve güçlüklere göğüs geren, hatta bu yolda canını vermekten dahi çekinmeyen düşünceleriyle, yaşantısıyla çevresine ışık saçan önder bir şahsiyettir" denildi.
Açıklamanın devamında, "Çağdaş Firavun Nasır`ın mahkeme heyeti onu idama mahkûm ettiğinde Şehidin ağzından şu sözler dökülmüştü: `Eğer Yüce Allah`ın kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk`ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah``a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah``ın birliğine şahadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır. Bir müminin bir münafıktan af dilemez.` Bu sözleri onu ebedileştiren, tüm İslam âleminde örnek ve önder bir mücahit olarak tanınmasına vesile olan sözler olmuştur. Onun dünyevi bedeni idam yoluyla öldürülüp toprağa gömüldü, ama gösterdiği kararlılık fikirlerini kendisine yönelen inanç sahiplerinin önünü açan bir meşale kıldı" ifadelerine yer verildi. (M. Salih Keskin - İLKHA)